Karmaşa*

42 1 0
                                    

Buğra beni arabaya bindirirken telasli gozukuyordu. Kapımı kapatacağı sırada meraklı bir tavırla sordum.

"Ben kriz geçirirken yolda mıydık?" yüzüme endişeyle baktı. Yanlış bir şey mi söylüyordum?

"Sen gerçekten hiç birşey hatırlamıyor musun? Yani hatırlamıyorsun anladım ama.." son anda söylemekten vazgeçtiği şeyin ne olduğunu bilmek istesem söylemediği surece ogrenemeyecigimi anlamistim.

"Neden hatırlamıyorum" diye düşündüm bir an daha önce hiç böyle olmamıştı. Buğra kendi tarafinda gecip arabayi calistirdi.

"Hastaneye gidelim ister misin?" hastane mi?

"Gerek yok gayet iyiyim" tek kaşı havada kalmıştı ikna olmadığı apaçık ortadaydı ama benim hiç hastane ortamini cekecek halim yoktu.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra dayanamayıp sordum.

"Orada ne yapıyorduk?" sorum tam olarak bu değildi ama o nedemek istediğimi anlamıştı.

"Hiç hiç birşey. Biz arabadayken kriz geçirdin bende arabayı durdurdum temiz hava iyi gelir diye sonrada ayıldın."

Sanki eksik bir şey varmış gibi hissediyordum ama ısrar etmeyecektim. Eve vardığımızda abim koltuktada oturuyordu. Benim kriz geçirdiğimden haberi olmadığını fark edince Buğraya baktım. Ben söylemek istemiyordum zaten sabah yalan söylediğimiz için dün akşam benim kriz geçirdiğimi düşünüyordu birde bugünü söylersem iyice kötü olurdu. Ama Buğra söylemekte kararlıydı.

"Abi sana söylememiz gereken bir şey var" bunun iyi bşr fikir olmadığı ortadaydı, kolundan tutup mutfağa çekiştirdim.

"Buğra bak lütfen bugün söylemeyelim. Ya abim zaten sabahki yalan yüzünden huzursuz birde bunu söylersek iyice meraklancak"

Sakin bir tavırla yüzüme baktı.

"Bilmesi gerekiyor, ayrıca sen söylemessen ben gayet rahat söylerim" bu yaptığı saygızısılıktı sonuçta abi benim abim hastalık benim hastalığım.

"Sen benim hayatıma ne diye burnunu sokuyorsun? Geçen gece olanları da ondan önce bana söylediklerini de unutmadım." Elini yumruk yaptığını görebiliyordum. Sinirlenmişti. Ama haklı olduğumu oda biliyordu.

"Haklısın. Ben burnumu sokmayayım" mutfaktan çıkarken kendimi hiçte rahat hissetmiyordum. Sonuçta istediğim buydu öyle değil mi? Buydu.

Abimin yanına oturduğum sırada Buğrada karşıdaki koltukta oturmuş konuşuyordu.

"Ya abi söylemek istediğim şey, şu yarışma Ankara da olacak ve ben bundan biraz endişeliyim. Sonuçta ihale işleri Ankara da yürüyor ve abimi tanıyorum."

Huzursuzlukla kıpırdanan abim zorla gülümsedi.

"Siz kafanıza takmayın. O gün bende yanınızda olacağım hatta benim gibi bir sürü adamımda" bu sefer daha rahat bir şekilde içten gülümsedi.

"Endişelencek bir durum yok"

Hala Buğra nasıl bu kadar rahat yalan söylüyor anlayamıyordum ne ara aklında geldi de yarışma işini ortaya attı cidden şaşırıyordum ama bir taraftan da git gide ona benzediğimi düşünüyordum.

"Neyse ben artık kaçayım." Ayağa kalktığında abimde onunla birlikte ayaklandı.

Buğra her zamanki imasıyla dış kapıdan çıkarken bana seslendi.

"Okulda görüşürüz" kafamı olumlu anlamda sallayıp

"Görüşürüz" dedim. Abim kapıyı kapattıktan sonra tekrar yanıma geldi.

Yersiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin