chapter forty: claustrophobic

401 45 31
                                    

"Ve ikiniz de temizlik odasına eşya taşıyacaksınız." Bay Harris, Isaac ile kızıl kıza söylerken Rosa hızla kafasını ona çevirmişti. "Bay Harris Allison ile beraber yapamaz mıyız bunu yani Isaac de yal-" "Hala saygısızca konuşabiliyor musun?" Adam sözünü keserek söylerken kız birkaç saniyeliğine söylediklerini tekrardan sorgulayarak sessiz kalmıştı. Sonunda adamın sert bakışları ile sessizce mırıldandı. "Tamam bir şey demedim sayabilirsiniz."

***

Isaac'in arkasından Rosa da elinde ki kutulardan önünü görmeye çalışarak içeriye girerken elindekileri koyacak yer bulmak için etrafına bakıyordu. Önüne bakmadığı için çocuğun sırtına çarparken hızlıca mırıldandı. "Üzgünüm seni görmedim." "Beni bu boyumla nasıl görmemiş olabilirsin?" Isaac alay eder bir şekilde konuşurken kızıl kız gözlerini devirmişti. "Bu kutular benim boyumdan daha uzun ve ben 1.70'im." "Yani? Bu hala kısa." "Benimle boy hakkında konuşabilecek en son insan sensin Lahey o yüzden kapa çeneni."

Kız elindeki kutuyu yere bırakırken çocuğa doğru söylemişti. Çocuk ona başka bir şey söylemezken bir süre sonra kız, çocuğun yüzünü buruşturarak küçük odaya baktığını görmüştü. Kaşlarını çatarak ona sordu. "Sen iyi misin?" Isaac kafasını sallarken mırıldandı. "Evet evet iyiyim sadece küçük alanlardan pek hoşlanmıyorum." Rosa ona kafasını sallarken konuştu.

"Hey eğer klostrofobin falan varsa gidebilirsin ben halledebilirim tamam mı? Ayrıca korkma seni Harris'e falan da şikayet etmem." "Nedense buna hiç güvenemedim." Isaac tek kaşını kaldırarak söylerken Rosa bir nefes bırakmıştı. "Bak tamam ciddiyim eğer iyi hissetmiyorsan gerçekten çıkabilirsin Isaac." Sarışın çocuk kafasını iki yana sallarken hızlıca cevap verdi. "Sorun yok ben iyiyim."

Kızıl kız başka bir şey söylemeden kafasını sallarken bir süre sonra ikiside aniden duydukları kapı kapanma sesi ile o tarafa doğru dönmüştü. Isaac kapının kapanması ile karanlıklaşan odada hızla kapıya yönelirken kapıyı açmaya çalıştı. Rosa onun kapıyı zorlamasına bakarken arkasından yaklaştı ve konuştu. "İzin ver deneyeyim belki açabilirim Isaac." "Arkasına bir şey konmuş." Isaac kapıyı itmeye çalışırken yüksek bir tonda söylerken Rosa ona endişeli bir bakış atmıştı.

"Isaac tamam sakin ol. Birisi kapıyı açacaktır tamam mı? Isaac?" Kız onu sakinleştirmeye çalışır bir tonda konuşurken kapıya attığı yumrukları izliyordu. "Isaac bana bakar mısın? Isaac." Kız çocuğun adını seslenmeye devam ederken elini omzuna koymuştu. Çocuk eğik kafasını kaldırırken bu sefer sarı gözleriyle kıza dönmüştü. Rosa elinin omzundan düşmesine izin verirken geriye bir adım attı. ve neredeyse duyulamayacak bir şekilde bir büyü mırıldanmaya başladı. "Tardus puls-" Çocuk onun mırıldanmasını keserek aralarında tuttuğu kollarını yakalarken yüzüne doğru kükremişti.

Isaac kolunu sıkmayı bırakmadan onu arkadaki dolaba doğru ittiğinde kızın sırtını çarparak yüzünü buruşturmasını sağlamıştı. Kız hızlı bir büyü mırıldanarak onu odanın diğer ucuna kadar uzaklaştırırken hızla konuştu. "Isaac sakin olmalısın! Isaac-" O tekrar üzerine doğru gelirken aniden açılan kapıdan giren birisinin onu yakalaması ve dışarı doğru itmesiyle sözü kesilmişti. Scott birkaç saniyeliğine gözleriyle kızı kontrol etmek için dururken sonunda Isaac'e doğru ilerlemişti.

Isaac hala sarı bir şekilde parlayan gözleriyle Scott'a doğru kükrerken Scott'ta ona bir kükreme verdi. "Isaac!" Birkaç dakika sonra çocuk sakinleşirken kurt yüzü gitmişti. Rosa da Scott'ın arkasından temizlik odasından çıkarken tişörtünün kollarını indirerek bileğindeki pençe izlerini sakladı. Isaac duvarın önüne doğru çekilerek kafasını elleri arasına alırken Scott yanında kıza doğru dönmüştü. "Sen iyi misin Rosa?"

Kız, sarışın çocuğa bakmayı bırakarak esmere dönerken kafasını salladı. "Evet sorun yok Scott ben iyiyim." Isaac suçlu bir ifadeyle yere bakmaya devam ederken küçük bir sesle mırıldandı. "Ben üzgünüm gerçekten isteyerek olmadı." "Isaac senin suçun değildi tamam mı? Ayrıca bir sorun yok hiçbirimiz yaralanmadık tamam mı?" Kız ona doğru bir adım atarken ikna edici bir tonda konuşmuştu.

Isaac sonunda kafasını kaldırırken onun kendisine verdiği ikna edici gülümsemeyi izlesede sessiz kaldı. "Bizi kızdırmaktan daha fazlasını istiyorlar birbirimize zarar vermemizi istiyorlar." Scott konuştuğunda Isaac ona doğru dönerken sordu. "Peki artık bir şey yapacak mıyız?" Scott aklından bir şeyler geçiyormuş gibi kafasını sallarken konuştu. "Evet bende onları kızdıracağım. Gerçekten kızdıracağım."

***

"Hey uh... Bay Deaton içeride misiniz?" Rosa kliniğin kapısını aralayarak içeri girerken etrafına bakarak seslenmişti. "Buradayım içeri gelebilirsin." Adamın sesini duyduğunda o tarafa doğru ilerlerken onun beyaz bir köpek ile ilgilendiğini görmüştü. Onun önünde durduğu metal sedyeye doğru yaklaşırken konuştu. "Umarım işinizi bölmüyorumdur yani eğer öyleyse daha sonra da gelebi-" "Hayır hayır sorun değil işim yoktu zaten ayrıca bu kadar resmiyete de gerek yok Rosa." Kızıl kız adamın sözlerine kafasını sallarken adam merak ederek sordu.

"Peki buraya ne için gelmiştin?" Rosa birkaç saniye ne söyleyeceğini toparlamaya çalışır gibi duraksasada sonunda cevap verdi. "Aslında bir büyü ile ilgili daha doğrusu şu bir ara sizde gördüğüm kitapla ilgili." Adam birkaç saniyeliğine kaşlarını çatarken söyledi. "Tam olarak nasıl bir büyü arıyorsun?" "Kitabı karıştırırken görmüştüm anılarla ilgili bir büyü." "Ölüler için mi yaşayanlar için mi?"

"Ölüler." Kızın sözleriyle adam kafasını sallayarak arkasını dönerken bir şeyler aramaya başlamıştı. "Şu cinayetler için mi?" Rosa, adam arkası dönük olduğu için yüzünü görmese de yine de kafasını sallayarak konuştu. "Evet polis hiçbir şey yapamıyor ve bu da aklıma takılınca denemek istedim." Deaton kitabı çıkartarak kızın yanına gelirken aradığı sayfayı bulmak için karıştırmaya başlamıştı. "Seni anlıyorum yardım etmek istiyorsun ama dürüst olmak gerekirse bu kitaptaki birçok büyü hoşlandığım büyüler değildir. Bir cadı olmamama rağmen, bu yüzden seni uyarmak istiyorum."

Rosa şuan önlerinde açık olan kitaptaki üzerinde farklı renkteki bir kağıda bazı notlar yazılmış olan sayfaya bakarken kaşlarını çatmıştı. "Bu konuda benden daha çok şey biliyorsunuz ve muhtemelen haklısınızdır ama birçok dediniz yani hepsi değil, değil mi? Ayrıca sadece anılara bakmak için olan bir büyü bir sorun çıkmayacak emin olabilirsiniz." "Genelde bu işlere girmekten hoşlanmıyorum ve bunu tercih etmiyorum o yüzden sana bu sorunu çözmek istemen konusunda engel olmayacağım ama bunun tehlikeli bir büyü olduğunu bilmelisin. Fazla güç gerektirebilir basit yer bulma büyüleri gibi değil."

Deaton ona açıklarken kız birkaç saniye sessiz kalsa da sonunda omuz silkerek konuştu. "Sorun değil bunu yapabilirim ya da denerim. Eğer bunun işe yaramayacağını fark edersem de büyüyü bozarım. Daha fazla insanın ölmesini engelleyebilecek her şeyi denemek zorundayız değil mi?" "Tamam madem bu kadar kararlısın o zaman sana bunun hakkında birkaç uyarıda bulunsam fena olmaz."

*****
b

olum atmayi unutumusum aklima gelince geldim hemen

seer | teen wolf [1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin