chapter thirty two: laura's body

387 40 28
                                    

Kızıl kız, Martin'in evinden çıktıktan kısa bir süre sonra diğerlerini bulmak için ormana girerken bir ses duyarak durdu. Birkaç saniye boyunca olduğu yerde kalarak etrafına bakarken sonunda fısıltı şeklinde olan seslerden ismini duyabiliyordu. "Kim var orada?"

Kızın seslenişine cevap gelmezken kız bu sefer görmezden gelerek tekrar yürümek için hamle yaptı. Hareketi ayağına dolanan bir el ile bölünürken kız bakışlarını hızla yere çevirmiş ve topraktan çıkan kirli bir elin bileğini tuttuğunu görmüştü. Kız kaşlarını çatarak ayağını çekmeye çalışırken onu dahq güçlü çekmesi ile yere düştü ve ağzından bir çığlık kaçmasına izin verdi. Birkaç saniye sonra ortaya ikinci bir el daha çıkarken Rosa kendisini toprağın üzerine çıkartmaya çalışan kadını görebiliyordu.

"Laura?" Kız tamamen kir ve toprak içinde olan ve çürümüş gibi görünen vücudu tanırken şaşkınlıkla ismini söylemişti. Üzerine doğru sürünen kadının vücudunun üst yarısı ile şaşkınlığından sıyrılmaya çalışırken olduğu yerde geriye kaymaya çalışıyordu. Kadın ona olan tutuşunu bir saniye bile gevşetmezken hala kendisini uzaklaştırmaya çalışan kızın üzerine çıkmıştı.

"Onu neden durdurmadın? Ona neden izin verdin?!" Kızıl yüzünden birkaç santimetre ileride çürümüş cildinin arasında kurtlar görebildiği kadının bağırışıyla cevap veremezken sadece korkuyla ona bakıyor ve ağlıyordu.

Birkaç saniye sonra üzerinde uzandığı toprağın içeriye doğru açılır gibi onu çektiğini hissederken çığlıkları arasında kadını üzerinden itmeye çalıştı. Omuzlarının ve kollarının tamamının toprağa gömülmesini hissederken kız kıvranmaya devam etti. Birkaç dakika sonra aniden üzerinde ki tutuşun kaybolduğunu hissederken tekrar gözlerini açmış ve sadece toprağın üzerinde kendi vücudunu görmüştü.

Kız birkaç saniye hareket etmeden kalırken sonunda doğrularak etrafına bakmıştı. Kendisinden başka kimsenin olmadığı ormana bakmaya devam ederken hala hızlı nefesler alıyordu. Elini yaşlarla ıslanmış yanaklarına götürürken ıslaklığı sildi. Bakışlarını hala arada bir kız kardeşi tekrar çıkacakmış toprağa çevirirken ayağa kalkmış ve yapraklarla toprak yüzünden kirlenmiş olan üzerini silkelemişti.

Etrafına bakarak yürümeye başlarken aynı zamanda da üzerinde ki korkmuş görünümden kurtulmaya çalışıyordu. Birkaç dakikalık bir yürüyüşten sonra tekrar ormandan çıkarak otobüsün önüne gelirken içeriden gelen kükreme seslerini duyarak adımladı. Sessizce içeri girerken önce kafasını uzatarak içeriyi incelemeden edemedi kız.

Sonunda içeri girdiğinde Derek sesini duyarak ona dönmüştü ama birkaç saniye sonra Erica'nın zincirlerinden kurtardığı bir pençesini ona savurması ile tekrar önüne dönmek zorunda kaldı. Rosa gözlerini üç beta da dolaştırırken sonunda olduğu tarafa en yakın olan ve zaten yanından geçmek zorunda kalacağı Isaac'e dönerken ona doğru birkaç adım attı.

Kızıl aralarında birkaç adımlık bir mesafe bırakırken elini ona doğru uzatırken tehdit ederek mırıldandı. "Eğer beni pençelemeyi falan düşünürsen seni öldürürüm Lahey." Kıvırcık çocuk ona bir hırlama verirken kız gözlerini devirmemeye çalışarak ona bir adım daha yaklaşırken onun hala zincirli olmasından yararlanarak elini göğsünün üzerine koymuştu.

Kız çocuğun zincirlerden kurtulma çabalarını görmezden gelerek gözünü kapatırken onun kalp atışlarını yavaşlatmak için bir büyü mırıldandı. "Corum spiritus" Kız büyüyü yapmaya devam ederken pençelerin bileğine saplandığınu hissetmesi ile kaşlarını çatarak gözlerini açmıştı ama yine de geri çekilmeden büyüye devam etmişti.

Birkaç dakika sonra çocuğun kesik bir nefes aldığını duyarken sonunda sarı gözleri yavaş yavaş eski mavilerine dönmüştü. Çocuk hala nefeslerini düzenlemeye çalışırken arkasına doğru yaslanmıştı. Çocuk sonunda hala pençelerini kızın kolundan çekmediğini fark ederek nefesini bırakırken ellerini serbest bıraktı.

seer | teen wolf [1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin