Geçmişteki Ashira'dan
Olayların üzerinden bir ay kadar geçmişti.
Harry'i sağsalim eve getirmiştik, her birimiz çok özlü iksir içmiş onun kılığına girmiştik. Yanımda Fred vardı, o çok özlü iksiri içmişti, onu korumak benim görevimdi. Etrafımızı ölüm yiyenler sardığında bir büyü bana isabet etmişti fakat iyiydim. Sadece sol omuzumdan boynuma doğru ince bir yol iz bırakmıştı. Bunun yanında George yaralanmıştı, onun durumu daha ciddiydi.
O gün laf arasında Harry beni ve Draco'yu haritadan gördüğünü söylemiş, herkes sonlanan ilişkimizden haberdar olmuştu. Biraz tepki çektim, fakat bu konuyu rafa kaldırdık çünkü daha önemli mevzular vardı. Deli-göz Moody'nin ölmesi, Harry'nin tehlike altında olması gibi şeyler...
Mundungus denilen o harif yüzünden ölmüştü Moody...
"Düşüncelerin içinde bu kadar kaybolmak için en iyi zaman değil"
George'un kulağıma fısıladığı şey ile ancak kendime gelip, abim Bill ve Fleur'un düğünde dans ettiğimizin tamamen farkına vardım. "Düşünmüyorum" dedim başımı iki yana sallayarak.
"Kulağımı kaybetmiş olabilirim ama hala kendi kendine mırıldandığın o şeyleri işitiyorum" dediğinde kızardım, "Özellikle Malfoy'un adını mırıldandığında duymamak ne mümkün?"
Hala dans eder vaziyetteyken başımı onun omuzuna koyup iç çektim. "Bunları konuşmak istemiyorum..."
"Pekala sadece dans o halde" dedi ve beni döndürdü. İkizler yanımdayken mutsuz olmak mümkün değildi, gülmeye başladığımda eş değiştirdik ve bu sefer Fred'in karşısındaydım.
Bu dans bana ne kadar da Draco'yla dansımızı anımsatsa da onu düşünmemeye kararlıydım. Sonuçta şu an her ne olursa olsun benim yanımda duranlar ailemdi, Draco değil.
Tam Fred'in omuzlarına kollarımı yerleştirmiştim ki Harry'nin sesi duyuldu. "Sakıncası olur mu?" diyerek elini bana uzatmıştı. Fred sırıtarak benim elimi Harry'nin avucuna koydu ve "Diğer şarkıda bendesin afacan" diye fısıldadı ve uzaklaştı. Sanırım Ginny'le dans etmeye gitmişti.
Harry ellerini belime koydu, bende kollarımı omuzlarına yerleştirdimde hemen konuştu.
"Fazla uzadı olanlar... Yakında hortkuluk aramaya çıkacağız, geri dönebilir miyiz bilmiyorum bile. Eğer dönemezsem, sana hala kızgın olmadığımı bil. Sen benim en yakınlarımdansın Ash, seni seviyorum, seviyoruz.""Böyle konuşma" dedim başımı iki yana sallayıp. Onlara bir şey olmasın diye içimden dualar ediyordum. "İyi olacaksın..."
Gülümsedi ve dansı bırakıp bana sıkıca sarıldı, ona karşılık verip "Seni özledim" diye mırıldandım. "Bende" diye karşılık verdi.
Özlediğim gibi ona sarılıyorken, aniden düğün çadırının ortasına mavi bir ışık girdi. Ardından o ses duyuldu "Bakanlık düştü. Sihir bakanı öldü. Geliyorlar."
Ses tüm salonda yankılanırken korkuyla Harry'e baktım, o anda herkes kaçışmaya ve düğünü terk etmeye başladı. İçeri giren ölüm yiyenler, karşılarına çıkan herkese büyü gönderiyorlardı. Düğünün o hoş havası gitmiş, müzik sesinin yerini çığlıklar almıştı.
Harry elimi tutup beni Fred'in yanına bıraktı "Kovuğa dönün!" diye bağırdı ve Ron'la Hermione'ye koştu.
"Harry!"
Arkasından gitmeye çabalasamda Fred beni belimden sıkıca tutup çadırdan çıkarttı. Son görebildiğil Harry ve diğerlerinin cisimlendiğiydi. Annem ve babam tüm konukları yönlendirirken, George'da Ginny'i tutmuş yanımıza geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝Cesur sevgilim.❞ Zamanın akışı o gün, 1997 Haziran ayının 29'unda değişmeye başlamıştı. Draco nelerin değişeceğini görmek için geleceğe dönerken zaman onun arkasından hunharca akmaya devam etmişti. Sadece bir Weasley kızı için. • 𝐬𝐦𝐮𝐭 - ꨄ︎ • �...