❝Red to Black❞

2.2K 155 43
                                    

Geçmişteki Draco'dan

Saçları siyah değildi.

Şuan iksir hazırlıyorduk ve aklımdaki tek şey sınıfa girdiği andan itibaren dikkatimi çeken kızıl saçlı Ashira'ydı.

En son birinci sınıfta kızıldı saçları, uzun zaman olmuştu onu böyle görmeyeli. Çilleri nasılda yeniden yaratılmış gibi ortaya çıkmıştı kızıl saçlarıyla... Ten rengi de sanki daha da beyaz olmuştu...

Normalde umrumda olmazdı ama garip bir şekilde tatil boyunca aklımdaydı.

Tatil benim için çok zor geçmişti. Her şey değişti diyebilirim. Annem, babam, malikane... Özellikle de ben.

Babamın değimiyle o dövmeyi aldığımda 'daha işe yarar' olmuştum. İçimde bir şeylerin öldüğünü görmemişti elbette.

Tüm bunları yaşarken kafamın içinde sürekli dönüp duran kişi olmuştu Weasley. Blaise haklıydı ona yeni bir kapı açmıştım ama anlaşılan kendime de yeni bir bakış açısı bulmuştum.

Bu durumdan memnun değildim. En olmaması gereken zamanda kafama birini takamazdım, düşünmem gereken son şey olurdu bu.

Düşünmem gereken ilk şey ise görevdi. Voldemort'tan aldığım görev.

Bu düşünceden irkildim ve dikkatimi toplayıp iksiri hazırlamaya koyuldum, Weasley ve altın üçlü ise sürekli gülüşüyorlardı.

Blaise ve ben iksiri bitirdiğimizde Slughorn kazanlarımızı kontrol etti. Ağzının içinde bir şeyler geveleyip hemen Potter'ın yanına gitti.

Onun yanına gittiği anda "Olağanüstü!" diye bağırdı.

"Ödülü kimin alacağı belli oldu" dedi Pansy homurtuyla.

Dediği gibi de oldu. Dersin sonunda Felix Felicis, Potter'ın oldu.

Bunu düşünüp sinirlenmek yerine dersin sonunda hemen kalabalıktan uzaklaştım.

Rahatlamalıydım. Kafamın içinde sürekli dönüp duran lanet görev düşüncesini ve korkuyu atmalıydım.

Bir yandan da görevi yapmalıydım ama bunu yapacak güce sahip olduğumu düşünmüyordum.

Belki de başkasına yaptırmalıydım.

Bu düşünceyle bir an durdum, ve kalabalığa baktım. Kurbanını seçen bir katil gibi kalabalığı süzdüm.
.
.
.
.

İşimi halletmiştim ve Üç Süpürge'den çıkmak için kabanımı giyiyordum.

Bir kızı seçmiştim... Katie Bell...

Ne hissettiğimi bilmiyordum. Sadece kalabalığın arasından bir an önce çıkmaktı amacım.

Kötü hissetmeliydim belki o kolyeyi çantasına koyduğum için, ya da hissettmemeliydim... bende buna zorlanıyordum çünkü. Bilmiyorum...

Kabanımı giydim ve çıkış kapısına ilerledim. Tam çıkıyordum ki Altın Üçlü ile karşılaştım.

Potter gözlerini bana dikti, suçlu edasıyla gözlerimi ondan çektiğim anda bu sefer Ashira'yla gözgöze geldim.

O da buradaydı.

"Otur Harry" dedi Granger, sesinde gizli bir sitem vardı sanki.

Geçmişteki Ashira'dan

Hermione Harry'i kolundan çekip oturttuğunda Malfoy bir kaç saniye daha bana garipçe baktı ve sonra kapıdan çıkıp toz oldu.

"Ruh yutmuş gibi" desi Ron kaymak birasının dibini eşelerken.

"Her zamanki Malfoy, aldırış etmeyin" dedi Hermione "Özellikle sen Harry"

Harry sessiz kaldı. Daha sonra Hermione sanki bir şey daha söyleyecekmiş, içinde zar zor tutuyormuş gibi garipçe kıpırdandı.

Bunu fark eden yalnız ben değildim ki Ron sordu, "Neyin var?"

"Hiç..."

"Hiç?"

Biraz bakıştılar, sonra Hermione bana döndü "Şey, Ashira benimle lavaboya gelebilir misin?"

"Onu ne yapacaksın-" dedi Ron, fakat Hermione hemen sözünü kesti.

"Kızsal işler Ronald,"

Ron aldırış etmedi "İyi"

Aralarında sebepsiz bir gerginlik vardı, Hermione ona yan yan bakarak ayaklandı ve başıyla bana kalkmamı işaret etti.

Kalktım ve onu takip ettim, lavaboya girdiğimizde yalnızca bir kız vardı. O kız çıktıktan sonra Hermione aynanın önüne yaslanıp bana baktı.

"Sorun ne?" dedim aynadan saçlarımı düzelterek. "Yoksa Ron mu?"

"Hayır hayır..."

Hala saçlarımla uğraşırken iç çektim "O zaman ne oldu?"

"Ash... biz seninle kardeş sayılırız. O yüzden bunu direkt söylemeliyim ama seni incitmek istemem"

Gözlerimi aynadan ayırıp merakla ona baktım "Beni korkutma Mione"

"Konu Axel"

Bunu dediği anda hemen başımı salladım "Yine ikizlerin sözlerini tekrarlayıp beni ayrılmaya zorlayacaksan-"

"Hayır öyle değil. Sadece onu sevdiğine emin misin?"

Gerginlikle kıkırdadım "O ne demek?"

"Amortentiadan bir koku almadın Ash"

"Yani? Aptal bir iksir duygularımı belirleyemez ya,"

"Anlamıyorsun." dedi elini omuzuma koyarak "Ben bazen sizi izliyorum ve sen... Bilirsin işte ona dokunmuyorsun bile, hatta sana dokunmasından kaçındığını bile fark ettim. Ve bu iksir duyguları açığa çıkartan bir iksir Ash, hafife alma."

"Ah, saçmalama! Evet onunla fazla yakın değilim ama sebebi abimlerin her an her yerde olmasıydı. Yani, onu sürekli öpseydim her gün dayak yemek zorunda kalırdı"

Omuzumdaki eli sıkılaştı sonra bir nefeste ağızındaki baklayı çıkardı, "Hayır sen sadece ilk kez ilgi gördün ve bunu sevgi sanıyorsun."

Ona gergin bir bakış attım "Bu garip konuşmanın sebebi sadece koku almadım diye mi yani?"

"Evet ve bunun yanı sıra seni tanıyorum Ash. Tüm yaz tatili sizdeydim ve bir kez olsun bana ondan bahsetmedin. Ne Ginny'e ne bana...
Evet sana iyi geldi, kendinle barıştın, güzel saçlarını artık boyamıyorsun ve ben buna çok seviniyorum! Ama bu onun senin üzerinde bıraktığı bir etki sadece... Yani... nasıl desem... Harry, Ginny'i seviyor... Onun adını sayıklayarak uyandığına çok kez şahit oldum. Ya da sırf onu görmek için Ron'dan gizlice odadan kaçtığına falan... Ama seninki farklı..."

"Granger benim aşk hayatımda bile bilimsel tespitler yapıyor öyle mi?" dedim alayla.

"Sadece yakın arkadaşın olarak uyarmak istedim. Belki bu fark etmeni sağlar. Ama eğer gerçekten onu seviyorsan senin adına mutluyum Ash. Umarım ben yanılıyorumdur ve sen gerçtekten evleneceğin adamı bulmuşsundur." diyerek yanağıma küçük bir öpücük bıraktı ve sonra güldü
"Bu arada... Saçlarını özlemişim Havuç Kız"

𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin