Oyun

49 2 2
                                    

Nasıl oldu bilmiyorum o sinirle kalkıp yanlarına gitmiş bulundum. Buğra beni görür görmez çarpık çarpık gülmeye başladı.

"Oo bakın burada kimler varmış" resmen tiksintiyle bakıyordu bana. Garip değilmiydi gerçekten bunca şeyin ardında iki yabancı hatta iki düşman olmak.

"Senin burada ne işin var?" bu soru yersiz olmuştu ama en azından konuşabilmiştim.

"Sanane" dedi gülerken. Resmen Selinle takılıyordu.

Tiksintiyle baktığım Selinde sonunda lafa girince tam oldu.

"Hakikaten ya sanane" küçücük belli belrisiz bir gülümsemenin ardından barmene yaklaştım.

"Siz ne kadar da yakışmışsınız öyle" Sonunda Buğranın dikkatini çekebilmiştim. Kaşlarını çatıp beni izlemeye başladı.

Barmenden bir bira istedikten sonra beklemeye başladım.

"Buraya tek mi geldin?" sanki sorguya çekiliyormuşum hissi uyandıran bir sesle söyleyince ister istemez tedirgin bir ifadeyle ona baktım.

"Cemle geldim." Dişlerimi sıkıp tekrar konuştum.

"Sakıncası yoktur umarım" alayla söylediğim sözler belliki beyefendimizi kızdırmıştı.Yine de sesini çıkarmadı.

Barmen sonunda biramı hazırlamıştı ki Selin araya girdi.

"Ah tatlım biraz daha vakit geçirseydik." Bugün havamdaydım. Kahkaha atıp konuşmaya başladım.

"Aslında olur genelde seninle konuştuğumuzda eğlenen taraf ben oluyorum" bu seferde o kahkaha attı.

"Aa neden öyle diyorsun ki Alp le yemeğe çıktığımız gün arkanızdan baya bir gülmüştüm." O günü hatırlamak tüylerimi diken diken yapıyordu. Öyle çok korkmuştum ki bişey yapacak diye. Neyseki beni bu durumdan kurtaran Cem oldu.

"Canım nereye kayboldun ya" tam cümlesini bitirmişti ki Buğrayla Selini gördü. Bir anda ciddileşip sinirlendi. Aslında haklı sayılırdı. Selin yüzünden ayrılmıştık. Buğra yüzünden barışamamıştık.

"Sizin burada ne işiniz var?" dedi beni tekrarlar gibi.

Selinde Buğrada gülmeye başladı. Birkaç dakika anlamsız anlamsız bakıştıkan sonra yine Selin müthiş zekasını sergiler gibi konuşmaya başladı.

"Hadi şişe çevirmece oynayalım." 3 ümüzde aynı somurtkan ifadeyi takınıp bön bön Seline baktık. Tabi sonra dahada zekice bir laf daha etti.

"Soruları cevaplamak istemeyenlerde bir shot atsın" Buğra hemen tamam dedi. Aslında o tamam dedikten sonra pek de hayır deme şansım yoktu çünkü hayır desem Selinden korkak Buğradan da çirkin damgası yiyecektim.

Bende tamam deyince Ceminde tamam demesi kaçınılmazdı.

Hep beraber bizim masaya geçip garsondan 20 tane shot istedik. Böylece kesinlikle bunlar bitmede namasadan kalkamayacaktık.

Çok zekice.

Birkaç dakika sonra boş bir şarap şişesi bulup oyuna başladık.

Şişeyi çeviren Selindi.

Şişe döndü döndü döndü.

İçimden dua ederken cemle buğranın arasında durduğunu fark ettim. Cem soracak Buğra cevaplayacaktı.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?" Buğra gülüp doğruluk dedi. Tam o sırada benim fındık zekalı Selinciğim tekrar atıldı.

"Aaa ama en fazla 3 kez ardarda doğruluk denebilir mutlaka cesaretlik de denecek" herkez oflaya puflaya tamam dedikten sonra Cem sorusunu sordu.

Yersiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin