chapter twenty five: chameleon

548 48 53
                                    

Odada bir telefon sesi yükselirken Rosa başını yastıktan kaldırmadan birkaç saniye sesi görmezden geldi ama arama devam ederken sonunda oflayarak kafasını kaldırdı ve telefona uzandı. Rehberinde kayıtlı olmayan yabancı numaraya kaşlarını çatarken kulağına götürdü ve konuştu. "Sen kimsin?"

"Kimse sana telefonlara bu şekilde cevap vermenin kaba olduğunu öğretmedi mi?" Rosa duyduğu tanıdık sese yüzünü buruştururken yüzünün sol tarafını yastığa yaslayarak konuştu. "Cidden mi? Buzzcut? Biliyor musun uykum var." Rosa başka bir şey söylemeden hızla telefonu yüzüne kapatırken yanına koydu ve tekrar gözlerini kapattı.

Telefonun kapanışından birkaç saniye bile geçmeden tekrar çalmaya başlarken kız gözlerini devirerek aramayı cevapladı. "Birisi yüzüne kapatıyorsa konuşmak istemiyordur değil mi? Ayrıca numaramı nereden buldun?"

Stiles karşı taraftan bir bıkkınlık belirtisi verirken sinirle konuştu. "Scott'ta numaran var bulunması o kadar da zor değil sanırsın Kraliçe Elizabeth'sin. Ayrıca sana meraklı değilim sadece bir işe yaraman için arıyorum."

Kızıl ona göremeyeceği bir göz devirme verirken çocuk devam etti. "Scott Jackson'ı başıma bırakıp gitti ve bu aptal sinir krizi geçirip onu öldürmemi sağlamaya çalışıyor." "Ben senden daha sinirliyim muhtemelen onu öldürürüm-ayrıca bir dakika başıma bıraktı derken o niye sizin yanınızda."

"Dün eğer bizi bırakıp gitmeseydin bunu bilirdin şuan açıklamaya uğraşamam buraya gelirsen öğrenirsin. Hadi." Rosa oflayarak yatakta doğrulurken sordu. "Ben nerede olduğunuzu nereden bileyim. Beynime GPS bilgisi falan yüklenmiyor." "Ormandayız."

"Bana hatırlat oraya geldiğimde ikinizi de öldüreceğim artı olarak gördüğüm yerde Scott'ı da." "Tabi tabi."

***

Rosa ormanda rastgele yürürken sonunda karşısına çıkan bir kamyonet ile yürümekten sıkılmış olduğu için rahatlamıştı. Birkaç adımda önüne gelirken kapıyı açtı ve korkuyla o tarafa dönen Stiles ile yüzleşti. Çocuk onu görürken rahatlarken Jackson sinirle oflamıştı. "Bu şekilde sessiz gelmemeliydin başkası zannettim."

Kızıl yüzünü buruştururken kapıyı arkasından kapatmadan önce cevap verdi. "Gerizekalı mısın? Beni sen çağırdın başka kim rastgele insanların arabasına binsin ki." Stiles ona cevap verme gereksinimi duymazken kız tekrar sordu. "Bana onun yanında olduğunu söylemiştin onu kaçırdığınızı değil!"

"Farkı var mı? Ayrıca dün nereye gittin Jackson neredeyse birçok kişiyi öldürecekti." "Hey benim hakkımda ben burada yokmuşum gibi konuşmayı bırakır mısınız?!" Jackson sinirle onlara söylerken ikisi de kafasını ona çevirmiş ve aynı anda konuşmuşlardı. "Kapa çeneni!" Jackson kaşlarını çatarken sonunda oflayarak arkasına yaslandı.

"Bütün gün sizinle uğraşamazdım tamam mı? McDonalds'taydım." Stiles kaşlarını kaldırırken eliyle başına vurarak konuştu. "Kasabada lanet bir kertenkele insanları öldürürken sen McDonalds'a mı gittin yani?" "Sabahtan beri yemek yememiştim tansiyonum düşüyor ne yapabilirim? Ayrıca düzeltme o bir bukalemun, kertenkele değil." Rosa çocuğa söylerken Stiles ona hızla cevap verdi.

"Tabiki de bir kertenkele. Bukalemunu nereden çıkarttın?" Rosa birkaç saniye söyleyeceklerini düşünür gibi gözlerini kapatırken sonunda ciddiyetle konuştu. "Bak şimdi bukalemunlar görünüşünü değiştirir değil mi?" "Benimle dalga mı geçiyorsun birinci sınıfta değiliz yani evet." "Ama kertenkeleler yapamaz ve kanima aynı zamanda Jackson. Jackson ile kanima da aynı görünmüyor yani görünüşünü değiştiriyor. Ama dediğim gibi kertenkeleler yapamaz. Yanii,"

Stiles ona ağzı açık bir şekilde bakarken kendi kendine konuştu. "Jackson kanimaysa, kanima bukalemundur yani Jackson da öyle-" Rosa ona heyecanla gülümserken hızla kafasını salladı ve cevap verdi. "Evet tam olarak öyle işte anladın!" "Ne konuştuğunuz hakkında hiçbir fikrim yok." Jackson onlara kafası karışmış bir şekilde söylerken Rosa ona döndü ve cevap verdi. "Sana konuşma hakkı veren olmadı!"

Stiles sonunda ne söylediğinin farkına verirken hızla kafasını iki yana salladı ve konuştu. "Ben ne diyorum amına koyayım. Ne bukalemunu." Rosa ona kaşlarını çatarken kollarını birbirine bağlamıştı. "O bukalemun işte neyini uzatıyorsun." "Kertenkele! Ayrıca seninle tartışmayacağım." Kız ona gözlerini devirirken önüne dönmüştü.

"Sizi dava edeceğim, şimdiden avukat parasını düşünmeye başlasanız iyi edersiniz." Jackson bir arabanın içinde kilitli kalmaktan sıkılmış bir sekilde dururken tekrar konuşmuştu. Rosa ona dönüp tek kaşını kaldırırken cevap verdi. "Sen parayı düşünme tatlım öncesinde avcıları düşünmeni öneririm. Sonuçta her yerde deli gibi seni arıyorlar, öldürmek için. Şuan kim olduğunu da biliyorlar," Rosa sırıtarak konuşmaya devam ederken cümlesine ara vererek yanında ki çocuk ile göz teması kurmuştu.

"Evet o haklı muhtemelen sen bizi dava edemeden onlar seni öldürecek şimdi ilk dolunay gecende ne oldu Jackson?" "Bunu zaten uzun zaman önce şu kızıl arkadaşına söylemiştim hiçbir şey olmadı." Stiles sonunda oflarken ayağa kalkmış ve arabadan çıkmıştı. Rosa da etrafına bakıp duran çocuğa sinir bozucu bir bakış atarak arabadan çıktı.

Stiles arabanın yanında telefonundan bir şeyler ile uğraşmaya başlarken Rosa arabanın kaputuna oturmuştu. Çocuk birkaç saniyeliğine kafasını kaldırıp ona bakarken konuştu. "Arabanın üzerine oturma." Rosa yerinden kıpırdamazken gözlerini kısarak cevap verdi. "Sen dedin diye ineceğimi mi düşünüyorsun?" Stiles gözlerini devirirken aniden yanlarında biten esmer kız ile yerinde zıpladı ve korkuyla bağırdı.

Stiles sonunda bunun Allison olduğunu fark ederken elini göğsüne koymuş ve derin nefesler alıyordu. Kızıl kız ona yüzünü buruştururken mırıldandı. "Korkak." Stiles bıkkınlıkla ona dönerken söyledi. "Bak iki dakika. İki dakikalığına bana laf sokmayı bırakabilir misin?!" "Hayır." Rosa ona düşünmeden cevap verirken arabanın kaputundan atlayarak kızın yanında ayakta durmaya başladı.

Allison sonunda ikisinin tartışması bittiği için rahat bir nefes alırken gelirken yüzünde olan endişeli ifadenin silinmesine izin vermeden konuşmaya başladı. "Kanimanın Jackson olduğunu biliyorlar onu öldürecekler." Rosa yanında ki çocuk ile göz göze gelirken çocuk konuştu. "Az önce içeride söylediklerinde ciddi miydin o zaman?"

"Uh hayır aslında uyduruyordum hiçbir fikrim yoktu. Ama herhalde kahin tarafım hissetmiş olmalı." "Kahin tarafım?" Allison sorarken Rosa hızlıca kafasını iki yana salladı. "Dalga geçiyorum kahinlik falan yok- ayrıca neden sadece onu öldürmelerine izin vermiyoruz ki? Yani hiçbirimiz ondan hoşlanmıyoruz elimizi kana bulamakta istemiyoruz, o zaman bence ailene bırakabiliriz bunu." "Kimse ölmüyor." Allison hızla reddetti ve ardından devam etti.

"Ayrıca ailesi Jackson'ın kayıp olduğunu biliyor dedem söyledi. Çoktan kayıp ilanında bulunmuşlar." Stiles kaşlarını çatarken elindeki telefonu havaya kaldırmıştı. "Ama onlara mesaj atmıştım- bekle oh." Stiles daha sonra arabaya yönelirken hızla kızlara döndü.

"Hadi gitmeliyiz." Allison arabaya binmeden önce sordu. "Nereye gidiyoruz?" "Buradan en uzak yere." Stiles daha sonra bir şey söylemeden arabayı çalıştırmıştı.

*****
kac gundue bir sey yazamadim taslaktaki bolumleri saliyorum ayrıca muhtemelen bir sure bolum atamayacagim yarin sehir disina cikacagim ve gittiğim yerde internet cekmiyor bu yuzden pek aktif olamam

neyse hepinizi cok seviyorum okudugunuz icin tesekkurler <3


seer | teen wolf [1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin