Senin Nefesin Benim

127 2 1
                                    

Neredeyse eve varmıştık ikimizde sessizce önümüze bakıyorduk aklımdaki o kadar soruya rağmen bir tanesini bile abime soramamak gerçekten çok rahatsız ediyordu beni ama yapabileceğim bir şey yoktu.

Bir dakika ya neden yapabileceğim bir şey olmasın ki söz falan vermedim Buğra ya hem vermiş olsam ne yazar ne diye karışıyor bu işe.

Arabayı garaja park eder etmez aşağı indim. Abimde arkamdan Geliyordu.

Bu gece mutlaka sorularımı sormalı cevaplarımı almalıydım. Ben böyle yaşamak istemiyordum. Belirsizlikler bana göre değildi. Benim için her yapılanın bir anlamı olmalıydı. En çokta bu yüzden kızıyorum ya Buğra ya. Yok canım istedi gittim yok canım istedi öptüm. yok böyle bir dünya.

Eve girer girmez salondaki koltuğa oturdum. Rahatsız rahatsız bakınıyor hızlı nefes alıp veriyordum.

Abimde anlamıştı bir şeyler olduğunu yanıma oturup kaşlarını çattı.

"Hadi söyle ne var?"

Yine ellerimle oynamaya başlamıştım.

İkilemde kalmak ne kadar da kötü bir şey böyle hem sorup kurtulmak istiyorum hem de her şeyi boş verip uyumak istiyorum. Ya öğrendiğimde pişman olursam.

Ya Atilla Tezel'in dedikleri doğruysa.

Tabi ki abimin böyle bir şey yapmayacağına eminim ama hani hiçbir şey görüldüğü gibi değildir derler ya, ya abimde öyleyse.

Derin bir nefes aldım.

Ne olacaksa olacaktı. Yaşamadan hiçbir şeyi öğrenemezdim.

Zaten çoktan dönülmez bir yola girmiştim.

"Bacağımdaki yara varya abi" diye girdim lafa. Bu giriş bana zaman kazandırır diye düşünmüştüm.

"Çok mu acıyor. Hastaneye gidelim ister misin?" gülümsedim. Ne kadarda telaşlı bir abim vardı öyle.

"Yok abicim ya ben aslında ihaleye neden girdiğini merak ediyorum." Cümleyi nasıl kuracağımı bilemediğim için biraz duraksayıp devam ettim.

"Geçen gün Alp ve adamları bizi bir depoya götürdüler. İşte saçma sapan konuştu falan. Sonra babaları geldi.." abim lafımı kesip araya girdi.

"Atilla Tezel mi?"

Kafamı sallayıp devam ettim.

"Benimle konuşmak istedi. Aslında biraz şaşırdım çünkü Alp gibi kaba biri değil. Her neyse. Bana senin bu ihaleye ihtiyacın olmadığını sadece şov yaptığını söyledi." Gülüp tekrar konuştum.

"Tabi ki inanmadım." Abim duraksadı. Hatta bir an gözlerindeki o kokruyu gördüğüme yemin bile edebilirim.

Ellerimi tutup gözlerime baktı.

"Aslında kısmen doğru." Nasıl kısmen bunun kısmeni nasıl olabilir ya ne demek şimdi bu.

"Bak tatlım evet bu ihaleye ihtiyacım yok ama..." kaşlarım çatılmış içimi istemsiz bir huzursuzluk kaplamıştı. Amayla başlayan bir cümlenin ardından en fazla ne kadar güzel sözcükler gelebilirdi ki.

"Bu ihaleye girmemi babam istedi" Babam, yıllar önce çekip gitmiş babam.

Artık dayanamayacaktım ayağa kalktım.

"Ne demek babam istedi. Sen görüşüyor musun onunla" sesim de yükselmişti ama umrumda değildi.

"Hayır. Hayır ALyacım yanlış anladın."

Yersiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin