40. Bölüm

392 47 60
                                    

Hissettiğim kıpırtılarla gözlerimi aralayıp doğruldum. Babam yanımda durmuş üzerime bir örtü bırakmıştı. Başımı hemen Jungkook'a çevirdiğimde hâlâ hareketsiz bir şekilde yattığını gördüm. Gözlerim anında dolarken elini sıkıp güç bulmaya çalıştım.

"Hina biraz dinlenmen gerek."

Başımı iki yana sallayıp "Onu bırakmayacağım." dememle derin bir nefes aldı. "Burada durman ona iyi gelmeyecek. Kendini toparlaman lazım."

"Onu yalnız bırakmayacağım dedim. Hisseder burada olduğumu..."

Gözümden bir damla yaş süzüldüğünde elimin tersiyle silip derin bir nefes aldım.

"En azından birkaç lokma bir şey ye."

"İstemiyorum..."

"Hina-"

"Lütfen zorlama. Hiçbir şey yapmak istemiyorum... Yalnızca onun iyileşmesini istiyorum... O iyi olsun... lütfen."

İki gündür uyuyordu, iki gündür sesini duymamıştım, gözlerini görmemiştim... iki gündür bana sarılmıyordu, öpmüyordu, bana gülmüyordu ve ben dayanamıyordum artık.

Babamın dışarı çıktığını duyduğumda başımı elinin üzerine koydum. "Çok korkuyorum... beni bırakıp gideceksin diye çok korkuyorum Jungkook. Lütfen uyan... lütfen, ben yapamam sensiz... yapamam... sana ihtiyacım var, yanımda olmana ihtiyacım var... lütfen uyan."

...

Hoseok oppa derin bir nefes alıp geri çekildiğinde umut dolu gözlerle yüzüne baktım.

"Bir gelişme var mı?"

Bakışlarını gözlerime çıkarttığında hiçbir değişiklik olmadığını anlamıştım.

"Durumu aynı..."

Gözlerimi kapatıp yutkundum ve "İyi olacak ama... değil mi?" dedim zorlanarak.

"Bilmiyorum..."

Verdiği cevap beni yıkmaya yeterken gözlerimi kapattım.

"Çok fazla miktarda sarı kurtboğana maruz kalmış ve bu da onun tüm bağışıklık sistemini çökertmiş..."

"Yeter. Lütfen yeter, daha fazla duymak istemiyorum."

Jungkook'a dönüp solgun yüzüne baktığımda göz yaşlarım daha da hızlandı. Hoseok oppa bizi yalnız bıraktığında hıçkırdım ve elini sıkıca tuttum.

Tuttuğumda içimi ısıtan elleri şimdi buz gibiydi. Onun için iyi değildi bu, sıcacık olması gerekiyordu.

"Üşüyorum Jungkook... sen olmadan çok üşüyorum."

...

"Hina?"

Chaewon teyze içeri girdiğinde bakışlarımı ona çevirdim. Yavaş adımlarla yanıma gelip yanımda durdu ve elini omzuma koydu.

"Dayım nasıl oldu?"

"Merak etme, iyi o. Dinleniyor şimdi."

Başımı sallayıp onu onayladım ve yeniden Jungkook'a döndüm.

Dayım ve Chaewon teyze Jungkook'lara yardım etmek için köye gittiklerinde savaş çoktan başlamış. Dayım vampirlere zarar vermeden etkisiz hale getirirken Jimin'i boğmaya çalışan bir vampiri öldürmüş ve Jimin'e dönüp onu kaldıemak istemiş ama onları yanlış anlayan bir kurt dayımı karapapatya özlü bir bıçakla yaralamış.

Onun durumu Jungkook'unkine nazaran çok daha iyiydi ve şükürler olsun ki kendindeydi. İkisini hareketsiz bir şekilde gördüğümde dünyam başıma yıkılmıştı.

War Of Races - Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin