chapter forty two: morgue

400 46 63
                                    

"Morgda yakalanırsak ne olacak peki?" "Hiçbir şey babamla konuştum bir sorun çıkmayacak sadece kızılın acele etmesi gerekiyor." Stiles, Isaac'e söylerken Rosa kafasını çocuğa çevirdi. "Sesin hiç güvenilir gelmiyor biliyorsun değil mi? Bahse varım Şerif'in haberi bile yoktur." Stiles gözlerini kısarken omuz silkti. "Herneyse işte Şerif'in oğlu olarak buna benimde yetkim var bence."

"Yakında kesin bir şekilde kovulmamı garantiliyorsunuz teşekkürler." Birkaç saniye sonra arkalarından içeri giren Melissa hepsine ithafen söylerken üstü beyaz bir örtü ile kaplı olan cesedi ortaya çıkardı. Kadın örtüyü kaldırarak cesedi görmelerini sağlarken Rosa gözlerini yanında ki çocuğa çevirdi. "Gerçekten mi Harris mi?" Stiles omuz silkerken hızla mırıldandı. "Üzgünüm en son ölen kişi oydu." Kızıl kız ona cevap vermemeyi tercih ederken Melissa kapıya doğru yaklaşarak söyledi. "Yokluğum daha fazla fark edilmeden benim gitmem gerekiyor sizde işiniz bittiğinde üzerindeki örtüyü örtün tekrardan. Ayrıca acele etmeye ve yakalanmamaya çalışın hiçbirinizi de burada görmedim."

Scott ona kafasını sallarken annesine kısık sesle bir teşekkür mırıldanmıştı. Melissa, morgtan çıktıktan sonra kız sadece yüzü gözüken cesede biraz daha yaklaşırken ellerini adamın başının üzerine koymuştu. Gözlerini kapatırken büyüye başlamadan önce Scott'a doğru duyulmadığını düşünerek fısıldayan Stiles'ın sesini duyarken bıkkın bir oflama bıraktı. "Mumlar falanda olması gerekmiyor muydu? Genelde filmlerde öyle görüyordum." "Sessiz olmayı düşünüyor musun? Ayrıca bir film evreninde yaşamıyoruz."

Kız gözlerini açmadan ona söylerken Stiles kaşlarını çatarak yanında ki çocuğa bakmıştı. "Gözlerin kapalıydı." Rosa gözlerini açarak ona dönerken hızlıca söyledi. "Gözlerim kapalı kulaklarım değil." "Evet doğru... O zaman ben en iyisi susayım." "Zahmet olmazsa." Stiles kıza kafasını sallarken bu sefer kollarını birbirine bağlayarak etrafına bakmaya başlamıştı.

Kısa bir süre sonra üçü de kızın gözleri kapalı bir şekilde büyüyü mırıldanışını izlerken ingilizce olmayan garip sözler yüzünden ona garip bakışlar atıyorlardı. Birkaç dakika sonra kız sessiz kalırken Stiles kaşlarını çatarak biraz öne eğilmişti. "Bizi duyuyor mu? Cadı hey." Çocuk gözlerini kısarak kızın yüzüne bakarken Scott'a doğru fısıldamıştı. "İki dakika susmayı beceremiyor musun Stiles?"

Scott yerine Isaac ona yersiz bir tepkiyle söylerken Stiles kaşlarını çatarak doğruldu. "Bugün neden herkes bana laf söylüyor. Hadi kızılın her gün yaptığı şey bana laf sokmakta sana ne oluyor Lahey?" Isaac gözlerini kızdan uzaklaştırarak ona dönerken onun bir şey söylemesine izin vermeden Scott hızla konuştu. "Stiles, Isaac ikinizde yeter. Kesin şunu sırası değil." Stiles ona gözlerini devirse de yine de bir şey söylemedi.

Morgta geçirdikleri zaman boyunca hiçbir ses duyulmazken Scott garip bir şeyler fark ederek kaşlarını çatmıştı. Diğer iki çocukta burnunun kanamasını fark ederken Isaac kaşlarını çatarak sordu. "Bu normal mi? Scott?" Stiles'ta Scott'a bakarken kurtadam çocuk ikisine gözlerini devirdi. "Bilmiyorum, oradan bakınca cadı ya da benzeri bir şey gibi mi görünüyorum?"

Isaac ona başka bir şey söylemezken kıza doğru seslendi. "Rosa? Hey Rosa-" "Bizi duymuyor işte boşuna zorlama." Sonunda Stiles onun sözünü keserken arkasındaki duvara yaslanarak ekledi. "Bu ne kadar sürecek bir yerden sonra saymayı bıraktım ve Harris'in ölümünün bile bu kadar sürmediğine de eminim." "Bilmiyorum o bunu bitirene kadar bekleyeceğiz Stiles." Scott ona cevap verirken kıza doğru bakmıştı.

"Buradan hoşlanmıyorum havasız ve ayrıca kokuyor." Stiles etrafına bakarken kolları birbirine bağlı bir şekilde konuşmuştu. "Buraya hava almaya gelmedik zaten." Isaac ona söylenirken Stiles kaşlarını kaldırmıştı. "Sanırım artık ekşi kurt adını Derek'ten alıp sana vermemiz gerekiyor Lahey." Isaac, Stiles'a gözlerini devirirken ona doğru bir adım atmıştı. Scott ikisine kaşlarını çatarken hızla konuştu.

seer | teen wolf [1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin