Geçmişteki Draco'dan
Profesörün babamla konuşması üzerine babamın yolladığı çığırtkan günlük dozumu almama yetmişti. Sesini duyup iyice rencide olayım diye mektup değilde çığırtkan yolluyordu.
Hepsi aptal Weasley'nin oyunları yüzündendi.
Tam da babamla haftalardır sorun yaşamamışken böyle bir pürüz çıkmıştı.
Evet, belki süpürgeyi kırmakla ileri gitmiştim ama o beni gülünç duruma düşürmüştü.
Açıkçası işin bu yönünü düşünmemiştim.
Ama ona acımayacaktım.Tek düşünmem gereken bendim. Babamla aramı düzeltmeliydim, yoksa evdeki atmosfer daha da kötüleşirdi ve anneme patlardı. Bunu düşünmeliydim.
Ödeşme işi kolyadı. Kolayca ona karşılık olarak bir oyun oynardım.
Şimdi önceliğim - bendim.
.
.
.
.Ertesi gün, kahvatlı etmek istemediğim için sabahın ilk ışıklarıyla astronomi kulesinde sigara içmiştim.
Ders için mecburen okula döndüğümde Blaise hemen yanımda bitti "Marcus revirdeymiş"
"Sana da merhaba" dedim göz devirerek.
"Merhaba" dedi ses tonunu düzeltip.
"Ne olmuş Marcus'a?"
"Bilmiyorum ama Madam midesinin çok kötü olduğunu ve bir haftaya anca ayaklanacağını söyledi."
Gözlerimi kıstım, bir yandan sınıfa yürürken "O maçta oynayacaktı değil mi?" dedim.
Yanımda yürürken başını salladı.
Weasley, bu kadar ileri gidebilir miydi?
Onda bu cesaretin olduğunu düşünmüyordum ama içimden bir ses belki diyordu.Sınıfa girdik, cam kenarına oturup çantamı bıraktığımda Weasley'nin bu sefer şaşırtıcı bir şekilde erken geldiğini gördüm.
O sırada içeri Pansy de girdi, Blaise'in gözleri odanın içinde koşuşturmaya başladığında bu aptal saplantılı hallerine göz devirdim.
Fakat sorun o değildi, Pansy Adrian'ın yanına oturmuştu ve Blaise kıskançlık krizindeydi.
"Ciddi olamaz değil mi?"
Omuz silktim "Sadece oturuyor dostum"
"Açık bir şekilde Adrian'ın ona ilgisi olduğunu biliyor!"
"Abartma, hem baksana sadece onun yanı ve aptal Weasley'nin yanı boş" Weasley'nin yanı hep boş olurdu, kimse onunla oturmazdı.
"Ashira'yla otursaydı" dediğinde çocukça tavırları cidden sıkıcıydı.
Dayanamayıp kısa bir nefes verdim. "Buraya gelsin, ben Adrian'ın yanına geçerim"
Teklifimi beğenmiş gibi gülümsediğinde Pansy'e seslendi, Pansy itiraz etmeden kalktı ve onun yanına oturdu.
Blaise'ye göz kırpıp Pucey'in yanına oturacağım sırada başka bir kız onun yanına oturdu. Adrian'a göre kız fark etmiyordu anlaşılan, hemen o kızla da sohbete başladı.
O sırada içeri profesör girdiğinde küfür savurdum.
Planlanmış gibi resmen kendi ayaklarımla tek boş sıraya, Weasley'nin yanına gittim.
Bana huzursuzca baksada bugün neşeliydi anlaşılan, yanına oturduğumda sırada genişçe yayılmış tüylü kalemiyle oynuyordu.
"Toparlan biraz" diyerek ayağımla dizini itekledim. Sıranın yarısını kaplıyordu.
Göz devirip oturuşunu düzelttiğinde eşyalarımı sıraya koydum. Sonra yanına oturdum.
Dersi dinlemeye çalışsam da aklımdaki soruyu sormadan rahat edemedim. Sonunda ona dönüp "Marcus rahatsızlanmış" dedim.
Sormamın sebebi açıktı - eğer maça kısa bir süre kala bir oyuncunun olağanüstü durumu olursa seçmelerden en yüksek puanı alan ikinci kişiyi maça sokarlardı.
Bu kişi de o oluyordu.
"Oh, şans işte. Maça da az kalmıştı" dedi dudaklarını büzerek "Merlin bizi korusun, sağlık çok önemli. Değil mi?"
Kaşlarımı çatıp ona doğru eğildim "Onu zehirlemiş olma ihtimalini düşünüyordum da..."
"Ee, bir sonuç buldun mu bari?" dedi bir santim bile gerilemeden.
"Hayır"
"O zaman ben söyleyeyim, yoksa merakından çatlayacak gibisin" dediğinde profesör bize bakıyor mu diye bir saniye sınıfa göz gezdirdim. Tekrar ona döndüğümde sırıttı
"Dün üç süpürgedeydi, yazık, çok içmiş. Anlaşılan viskinin içine biraz fazla kusturan pastil karışmış."İstemsizce sırıttım "Bu hırsını başka şeyler kullansan daha iyi yerlerde olabileceğini biliyor musun? Yazık. Beni yenmeyi bu kadar mı hayal ediyorsun?"
"Ben zaten en iyi yerdeyim" dedi kendini göstererek.
O anda zil çaldı. Bende dışarı çıkmak için ayaklandım, çıkmadan önce ona bakıp "Maça girsen ve küçük bir ihtimal kazansan bile Weasley, seni başka bir şekilde vuracağım." diye fısıldadım.
Sırıtışı silindi, korkudan değildi, sadece ayaklandı ve dik bir duruşla bana baktı "Ne yaparsan yap - o kupa benim"
Sonra gülümsedi ve neşeli adımlarla sınıftan çıktı.
.
.
.
.Annem bir keresinde babamdan aldığım tek huyumun gözümü bürüyen hırsım olduğunu söylemişti.
Annem her zaman haklıydı ve sanırım bunda da haklıydı.
Çünkü tam olarak şuan, alt sınıflardan slytherinli bir çocuğun eline iki yüz galleon sayıyordum.
Maç sırasında Weasley'i sabote etmesi için, iki yüz galleon...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝Cesur sevgilim.❞ Zamanın akışı o gün, 1997 Haziran ayının 29'unda değişmeye başlamıştı. Draco nelerin değişeceğini görmek için geleceğe dönerken zaman onun arkasından hunharca akmaya devam etmişti. Sadece bir Weasley kızı için. • 𝐬𝐦𝐮𝐭 - ꨄ︎ • �...