Rosa sanki aynı şeyi daha önce birçok kez yapmamış gibi yine yüzüne düşen kısa saçlar ile küçük örgüler yapmaya devam ederken birisi yüzünü görmek için öne doğru eğilmişti. Rosa kadının artık ezberlemiş olduğu yüzüne bakarken saçıyla oynamayı bırakarak konuşmaya başlamasını izledi. "Hey sanırım Isaac'in yanına ziyaretçi alabiliriz." Rosa kafası karışmış gibi kaşlarını çatarken sordu. "Sanırım mı?" "Bana göre sorun yok onlara göre var. Ama şuan burada ben nöbetçi olduğuma göre bence içeri girebilirsin. Hadi." Rosa bunu çok fazla sorgulamamaya karar verirken hızlıca kafasını salladı ve yerinden kalktı.
Melissa'nın arkasından odaya girerken aynı sessizliği ile çocuğun yatağına yaklaşmış ve kollarını birbirine sararken Melissa'nın serumu kontrol etmesini izliyordu. Birkaç saniye sonra hala ayakta durduğunu fark ederken kenardaki sandalyeye oturdu. "Hey Melissa?"
Kıvırcık saçlı kadın ona bakarken kız sordu. "Ne zaman uyanacağı hakkında bir fikrin var mı?" "Uh hayır yani emin değilim. Şuan ilk gün getirildiği halinden daha iyi ama yine de net bir şey söyleyemem. Belki birkaç saat içinde bile uyanabilir." Rosa onun cevabına kafasını sallarken kadın odadan ayrılmadan önce tekrar kıza dönerek devam etti. "Ve biliyorsun uyumaya ihtiyacın var." Rosa kaşlarını çatarak kafasını iki yana sallarken hızla konuştu. "Hayır gerek yok ben iyiyim." "Bundan emin misin? Scott büyünü kontrol etmekte zorlandığını söyledi. Uykusuzluk çok fazla odak sorunu yapar ve dahası. Hepsini saymam saatlerce sürer."
"Büyüyle tıpın uzaktan yakından alakası olmadığına eminim. Ayrıca o çocuğun ağzında da hiç bakla ıslanmıyor." "İster büyü olsun ister fizyoloji her şekilde sorun yaşıyorsun. Uyu Rosa, ayrıca endişelendiğin şey oysa da merak etme uyandığında seni uyandırırım." Melissa cümlesinin sonunda Isaac'e birkaç saniyelik bir bakış atarken Rosa ise omuzlarını düşürmüştü.
***
Isaac, ışık yüzünden gözlerini kısık bir şekilde aralarken elinin üzerinde başka bir elin sıcaklığını hissettiğinde ne olduğunu kavrayamadığı için anlık bir refleksle yerinde doğrulmaya çalışmıştı. Bir el kalkmaması için omzundan hafifçe bastırırken sonunda gözlerini tamamen aralayarak başında dikilen Melissa'yı görmüştü. Kadın onun tamamen uyandığını gördüğünde gözlerini tekrar önündeki dosyaya çevirirken kısık bir sesle konuştu. "Uyanmışsın. Nasıl hissediyorsun?"
Melissa birkaç saniye boyunca cevap alamazken gözlerini tekrar çocuğa çevirmişti. Kadın, Isaac'in yatağın yanındaki sandalye de elini tutarak uyuyan kıza bakarken sorusunu duymadığını fark ettiğinde yüzünde küçük bir gülümseme oluşmasına izin vermişti. Birkaç saniye sonra tekrar eski haline dönerken tekrar çocuğa seslendi. "Isaac?"
Isaac kadını yeni hatırlamış gibi hızla ona bakarken sorusunu tekrarlamasına izin verdi. "Nasıl hissediyorsun?" "Nasıl hissetmem gerekiyor?" Isaac birkaç saniyeliğine kaşlarını çatarken düşünüyormuş gibi bir ifadeyle sormuştu. Melissa da birkaç saniyeliğine düşünürken omuz silkti. "Bilmiyorum daha önce hiç elektrik akımına kapılan bir kurtadam olmadım." "Emin ol önermem." Melissa kafasını sallarken cevap verdi. "Bunu aklımda tutarım."
Isaac kafasını sallarken tekrar sordu. "Bu arada o ne zaman geldi?" Melissa onun sorusuyla kimi kastettiğini bilse de yine de kıza baktı ve cevap verdi. "Ne zaman gitti mi demek istiyorsun? Evet evet biliyorum." Melissa onun bir şey söylemesine izin vermeden kafasını sallarken aklına gelmiş gibi tekrar konuştu. "Ah neredeyse unutuyordum Rosa'yı uyandırayım." "Neden?" "Sen uyandığında onu uyandıracağımı söyleyerek uyumasını sağladım."
Isaac onun cevabıyla kıza hızlı bir bakış atarken uzandığı yerde kafasını iki yana salladı. "Gerek yok bırak uyusun." "Beni öldürecek biliyorsun." "Sorun yok sorumluluğu alıyorum." Melissa, Isaac'in sözleriyle bıkkın bir nefes alırken arkasını dönmeden önce tekrar söylendi. "Biliyor musunuz siz çocuklar benim sonumu getireceksiniz. O yüzden şimdi gidiyorum." Isaac arkasından garip bir ifadeyle bakarken ise başka bir şey söylememişti. Kadın odadan çıktığında birkaç saniyeliğine ne yapacağını bilmiyormuş gibi tavanı izlerken sonunda tekrar kıza dönmüştü.
***
"Uyanmışsın." Rosa yeni uyanmış gibi birkaç saniyeliğine etrafına bakarken çocuğa söylemişti. "Aslında mantıken uyanan sen oluyorsun." Rosa cümleyi anlayamamış gibi birkaç saniye çocuğun yüzüne boş boş bakarken sonunda gözlerini devirerek kafasını iki yana salladı. Rosa sandalyesinde doğrulurken hala tuttuğunuz farkında olmadığı elini de geri çekmişti.
"Bekle sen ne zaman uyandın?" Rosa sonunda yeni algılayabilmiş hızla sorarken Isaac cevap verdi. "Bilmiyorum yakın sanırım." "O zaman ben Melissa'yı çağıray-" Rosa hatırlayarak yerinden kalkarken Isaac sözünü kesti. "Gerek yok az önce buradaydı." "O zaman beni niye uyandırmadı?" "Çünkü, ben söyledim." Isaac çok basit bir şey söylermiş gibi söylerken Rosa ona gözlerini devirirken konuştu. "Salağın tekisin biliyorsun değil mi?" "Yine ne yaptım acaba?" "Nefes alman yetiyor. Ayrıca elektrik akımlı suya atlamak ne demek?" Isaac ona gözlerini devirirken uzandığı yatakta biraz doğrularak hızla itiraz etti. "Atlamadım ve biliyorsun senin hayatını kurtardım. Bana teşekkür falan etmen gerekmiyor muydu?"
"İşte sorun da bu salak mısın sen? Niye bir başkasını kurtarmaya çalışıyorsun, ölebilirdin!" "Sende öyle." Rosa, Isaac'in son söylediğiyle birkaç saniye duraksarken kafasını iki yana salladı ve konuştu. "Hala salaksın." Rosa söylenerek yerinden kalkarken odanın kapısına doğru yürümüştü. "Ölsem bir şey değişir miydi ki?" Odadan çıkmadan önce bir kez daha çocuğun sesi duyulurken Rosa birkaç saniyelik duraksamanın ardından cevap vermeden odadan çıktı. "Evet değişirdi." Kız kapıyı kapatırken neredeyse duyulamayacak bir şekilde mırıldanmıştı.
***
Rosa, onlara biraz olsun mahremiyet vermek istediği için ileride arabaya yaslanarak beklerken ne konuştuklarını duymasada izlemeye devam ediyordu. Kısa bir süre sonra sonunda Şerif ile Stiles'ın Eichen House'a doğru ilerlediğini gördüğünde yaslandığı yerden doğrularak Scott'ın yanına doğru yürüdü. Çocuğun yanında durduğunda onun gibi demir kapıya bakmaya başlayarak konuştu. "Bunun tam bir saçmalık olduğunu düşünüyorum."
Scott kafasını sözleriyle ona doğru çevirirken kız ekledi. "Onu ne olacağını bile bilmediğimiz bir yerde kapana kısılmış bırakmak hiçbir işe yaramayacak ayrıca burada beni rahatsız eden bir şeyler var." Scott kafasını sallarken cevap verdi. "Ona söyledim, bir şeyler bulmaya çalıştığımızı ama Stiles, insanlara zarar vermek istemediğini söylüyor. Kendini buraya kapatmak konusunda çok kararlı." Rosa kafasını sallarken ikiside geçen birkaç dakika boyunca sessizce önlerinde ki büyük demir kapıyı izlemişlerdi.
Kısa bir süre sonra Scott, tekrar kıza dönerek konuştu. "Buradan sonra Deaton'ın yanına gideceğim. Gelecek misin?" "Olur." Rosa onu onaylarken oldukları yerde Şerif'i beklemeye devam ettiler.
*****
ay su bolumleri yazması bile duzenlemekten daha eglenceli ya icim sıkılıyor duzenlerken ÜWMFWĞKDWĞFÖWÖDWĞXÖS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seer | teen wolf [1]
FanfictionRosalyn Hale, amcası Peter Hale'in manyak öldürme çılgınlığı ile uğraşırken aynı zamanda yeni kurtadam ve arkadaşına da yardım etmeye çalışır book one isaac lahey × fem!oc teen wolf season 1-3 ©2023 | mytearschet