01.09.1996
Geçmişteki Draco'dan"Hadi Blaise!" diye bağırdım "Bunaklar gibi yürümesene."
"Geldim, sadece... Pansy gecikti."
Sırıttım "Sevgilini merak etme, birazdan gelecektir."
Omuzuma vurdu "Kapa çeneni, biz sevgili değiliz." sonra sesini alçalttı "Henüz"
Ağızıma görünmez fermuarı çektim ve bavulumu kaldırıp trene bindim, birlikte her zamanki kopartımanımıza ilerledik "Sen benimkini de yerleştir olur mu? Pansy'e bakacağım."
Göz devirdim "İyi, hızlı olun."
Başını sallayıp trenden indi, bende bavulları koltukların üstündeki bölmelere yerleştirmeye koyuldum.
O sırada bana hızla çarpıp geçen birisi yüzünden sendeledim, arkamı dönüp takım elbisemi silkelediğimde, gördüğüm kişilerle birlikte meşhur yüz ifademi takınıp kaşlarımı çattım "Yavaş olun! Hem sizin bu kompartımanda ne işiniz var?"
Weasley ikizleri bana baktı, arkalarında kız kardeşleri de vardı. Hangisi olduğunu bilmiyorum ama soldaki konuştu "Bu tren tüm öğrencilerin Malfoy"
Sonra diğeri devam etti "Yoksa treni de mi satın alacaksın?"
Güldüklerinde göz devirdim "Burası safkanların oturduğu yer, sizin gibiler diğer vagonda olmalıydı."
Kız kardeşleri Ginny başını salladı "Boşverin şunu, hadi gidelim, Harry'ler gelmiştir."
Memnun bir ifadeyle koltuğuma yaslanıp kollarımı önümde birleştirdim "Kardeşinizi dinleyin"
Ginny sertçe bakan abilerinin ikisinide kolundan tutup yürütmeye başladığında arkalarında diğer kız kardeşleri kaldı. Ashira Weasley.
"Niye hala duruyorsun? İlerle!" dedim sertçe.
Aynı şekilde kollarını göğüsünde bağlayıp bana yaklaştı "İnsanlara çok karışıyorsun, özellikle aileme" dedi "Dikkat et Malfoy, sonra ağlayarak babacığına kaçacağın bir zamanın olmayabilir."
Dikleştim ve aramızdaki boy farkını açtım "Benimle konuşmaya cürret ediyorsan sen dikkat etmelisin Weasley. Açıkçası bu halinle benimle böyle konuşmaya cesaretin olması komik, haline bak." dedim çenemle onu göstererek "Saçını neyle boyuyorsun, ikinci el boylarla mı?"
Ve biraz daha ileri gidip sırıttım "Çok üzücü... Şimdi ne yapacaksın, ağlayıp beni abiciklerine şikayet mi edeceksin?"
Söylediklerim onu rencide ettimi bilmiyordum, ama sırıttı "Hayır, bunu yapacağım"
Kravatımı tutup beni kendine çekti, ona doğru eğilmek zorunda kaldığımda genişçe gülümsedi, oldukça yakındık. Sinirle dudaklarımı araladım, "Bana dokunmaya cürret-"
Daha sözümü bitirmeden içimde bir kıpırtı hissettim. Elindeki minik şişeden boynumdaki açıklığa doğru bir şey döktü.
Anında onu ittirdim ve kaşınmaya başladım, karnım ve boynum delicesine kaşınıyordu. Kontrolden çıkan bir kaşıntıydı.
Elindeki şişeyi salladı "Kaşındırıcı toz, yakında abimlerin dükkanında satılacak. İlk deneysen sensin, nasıl ama?"
Tozlar daha da aşağı gittiğinde kollarım ve bacaklarımda kaşınmaya başladı, bağırdım "Seni mahvederim Weasley!"
Kahkaha attı ve etrafımızdaki kişilere seslendi "Malfoy pirelenmiş!"
Hepsinin safkanlardan oluştuğu kompartıman bana döndüğünde, aralarından bazıları açıkça güldü bazıları ise saklanarak kıkırdadı. Derimi yırtarcasına boynumu kaşırken dişlerimi sıktım "Önünüze dönün!"
.
.
.
.Beyaz cildim kızarmıştı ve bu yüzden boynumdaki kızarlıkları gizlemek için boyunlu yeşil kazağımı giymek zorunda kalmıştım. Blaise ve Pansy ise hala gülüyorlardı, eminim bu olayı uzun süre konuşacaklardı. Neredeyse tüm okul konuşacaktı.
Şöminenin karşısında ateşten ısınan sağ tarafımı duvara yaslamış duruyordum. Pansy ve Blaise ise açıkça flört ederek kanepelere oturmuş sohbet ediyorlardı.
Onların bu durumundan sıkıldığımda ortak salondan ayrılıp odama çıktım. Bir sigara yakıp penceremin pervazına oturdum ve bahçeyi seyretmeye başladım.
Son zamanlarda içimde çok fazla endişe vardı, Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen ile ilgili... Herkes endişeliydi çünkü her senemiz olaylı geçerken bu sene başımıza ne gelecek diye bekliyorduk.
Korkuyordum. Annem de korkuyordu. Sorun - babamdı. İçindeki karanlık ve şöhret sevgisi bizi korkutuyordu.
"Burada!"
Bahçeden gelen bağırış sesinin ardından kahkaha sesleri geldi. Eğilip ne olduğuna baktığımda elinde bir kurabağa ile yerde duran Ashira'yı gördüm. Arkasında ise şu garip bitki hastası, Longbottom vardı.
"Yakaladım Nev!"
Longbottom başı eğik bir şekilde kızın elindeki kurbağayı aldığında tiksinerek dudaklarımı büzdüm "Teşekkürler Ash!"
"Rica ederim, ama buna bir çare bul Nev. Trevor çok sık kaçıyor."
"Bulacağım, emin olabilirsin" dedi telaşlı ses. Çok garip bir oğlandı, çok sinir bozucu.
Uzakta olduğu için net göremiyordum ama büyük ihtimalle kız gülümsedi, sonra elini onun omuzuna atıp içeri yürümeye başladı, yürürken "Ron'un da bir faresi var biliyor musun? Beni ısırdı!" dediğini duydum.
Çok geveze bir kızdı.
Geveze insanları sevmezdim. Sözcükleriyle insanların zamanını boşa harcarlardı
Fakat ailesinin zıttıydı. O bir slytherindi, doğal hali kızıldı, kızılın en ucuz ve saçma tonu ama saçlarını siyaha boyuyordu, gözleri kahverengiydi... Ondan nefret ederdik, her Weasley'den öyle ama ondan daha farklı çünkü o bir slytherindi ve bunu hak etmediğine emindik.
Binamızı kirletiyorlardı!
Sigaramın dumanını bir kez daha üfledim.
Kesinlikle ona trende yaptığı şeyin cezasını verecektim.
[Merhabaaaaa!
Hikayenin akışının başladığı, geçmişin gösterildiği ilk bölüm. Umarım keyif almışsınızdır.
Seviyorum sizleriiii]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝Cesur sevgilim.❞ Zamanın akışı o gün, 1997 Haziran ayının 29'unda değişmeye başlamıştı. Draco nelerin değişeceğini görmek için geleceğe dönerken zaman onun arkasından hunharca akmaya devam etmişti. Sadece bir Weasley kızı için. • 𝐬𝐦𝐮𝐭 - ꨄ︎ • �...