❝War❞

1.4K 109 93
                                    

Geçmişteki Ashira'dan

Kış bitip ilkbahar geldiğinden dolayı kazaklarımı odama bırakmak ve daha ince şeyler almak için odamdaydım. Artık gryffindor salonunda kaldığım için onları bir poşete koyup oradaki odama götürmeliydim.

Kıyafetleri alıp odamdan çıkarken slytherin salonunda duyduğum ilk şey Harry'nin ve diğerlerinin hogsmeade'de görüldüğüydü.

Salondan çıkıp elimdeki kıyafetleri poşete katarken Ginny'e duyduklarımı söyledim.

"Diğerlerine haber versek iyi olur" dedi Ginny, başımı salladım.

Hızlıca zindanlardan çıkıp gryffindor salonuna geldik, portrenin içinden geçtiğimiz anda kalabalığı görmemiz bir oldu.

"Ne bu kalabalık?" diye mırıldandım. O sırada Seamus, Neville ve diğer öğrencilerden oluşan kalabalık bizi gördüğünde ayrıldı, o anda karşımızda Harry'i gördüm.

Elimdeki poşet yere düşerken koşup ona sarıldım, göz yaşlarıma engel olamamıştım. "Dönmüşsünüz" diye fısıladım gözyaşlarımın arasından.

Harry'nin arkasında duran Ron elini salladı
"Merhaba..." diye mırıldandı, "Bende yaklaşık 6 aydır yoktum, Ash..."

Öğrencilerden bir kaçı güldü, Harry'den ayrılıp ona yürüdüm. Alnına öpücük bırakıp sevinçle ona da sarıldım, "Çok özledim..."

Ron sırtımı pohpohladı, "Bende seni özledim kardeşim"

Ben ona sarılmaya devam ederken Ginny hala olduğu yerde duruyordu. "Ne oluyor Ginny?" diye sordu Neville.

Herkes ona endişeyle bakarken Ginny sonunda konuştu,
"Snape biliyor. Harry'nin hogsmeade'de görüldüğünü biliyor."
.
.
.
.

Snape'in herkesi çağırması üzerine büyük salondaydık. Siyah pelerinini sallayarak her birimizin yanından geçen Snape, o soğuk sesiyle bizi tehtid ediyordu. "Şimdi, aranızdan birilerinin... Bay Potter'ın bu geceki eylemleriyle ilgisi varsa... onları öne çıkmaya davet ediyorum" dedi ve durdu. "Hemen!"

Diğer öğrenciler gibi başımı yere eğmiş, hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi ağızımı kapalı tutuyordum.

Ve sonunda herkese umut olan o ses duyuldu,
"Görünüşe göre kapsamlı savunma stratejilerinize rağmen önemli bir güvenlik sorununuz var Müdür Bey."

Harry'nin tok sesinden sonra büyük salonun kapıları açıldı ve yarısı Weasley'lerden, diğer yarısı ise Remus, Hermione, Fleur gibi kişilerden oluşan o grup içeri girdi.

Onları görmek içimi güvenle doldurmaya yetmişti. Güvendeyiz Ashira, diyordum kendime. Buradalar.

"Ne cüretle onun durduğu yerde durabiliyorsun? Herkese o gece ne olduğunu söyle!" diyen Harry ona doğru bağırmaya devam ediyordu. "Sana güvenen adamı gözlerine baka baka nasıl öldürdüğünü söyle!"

Snape onun sözlerine karşın asasını çektiği anda McGonagall Harry'nin önüne geçti. Kalabalıktan korku dolu mırıltılar yükselirken McGonagall ona bir büyü yolladı.

Snape onun büyülerini kendi büyüleriyle geri sektirirken gittikçe sıkışıyor ve geri adım atmak zorunda kalıyordu. En sonunda düşmeden önce pelerinini savurarak buharlaştı.

Şimdi tüm salon McGonagall ve Harry için çıkan alkış sesleriyle inliyordu. Ellerimi sevinçle birbirine çarparken bir yandan kapı eşiğindeki aileme bakıyordum.

Tüm öğrenciler uzun zamandır yapamadıkları şeyi yapıp gülüşerek birbirlerine sarılıyor, "O döndü" diyerek seviniyorlardı. Bazıları Harry'nin dönüşüne bazıları Snape'in gidişine seviniyordu. Umut yine kalplerdeydi.

𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin