Geçmişteki Ashira'dan
Revirde Ginny'nin yanında otururken, Ron'un saçlarını okşuyordum.
Nasıl olduğunu anlamamıştım ama görünüşe göre birisi Slughorn'a Dumbledor'a vermesi için bir zehir vermiş, işler yanlış gidince zehiri Ron içmişti. Kim olursa olsun, işin ucu Ron'a dokunduğu için çok sinirliydim.
"Her..mione..."
Ron yine Hermione'nin adını mırıldandığında gülümsedim "Sanırım yanında beni değil seni istiyor."
Hermione sadece yatakta baygın halde yatan Ron'a bakmayı sürdürdü.
"Sonunda bir şapşal çiftimiz daha kavuşuyor" dedi Ginny alayla göz devirerek. "Bu kadar tatlılık yeter, odama gidiyorum... Biriniz Ron'un yanında kalır. İyi geceler."
"İyi geceler" dedim onun alaycı tavrına sırıtarak.
O Harry'nin yanından çıkıp gittiğinde Harry revirin kapısına yaslanmış bize bakıyordu. Ona yanımdaki boş sandalyeyi işaret ettim "Otursana"
"Aslında odama dönsem daha iyi. Ron şuan emin ellerdeyken biraz dinlenmek istiyorum" dedi.
Başımı salladım "Tamam, iyi geceler o zaman."
Bana ve Hermione'ye gülümsedikten sonra o da revirden çıktı. O çıktığında Hermione sonunda gözlerini Ron'dan ayırıp bana baktı "Ginny'nin peşinden gidiyor"
Güldüm
"Kesinlikle"Hermione gülüşüme karşılık gülümsedikten sonra bir anlığına iç çekti. Uzanıp elimi onun elinin üzerine koydum "İyi misin? Uykun varsa git, ben beklerim burada"
"Hayır hayır, öyle değil" dedi saçlarını yüzünden çekerek. "Sadece... Aptal kardeşin beni korkuttu. Biliyorsun biz asla onunla normal olmadık ama bir an zehirlendiğini duyduğumda-"
"Endişelendin"
Nefes verdi
"Evet""Ron şanslı, okuldaki en güzel kızı kazandı" dedim onun elini nazikçe sıkarak.
Hermione güldüğünde için biraz olsun rahat etmişti. Daha sonra orada biraz daha oturdum, ardından artık onları baş başa bırakmam gerektiğini fark ettim.
Baygın Ron'un alnına öpücük bırakıp, Hermione'yle de vedalaştıktan sonra odama dönmek için revirden çıktım.
Revirden dışarı adım attığımda, yani yalnız kaldığımda içimdeki korku hissini daha iyi hissettim. Kardeşimi kaybetme korkusu.
Tek bir kardeşime veya ailemden birine bile zarar gelse ne yapardım bilmiyorum doğrusu.
Koridorun sert rüzgarı yüzüme vurduğunda toparlanıp yürümeye başladım. Ortak salona ulaşmak için merdivenlerden köşeyi dönüyordum ki karşı duvara bir gölge düştü.
İlk başta bir profesör olduğunu düşünüp ceza almamak için sessizce durdum, fakat gölgenin ardından yeşil üniformasıyla sessizce karanlıkta dolanan Malfoy'u gördüğümde kaşlarım çatıldı.
O da sanki varlığımı hissetmiş gibi bir anlığına kafasını sola çevirdi. Refleks olarak kendimi gizlemek için bir kolonun arkasına atıldım, daha sonra adım seslerinin uzaklaştığını işittim.
Ve ardından normalde asla yapmayacağım ama Harry'nin şüphelerinin benimde kafama işlemesi yüzünden yaptığım bir şeyi yaptım. Malfoy'u takip ettim.
Malfoy cüssesine göre resmen küçük bir çocuk gibi sessizce oradan oraya gidiyordu, arkasından da ben gidiyordum.
Aslında, Harry'nin ölüm yiyen teorisini desteklemiyorum, ama kim bir Malfoy'u yasak saatinde dışarıda gördüğünde şüphlenmez ki?
Dakikalar sonra bir köşeyi döndüğünde arkasından gitmeye devam ettim, fakat köşeyi döndüğümde orada yoktu.
Ayağımı yere vurup ofladım. Cisimlenmiş olamazdı, hogwarts'ta cisimlenilemezdi. En azından belli kişiler dışında kimse cisimlenemezdi.
Geldiğim yolu geri dönmek üzere arkamı döndüğümde başımı birinin göğüsüne çarptım. Acıyla burnumu tuttuğumda bana tepeden bakan Malfoy sırıttı "İyi akşamlar Weasley"
Burnumu tutarak "Pekte iyi bir akşam değil" dedim mırıltıyla.
"Ayak altında dolanırsan daha çok şey gelir başına" dedi imayla.
Elimi burnumdan çekip, onun egosunun altında ezilmemek için duruşumu düzelttim "Ayak altında dolanmıyorum"
Sırıttı
"Yani beni takip etmiyorsun""Ediyorum" dedim sesimi bir an bile alçaltmadan "Neden etmeyeyim ki? Baksana, bu saatte bu koridorlarda ne işin var?"
Soruma aldırmadan saçımı işaret etti
"Mor yakışmış"Göz devirdim, "Sorulardan kaçma, bu seni gözümde daha da şüpheli yapıyor"
Yana eğilip sağ omuzunu duvara yasladı, ardından Tonks'la beraber boyadığımız bir tutam saçımı omuzumun arkasına attı "Fakat hala renk uyumunu ayarlayamıyorsun. En son konuştuğumuzda ne demiştim ben?"
Saçımı omuzumun arkasına attığında sessiz kaldım, o da sessiz kaldığında ortamda garip bir atmosfer oluştu.
O bana bakmayı sürdürürken, bir yandan ayağını zaman tutuyormuşçasına sabırsızca yere vuruyordu.
"Yetişeceğin bir yer mi var? Seni mi tutuyorum yoksa?" Dedim bu sefer ben sırıtarak. "Birini falan mı lanetliyeceksin?"
"Herkesi lanetleyen aptal bir ölüm yiyen olduğuma inanıyorsan etrafımda dolanıp sinirimi bozmayı bırak" dedi çenesini sıkarken "Koş ve sevgiline git"
Sessiz kaldım, neye inanıp neye inanmadığımı bilmiyordum, Malfoy'un böyle bir konumda olması hem mantıklı hem de mantıksız geliyordu.
Draco sessizliğime karşı hafifçe güldü "Potter'ın yanında dolanmaktan beynin yıkanmış. Kendini onun gibi zannedip, her şeye burnunu sokuyorsun.." dedi sesindeki garip imayla. "Benden sana bir tavsiye, ailendeki tüm gereksiz Weasley'ler gibi sıradan hayatına devam et ve boyunun yetmediği işlere karışma."
Gözleri yine saçıma döndü, ve tekrar sırıttı "Sonra oturup, seni kurtarıcak maskeli bir kahraman falan bekleme"
Sonra topuklarının üzerinde dönüp karanlık koridor boyunca yürümeye başladı, hala sesimi duyabileceği uzaklıktayken bağırdım "Bana iddia gibi geldi!"
Olduğu yerde durup geri döndü "İddia?"
Geçen yıldan bahsediyordum. Etrafta koşuşturup birbirimize zarar vermeye çabaladığımız, iki tarafında altta kalmadığı zamanlardan.
"Bu lafları sana yedireceğim Malfoy" dedim sanki ikimizde Slytherin ortak salonuna gitmeyecekmişiz gibi koridorun öteki ucuna yürürken.
Bu sefer o arkamdan bağırdı, sesinde eğlenceli bir tını vardı. "Pekala... Yarışmayı özlemişim. Fakat şimdiden uyarıyorum, sefer farklı şekilde oynayacağım!"
Söylediği şeye cevap vermeyip yürümeye devam ettim, ama sırıtıyordum. Pek sinsi bir sırıtma değildi bu, daha çok.. oyuncuydu.
Ortak salona girip odama vardığımda yatağıma uzandım. Bir tutam saçmla oynamaya başladım, öylece tavana bakıyordum.
Dakikalar sonra aklıma gelen düşünce ile, elimle alnıma vurdum. Asıl amacım Malfoy'un o saatte orada ne haltlar yediğini öğrenmekken başka bir konuşma yapıp dönmüştüm.
Gerçi... Onunla ne zaman konuşsam böyle oluyordu; beni konudan saptırıyordu.
Kabul ediyorum, iyi manipüle ediyordu.
Ama... Bende kararlıyım. Onun ne sakladığını öğrenecek ve bunun yanında, eğleneceğim.
[Ashira ve Draco'nun hikayesi şimdi başlıyor.
Gecikme için özür dilerim, sizi seviyorummm🫶🏻]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝Cesur sevgilim.❞ Zamanın akışı o gün, 1997 Haziran ayının 29'unda değişmeye başlamıştı. Draco nelerin değişeceğini görmek için geleceğe dönerken zaman onun arkasından hunharca akmaya devam etmişti. Sadece bir Weasley kızı için. • 𝐬𝐦𝐮𝐭 - ꨄ︎ • �...