Gözümü açmamla karşımda duranın abim olduğunu fark ettim.
"Abi" dedim, belki de kalan son gücümle.
"şş yorma kendini" açık tek gözümle etrafı süzdüm yada süzmeye çalıştım. Burası çok farklı bir yerdi ve ben nerede olduğumu hatırlamıyordum bile.
"Yemekteydik en son" abimin gözleri kocaman açılırken elimi tutan başka birni fark ettim.
"Kızım" dedi yumuşak sesiyle ama ben onu yanımda istediğime pek emin değildim.
"Ne işin var burada senin" abim araya girerek yattığım yerde beni sakinleştirmeye çalıştı.
"Ben çağırdım annemi, uzun zamandır uyuyorsun Alya" uzun derken. Yeşil çarşaflı oldukça rahatsız yatağımsı şeyde doğrulmaya çalıştım. Karşımda kocaman acil yazıyordu.
Acil yazan kısmın hemen arakasında da büyük otomatik kapı vardı. Klasik diye düşündüm. Ama kapı açıldığında dışarıdaki aydınlık havayı görmek beni bir anda korkuttu.
"Ben en son saatin 8 olduğunu hatırlıyorum" abim elini omzuma koydu ama gerçekten hiç iyi hissetmiyordum
"Abi neden köşke girerken kriz geçirdim?" elim saçlarıma gitti terlemiştim. Halbuki acil baya soğuktu.
"Yani ortada bir sebep yokken" abim gayet ciddi bir tavırla bana sarıldı.
"Hatırlamıyor musun?" hatırlamam gereken şey neydi ki?
"Neyi" dedim ama duyacaklarımdan endişeliydim .
"Tatlım" dedi yanıma otururken. Bir elimi beni kendine çekmek istercesine omzuma dokunuyordu.
"Bu biraz karmaşık" ne karmaşık. Delireceğim.
Tam anlatması için ısrar edeceğim sırada abimin yanına beyaz önlüklü yaşça baya büyük bir adam geldi. Doktor olduğu kesindi.
"Odama geçelim isterseniz. Orada daha rahat konuşuruz. Kafamı sallayıp ayağ kalkmaya çalıştım ama doktor beni durdurdu.
"Siz burada kalıyorsunuz küçük hanım"
"Ama.." abim araya girerek doktorla annemi gönderdi.
"Tatlım Buğra aradı yoldayken, gelir birazdan" ayağa kalkmamı işaret ederken ben neyi hatırlamadığımı merak ediyordum. Abim yanımdan ayrıldıktan sonra acilin soğuk havası iyice beni korkutmaya başlamıştı. Kendimi annesini kaybetmiş köpek yavrusu gibi çaresiz hissediyordum.
Sağ tarafa çevirdim başımı sıra bekleyen iki üç kişi dışında burası oldukça sakindi. Saatin kaç olduğunu bile bilmiyordum ama hava aydınlandığına göre en erken 6 olmalıydı. Sol tarafa kafamı çevirdiğimde kapının tam üstünde dijital bir saat olduğunu fark ettim.
6.24
İçimdeki huzursuzluk ve terk edilmişlik hissiyle ayağa kalktım. Kolumda bir pamuk vardı ve başımın sol tarafında küçük sayılmayacak bir bant duruyordu. Sedyeden kalkar kalkmaz başım dönmeye başladı ama yapabilirdim. Sadece abimleri merak ediyordum. O doktorun abime ne diyeceğini merak ediyordum. Sonuçta bu ilk değildi. Neden kriz geçirdikten sonra hiçbir şey hatırlamıyorum bunu öğrenmeliydim.
Duvardan tutunarak abimlerin döndüğü tarafa döndüm. Döndüğüm bu tarafta doktorların odaları vardı. İlk odanın kapısının yanında yazan ismi okudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yersiz Aşk
ChickLitHayatımda en çok değer verdiğim insan babamdı bizi terk edene kadar... Hayatta çok güzeldi ... Babam gittikten sonra her kez hayatimda sorunlar yaşayacağımı biliyordu ama kimse bu kadarını tahmin etmemişti. Onun yokluğunda ilk iki yılım biraz sorunl...