Dayım odamda gergince yürürken ellerimle oynayarak ona bakıyordum. Neden böyle olduğunu anlamıyordum. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Anneme bir şey mi olmuştu acaba?
Korkuyla ona bakarken "Dayı?" dedim titreyen sesimle.
Hızla bana dönüp kaşlarını çattı ve yanıma gelip yatağımın önünde yere çökerek ellerimi tuttu.
"Ne oldu Prenses'im? Neden gözlerin doldular?"
"Anneme bir şey mi oldu? Neden böylesin?" dememle hafifçe gülümsedi ve saçlarımı okşadı.
"Annen gayet iyi Prenses. Ben başka bir şey için gerginim. Birazdan buraya gelecek olan kişi için."
Annemin iyi olduğunu duymamla içim rahatlarken bir başkasının yanımıza gelecek olması beni şaşırtmıştı.
Büyükannem burada değilken kim gelecekti ki saraya? Yabancılar büyükannemle görüşmek için gelirlerdi normalde, acaba şimdi dayımla mı görüşeceklerdi ama o zaman neden benim odamdaydı ki?
"Kim gelecek ki dayı?"
Hafifçe gülümseyip "Bunu söylemeyeceksin kimseye. En önemlisi büyükannene, o kesinlikle bilmeyecek tamam mı?" dedi.
Başımı sallayıp onu onayladım ama şuan çok daha meraklanmıştım. Kimdi ki gelen? Büyükannemden neden saklıyorduk?
"Birazdan buraya..." Heyecanla ve merakla gözlerine bakarken derin bir nefes alıp "baban gelecek." dedi.
Gözlerim şaşkınlıkla büyürken doğru duyup duymadığımı anlamaya çalışıyordum. Ben babamı hiç görmemiştim hayatımda ve onu çok merak ediyordum. Gerçekten buraya mı gelecekti?
"Ba-babam mı gelecek gerçekten?" dememle hüzünle gülümsedi ve başını onaylar anlamda salladı.
"Beni almaya mı geliyor?"
Derin bir nefes alıp bana cevap verecekken kapının hızla açılıp kapanmasıyla bakışlarımızı o tarafa çevirdik.
İçeri giren adama heyecan ve merakla bakarken yutkundum ve dayıma döndüm emin olmak için.
Başını sallayıp beni onaylayınca hızla üzerimdeki yorganın altından çıktım ve babama doğru koşup kollarının arasına girdim.
Boynuna sıkıca sarılmışken ayağa kalktı ve saçlarımı öpmeye başladı. Gözlerimden yaşlar süzülürken gülümsemeye başladım. Sonunda babamla tanışmıştım, sonunda gelmişti. Annemle beni yanına alacaktı ve biz mutlu olacaktık.
"Sen benim babam mısın gerçekten?" deyip yüzüne bakarak konuştuğumda yaşlı gözleriyle gülümseyip başını onaylar anlamda salladı.
"Babanım Prenses'im ve seni çok özledim. Her şeyden çok özledim."
Kıkırdayıp "Annemden de mi?" deyince oda güldü ama hâlâ ağlıyordu.
"Anneni de çok özledim ama seni daha fazla." deyip sır verecekmiş gibi kulağıma yaklaştı. "Bunu ona söyleme olur mu?"
Gülerek başımı salladım ve "Söylemem." dedim.
Yanağına dudaklarımı bastırıp öptüğümde bana tekrar sıkıca sarıldı.
"Annemi görmeye ne zaman gideceğiz? Oda seni çok özledi biliyor musun? Bana hep senden bahsediyor?"
"Gerçek olmayan benden." Hüzünle konuşup gözlerini yere indirince kaşlarımı çattım. O ne demekti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War Of Races - Jeon Jungkook
Fanfiction"Sana bağımlı oldum, tıpkı kanına olduğum gibi." "Katilime aşık oldum, tıpkı bir aptal gibi."