Kim Haesun
On sekiz yıl...
On sekiz yıldır bu lanet yerdeyim. On sekiz yıldır ne sevdiğim adamı görebiliyorum ne de kızımı. Ayda bir görmek yetmiyordu. Hangi anne çocuğunu ayda bir kere görerek mutlu olurdu ki.
Her yanıma geldiğinde mutlu bir şekilde gelir gitme zamanı gelince göz yaşlarına boğulurdu. Gitmek istemez benimle kalmak isterdi. Defalarca kez anneme yalvarmıştı beni bırakması için, yanımda kalabilmek için ama tabii ki bu gerçekleşmemişti.
Yıllarca anne ve baba özlemiyle büyümüştü. Babasının gerçek kimliğini bile bilmiyordu. Kendisinin gerçekte ne olduğunu bilmeyerek yaşamıştı. Ona tek kelime edememek, babasının gerçek ismini söyleyememek öyle zordu ki benim için...
Eğer söyleseydim hem o hem de Yoongi tehlikeye girerdi. Annem her yerde Han Kyunbin adında olmayan bir adamı aratmıştı. Onun gerçek ismini biliyor olsaydı belki de çoktan bulmuştu.
Hina gideli iki ay olmuştu, peşinden Seokjin gittiği için rahattım. Seokjin ona asla zarar gelmesine izin vermezdi ama endişem azalmıyordu.
Dün gece dolunay vardı. Hina için tehlikeli olabilirdi bu. Ne olduğunun farkına vardı mı bilmiyordum. Dönüşmesi için birini öldürmesi gerekiyordu ve Hina öyle bir kız değildi ama yinede endişeliydim. Nerede, nasıl bilmemek çok zordu.
Birden yukarıdan gelen seslerle başımı arkaya çevirdim. Ne olduğunu anlamak için kapıya doğru ilerlerken kapının hızla açılmasıyla geri çekildim.
İçeri giren kişiyi görmemle endişeyle kaşlarımı çattım. "Seokjin? Senin ne işin var burada? Hina'nın yanında olman gerekiyordu."
Derin bir nefes alıp "Merak etmeyin Prenses. Prenses Hina iyi. Talkin'e ulaşmayı başardı." dedi.
Duyduğum kalbimin hızlanmasını sağlarken heyecanla "Bu-buldu mu?" diye sordum. Başını eğerek beni onaylayınca gülüp elimi göğsümün üzerine koyarak derin bir nefes aldım.
Sonunda kavuşmuşlardı. Birbirlerine olan hasretleri sona ermişti sonunda. Kızım ve babası sonunda kavuşmuştu.
"Sonunda... kızım babasının gerçekte kim olduğunu öğrenip onu buldu."
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes daha aldım ve büyükçe gülümsedim.
"İyiler değil mi? İkisi de iyi?"
Merakla sorduğum soruyla Seokjin sıkıntılı bir nefes aldı. Bu içimi sıkıntıya boğarken sakin olmaya çalışıp konuştum.
"Seokjin?"
"Prenses ve eşiniz iyiler efendim ama..."
"Ama?" Hina ve Yoongi'nin iyi olması içimi biraz rahatlatırken devamının gelecek olması beni germeye devam ediyordu.
"Seokjin kime ne oldu?"
Derin bir nefes alıp "Jungkook,Prenses'in yanında olan onu Talkin'e götüren kişi." demesiyle kaşlarımı çattım.
"Jungkook mu?"
"O Prenses'e mühürlü ve... yaralandı."
"Ne?"
"Ve Prens Taehyung'da yaralandı ama onun durumu iyi, endişelenmeyin. Jungkook kötü durumda-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War Of Races - Jeon Jungkook
Fanfiction"Sana bağımlı oldum, tıpkı kanına olduğum gibi." "Katilime aşık oldum, tıpkı bir aptal gibi."