Buğrayı bulmam gerekiyordu. Hemen telefonumu elime alıp aradım.
Okulun bahçesinde sırtımda çantam kulağımda telefon öylece kala kalmıştım. Bu kadarını yapacağı aklımın ucundan bile geçmezdi aslında haklıydı yarışmayı bırakmakta ama yine de çok fazlaydı.
Telefon çalmaya başladığında dudaklarımı kemirmeye başlamıştım.
1 kez çaldı
2 kez çaldı
3 4 5.. açan yok.
Bu kadar kolay kestirip atabiliyor muydu yani tek biz sözüme mi bağlıydı böyle herşey.
Durmadan aramaya devam etsem de açmadı. Artık dikilip durmaktan başka bir şey yapmaya karar verip bahçeden çıktım.
En yakın taksi durağına gidip bir taksiye bindim. Aklımda olan tek şey Buğradan özür dilemek ya da ne biliyim işte içinde bulunduğum durumu düzeltmekti.
Taksiciye Buğranın adresini verip etrafıma bakınmaya başladım.
İçim hiç rahat değildi.
Evine gidecektim de ne söyleyecektim.
"Buğra özür dilerim" çok klasik ve çok sade.
"Hatalıydım beni affet" bu da giden sevgiliyi geri döndürme çabası gibi.
Of Allahım yardım et.
Birkaç dakika sonra taksici Buğranın evinin önünde durdu.
Kapıyı açıp indim ama nasıl indim ben bile bilmiyorum dizleirm titriyor kendimi düşecek gibi hissediyordum.
Bahçeye girip kapıyı çaldım.
Kaç kez çaldım bilmiyorum ama sonuç olarak resmen kapıda kalmıştım. Ya evde yoktu ya da delikten beni gördüğü için açmıyordu.
İkisi de olasıydı ama kendimi evde olmadığına inandırmak istedim.
Kapının önündeki merdivenlere oturup beklemeye başladım. Bir taraftan da telefonum elimde arayıp duruyordum.
En sonunda aramakla bir yere varamayacağımı anlayıp mesaj attım.
"Konuşmamız lazım"
Yaklaşık bir buçuk saat geçmiş hava kararmış olmasına rağmen gelen giden yoktu.
İşin kötü tarafı tahminen on dakika önce evin yakınlarına siyah bir araba park etmiş içindeki garip adam beni izliyordu.
Bahçeden çıkıp eve gitsem olmaz.
Buğra olmadığı için eve girmem de imkansız. İnşallah ben ölmeden Buğra eve gelmeye karar verir.
En sonun da dayanamayıp Buğra ya bir mesaj da attım.
"Evinin önündeyim. Gerçekten önemli lütfen geri dön"
Aradan daha ne kadar daha geçti bilmiyorum ama sonunda bahçe kapısında Buğra göründü.
"Sonunda" dedim bıkmış sesimle.
"Ne istiyorsun" bu kadar sert olması gerekli miydi?
"Şey eve girsek" kaşlarını çattı.
"Orası benim evim ve en son hatırladığıma göre sende bu eve gelmek istemiyordun." Haklıydı ama sonuçta arabadaki adam da hala buraya bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yersiz Aşk
ChickLitHayatımda en çok değer verdiğim insan babamdı bizi terk edene kadar... Hayatta çok güzeldi ... Babam gittikten sonra her kez hayatimda sorunlar yaşayacağımı biliyordu ama kimse bu kadarını tahmin etmemişti. Onun yokluğunda ilk iki yılım biraz sorunl...