seer | teen wolf [1]

chapter thirty one: just juice

Kız arabayı çocuğun evinin önünde durdururken arkasına yaslanarak ona dönmüştü. Matt inmeden önce hızla kıza doğru eğilirken sarılmıştı. Kızıl kız ani gelen sarılma ile kaşlarını çatarken o tekrar konuşana kadar geri çekilmek için bir hamlede de bulunmamıştı. Matt birkaç saniye sonra geri çekilirken gözlerini kaçırarak konuştu. "Uh üzgünüm samimiyetimiz o kadar gelişmemişti sanırım. Herneyse iyi geceler."

Rosa şaşırmamış gibi davranırken omuz silkti ve cevap verdi. "Uhm, sorun değil iyi geceler Matt." Matt kıza son kez bakarak başka bir şey söylememiş ve arabadan inmişti. Rosa onun eve doğru yürüyüşünü izlerken onun içeri girmesinden birkaç dakika sonra arabayı çalıştırmak için tekrar önüne dönmüştü. Gözü yolcu koltuğunun önünde yerde duran bir çantayı fark ederken kaşlarını çatmış ve eğilerek onu almıştı.

Çantayı eline aldığında Matt'in olduğunu fark ederken birkaç saniyeliğine kafasını kaldırmış ve evi kontrol etmişti. Görünürde kimsenin olmaması ile çantayı açarkense aynı anda kendi kendine söylenmeden edemiyordu. "Hepsi senin yüzünden Stilinski."

Çantayı karıştırırken kayda değer bir şey olmaması ile oflarken çocuğun kamerasını eline almıştı. Birkaç saniye kamerayı elinde çevirirken sonunda fotoğrafları açmıştı. İlk birkaç fotoğrafta lacrosse takımını görürken geçmeye devam etmişti. Sonunda gözüne dikkatini çeken bir şey takılırken kaşlarını çatmış ve kamerayı biraz daha yaklaştırmıştı.

Soyunma odalarından çıkarken çekilmiş bir fotoğrafıydı. Dikkate almamaya çalışarak diğer fotoğrafa geçerken gördüğü fotoğraf ile bir sonrakilere geçti. Birkaç fotoğraf boyunca kendisinin farklı anlarda çekilmiş fotoğraflarını görürken kaşlarını çatarak incelemeye devam etti. Birkaç saniye sonra aniden yanından bir tıklama sesi gelirken hızla kafasını kaldırdı.

Cama eğilerek parmağıyla vuran Matt'i görürken kamerayı hızla koltuğa düşürmüştü. Kesik bir nefes bırakırken hala camı açmasını söylediğini fark ederek camları açtı. "Oh üzgünüm çantamı arabada unutmuşum da sanırım birkaç fotoğrafı görmüş olmalısın." Matt ona söylediğinde kız dudağını ısırmayı bırakarak hızla cevap verdi. "Evet gerçekten yeteneklisin lacrosse takımının fotoğrafları harika."

Matt garip bir gülümseme ile kafasını salladı ve konuştu. "Senin de birkaç fotoğrafın olacaktı belki görmüşsündür küçük ekranda biraz sıkıntılı ama evde daha kaliteli versiyonları var istersen gösterebilirim." "Oh- emin ol isterdim ama eve gitmem lazım saat geç oldu kardeşim beni bekliyor olmalı." Matt tek kaşını kaldırırken sordu. "Onun istediği saatte gitmeyeceğini zannediyordum. Yani ısrar ediyorum lütfen hoşuna gidecektir."

Kızıl kız kaşlarını çatarken koltuktaki çantayı çocuğa uzatırken onun tutmasını izleyerek cevap verdi. "Matt, uh bak hayır dediysem hayırdır değil mi? Eve gitmem lazım bence seninde öyle şimdi iyi geceler." Matt onun sözleriyle sessiz kalırken gözlerini kaçırarak kafasını salladı ve sessiz bir iyi geceler mırıldanarak cama yaslanmayı bıraktı. Onun uzaklaşması ile Rosa bir saniye bile beklemeden camları kapatırken gözlerini kapatarak arkasına yaslandı.

Birkaç dakika boyunca o şekilde kalırken sonunda gözlerini açmış ve telefonunu bulmak için ceketinin ceplerini yoklamıştı. Telefonu bulurken rehbere girmiş ve hala kayıtlı olmasa da son aramalardan çocuğun numarasını bularak aramıştı. Telefonu kulağına yaklaştırırken birkaç çalıştan sonra açılması ile sordu.

"Jackson'ı halledebildiniz mi?" Kız çocuğun bir şey söylemesine izin vermeden konuya girdiğinde çocuk birkaç saniye kaşlarını çatarken sonunda ona cevap verdi. "Pek sayılmaz tahmin et ne oldu?" "Ne oldu?" "Jackson elimizden kaçtı ayrıca sen neredeydin hani bir sorun olduğunda devreye girecektin? Belki orada olsaydın kaçamazdı." Kızıl, çocuğun azarlar gibi konuşmasına gözlerini devirirken başını eline yaslayarak konuştu. "Bu şimdi benim suçum mu oldu gerçekten? Orada partilemiyordum herhalde Matt'i oyalamaya çalışıyordum o yüzden kapa çeneni. Ayrıca asıl şaşıracağım şeyin bu olmadığını zannediyorum?"