Sadece Güvenebilirsin Çirkin

111 5 11
                                    

"Allah kahretsin" sanki küfür etmiyor bela okumuyor da sessiz bir ağıt yakıyor gibiydi.

Ne olduğunu çözemememin yanı sıra bir de bacaklarımla ellerimi aslında hiçbir yerimi hissetmiyordum. En son Buğranın kucağına düşerken gecenin karanlığını görebilmiştim oysa şimdi ?

Gözlerim açık mı kapalımı bilmiyorum ama kap kara bir boşluk izliyordum.

Bedenimin kontrolü tamamen kaybolmuştu. Şuan ki tek çabam ise zihnimin de bedenim gibi kontrolü kendi eline almamasıydı.

Sağ elime gelen sıcaklıkla Buğranın elimi tuttuğunu anladım.

Şimdi de ıslaklık. Elimi öpüyordu.

Biraz sonra bir telefon sesi duydum. Benim telefonumdu sanırım.

Ses yaklaşınca Buğranın eline aldığını anladım.

"Bir bu eksikti" kimdi ki acaba?

"Ben ne diycem şimdi abine ufaklık. Kardeşin dizimde kriz geçiriyor büyük ihtimalle bayıldı mı diyeceğim. Off" kastığı çenesini koyulamış gözlerini hayal edebiliyordum.

Ses kesilince telefonu açtığını fark ettim.

"Alo"

"........"

"Yok abi bir sorun yok şey Alya uyuyor ondan ben..."

".........."

"yok yok gerçekten"

".............."

"Peki"

Sesi yalan söyleyen küçük çocukların sesindeki tınıya benziyordu. Bu tonu iyi bilirdim, küçükken dışarıda oynayıp üstümü kirlettiğimde annemin kızmaması için düştüm cümlemdeki tondu bu.

Ama Buğrayı ilk kez bu tonda bir şey söylerken duyuyordum. Genelde kendinden emin ne biliyim rahat olurdu.

Sinir olduğum birçok huyu olmasına rağmen bir şey vardı ki onu abimle aynı kefeye koymamı sağlıycak kadar güçlüydü. O dürüsttü. Yalan söylemez, asla yanlış konuşmazdı. Evet belki fazla açık sözlüydü ama sonuçta yalan söylemiyordu.

Her zaman olduğu gibi o yine doğruyu söylemişti. Belki fazla alıngan yapımdandır bilmiyorum ama babamın benim yüzümden gitmiş olma ihtimali vardı. Ve ben bu ihtimali göz ardı edemezdim. Bu güne kadar hep annemi suçladım. Bu kolayıma geldi belki...

Asıl canımı acıtan ne olursa olsun gitmiş olmasıydı. Bana herşeyi konuşarak aşabileceğimi öğreten adam hiçbir açıklama yapmadan ortadan kaybolmuştu.

Bizden çok uzakta belkide o şuan mutlu.. bunun düşüncesi bile beni bu kadar korkutuyorken annemden başka bir kadınla birlikte sade bir hayat yaşıyor olma ihtimali de vardı. Belki sahil kasabasında belkide bizden buralardan çok çok uzakta tek cazibesi bize uzakl olması olan basit bir ülkede de olabilirdi.

Bize bunu yaptığı için ondan ne kadar nefret edersem edeyim onu seviyordum. Annemi sevemese bile...

O gittikten sonra tutunacak tek dalım kaldı. Abim.

Abimsiz bir hayat düşünemez olmamın tek sebebi babam. Belki yanımızda olsaydı abisine bu kadar bağlı küçük kız kardeş olmazdım. Krizler geçiren yanında birinin olmasına ihtiyacı olan muhtaç Alya olmazdım.

Alpin abime zarar verdiğini asla düşünmek istemiyorum. Babamın yokluğuna hala alışamamışken birde abim bana fazla ağır gelirdi.

"Çirkin bu kadar tembellik yetmez mi?" saçlarımı okşamaya başlayınca bir anda üşüdüğümü hissettim. Şu ana kadar hiçbirşey hissetmemişken onun dokunuşu tekrar beni kendime getirmişti.

Yersiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin