seer | teen wolf [1]

chapter sixty one: pain

Kızıl kız, sanki saatlerdir aynı şeyi yapmıyormuş gibi önündeki boş duvara bakmaya ve bacağını sallamaya devam ederken başını öne eğmişti. Kısa bir süre sonra yanından gelen ayak seslerini duyarken kafasını kaldırmadan sandalyesinin yanında duran iki çift ayağa baktı. Sonunda kafasını kaldırarak yüzlerine bakarken Scott ve Melissa ile göz göze geldi. Scott kaşlarını çatarak onu izlerken sordu. "Bütün gece burada mıydın?" Rosa ona neredeyse zar zor fark edilen küçük bir baş sallama verirken cevapladı. "Evet ama onu göremedim. Ailesinden birisi olmadığım için içeri almıyorlar."

"Ailesinden kimse olmadığını söylemedin mi?" Scott yine sorduğunda kız cevap verdi. "Onlara söyledim ama dinlemediler." "Tamam ama biz onun ailesi sayılırız ve ayrıca benim giriş kartım var." Melissa sonunda onlara söylerken ise Rosa, kadına bakmıştı.

Sonunda iki genç Melissa'nın onlar için açtığı kapıdan içeri girerken Melissa, ikisinin girmesine izin vererek geride kaldı. Scott ve Rosa ileride yatakta yatan çocuğa bakarken birkaç saniye duraksamışlardı. Scott ilk adımı atarak çocuğa yaklaşırken kızın hala olduğu yerde kaldığını fark ederek birkaç saniyeliğine kafasını ona çevirdi. Rosa onun kendisine baktığını fark ederken gözlerini kaçırdı ve zaten kendisini duyabileceğini bilerek sessizce konuştu. "Benim suçumdu."

Scott birkaç saniye sonra uzanarak kızın elini tutarken konuştu. "Bu senin veya bir başkasının suçu değildi Rosa, inan bana." Kız, cevap vermek yerine tuttuğu elini hafifçe sıkarken çocuk ona küçük bir gülümseme verdi. Scott daha sonra kızın elini bırakmadan çocuğun yatağına doğru yaklaşırken Scott, birkaç saniye sonra diğer elini de Isaac'in koluna uzatmıştı. Rosa yavaş yavaş kurtadam çocuğun bileğinde dolaşmaya başlayan siyah damarları izlerken sordu. "Acısı yüzünden mi iyileşemiyor?"

Scott ona kafasını sallayarak onaylarken Rosa birkaç saniye sonra onun acı yüzünden yüzünü buruşturduğunu ve keskin bir nefes aldığını fark etmişti. "Scott bırak gerisini ben halledeyim. Scott." Rosa ona söylerken elini bırakarak koluna dokundu. Çocuk sonunda onu dinleyerek Isaac'in acısını almayı bırakırken Rosa bu sefer çocuğun elini tutmuştu. Birkaç saniyeliğine gözlerini kapatırken daha önce birçok kez yaptığı büyüyü mırıldandı. "Asinta mulaf hinto. Asinta mulaf hinto."

Rosa hala gözleri kapalıyken sonunda çocuğun rahat bir nefes aldığını ve birkaç saniye bile geçmeden odanın ucundaki bir lambanın belli belirsiz bir cızırtının ardından küçük bir sesle patladığını duyarken hızla gözlerini açtı. Scott da onun gibi arkalarındaki florasan lambaya bakarken kaşlarını çatmıştı. Rosa onun kendisine döndüğünü fark ederken mırıldandı. "Üzgünüm, biraz odak sorunu yaşıyorum." Scott anladığını belirtircesine kafasını sallarken yine de ona kızın fark etmediği endişeli bir bakış atmıştı.

"Hey eğer işiniz bittiyse şimdilik dışarı çıksanız daha iyi olacak. Birileri fark etmeden önce." Sonunda Melissa kapıyı açarken kafasını içeriye doğru uzatarak onlara söylemişti. Scott ona kafasını sallarken ikiside dışarı çıktılar. Birkaç saniye sonra Scott başka bir şeyi hatırlamış gibi kıza dönerken konuşmaya başladı. "Hey Rosa buraya gelmeden Şerif ile konuştum. O, Stiles için daha önce kaybolduğunda yaptığın gibi bir şey yapıp yapamayacağını bilmek istiyor da."

Rosa kollarını birbirine sararken emin olmayan bir ses tonuyla konuştu. "Uh, sanırım deneyebilirim."

***

"Kan ve haritadan başka bir şeye gerek yok sanırım?" Allison diğer kıza doğru yürüyerek söylerken aynı zamanda çantasından bir şeyler çıkartmaya çalışıyordu. Esmer kızın arkasından birkaç saniye sonra Scott da koridordan dönerken göz mesafelerine girmişti. Rosa da onları gördüğünde telefonunu kapatarak yerinden kalkmıştı. "Hayır bunlar yeterli."