Geçmişteki Ashira'dan
Rüzgar sesleri, yavaş yavaş odanın camından içeri vuran sabah güneşi, öğrenci kahkaları ve... Draco'nun sesiyle uyandığımda en mutlu sabaha uyanmış gibiydim.
Çoktan uyanmış, saçlarımı okşarken bir şeyler mırıldanıyordu. Şarkı gibi...
Gözlerimi ona çevirdiğimde uyandığımı fark edip genişçe gülümsedi,
"Günaydın"Yattığım yerden, onun göğsünden, doğrulup esnedim. Ellerimle dağılmış saçlarımı gelişi güzel düzeltip "Günaydın" diye karşıladım onu.
O da yavaşça dirseğinin üzerinde doğrulup bana baktı.
Şu an sanki hiç uyumamış gibiydi. Saçları çok az bozulmuş, dudakları hafif şişmiş, yüzünde yastık izi gibi hiçbir ize yer yoktu. Görebileceğim tek şey, mükemmel Draco'ydu.
O anda yemin ederimki ben zıttıydım. Pijamam kırışmış, kolum ve yüzümde yastık izleri kalmış, sadece dudaklarım değil biraz da gözlerim şişmişti. Biraz eğilip yatağımın yanındaki aynaya baktığımda ayna da bunu doğruladı.
Draco sanki içimi okumuşçasına bana yaklaştı. Karışmış saçlarımdaki topuz yaptığım tokayı saçlarımdan acıtmadan çıkartıp bileğine taktı sonra bana bakıp dönmemi işaret etti. Sırtımı ona dönerek tekrar oturduğumda önce saçlarımı düzeltip, sonra örmeye başladı. Biraz şaşkınlık biraz da hayranlıkla aynadan ona baktım "Saçımı mı örüyorsun sen?"
"Mhm, dağılmış biraz. Bundan rahatsız gibisin"
"Örmeyi nereden öğrendin?" diye sordum merakla. Bizim evde bile yalnızca ben, Ginny ve annem bilirdi. Her ne kadar küçükken abimlere öğretmeye çalışsam bile becerememişlerdi.
"Annemden. Küçükken öğrenmiştim, hala hatırlamam beni de biraz şaşırttı tabii" dedi ve örmeyi bıraktığında örgüyü omuzumdan öne bıraktı. Sonra açıktaki boynumu hafifçe öptü "Uyandığındaki bu dağınıklığını tatlı buluyorum. Eğer seni rahatsız eden buysa diye söyledim... Sonuçta herkes uyurken dağılıyor, değil mi?"
"Anlaşılan sen hariç" diyerek tekrar yönümü ona döndüm. Cübbesini çıkartıp sandalyeye asmış, ama hala üzerinde olan üniformasıyla uyumuştu. Üniformanın açık ikinci düğmesiyle oynamaya başladım "Uyandığında bile bu kadar yakışıklı olacağını kestiremedim"
Gülerek elini dizime koydu be pijamamın üzerinden bacağını okşadı. "Bende senin uyandığında bu kadar romantik olacağını düşünmemiştim, aç değil misin sen?"
"Açım" diye homurdandım. Kahvaltıya inmek, tek başıma yemek yemek istemiyordum.
"Ne o sesinde ki hoşnutsuzluk?"
"Kahvaltıya inmek istemiyorum" dedim omuz silkerek. "Onlarla oturamıyorum bile... beni dün resmen bakışlarıyla kovdular. Bu küslük nereye kadar devam edecek böyle?"
Sesimdeki isyana karşı sakince beni kolunun altına aldı,
"Dün sana ne dedim? Zamanla geçecektir... Ama eğer sevgilim dilerse... onu gizlice yemeğe çıkarabilirim"O sırıttığında gözlerim resmen mutlulukla parladı "Olur! Ama, nasıl yapacağız ki? İlişkimiz gizli, baş başa yemek yediğimiz görülürs-"
"Şşt"
İşaret parmağını dudağıma bastırdı, yine.
"Draco Malfoy'un sevgilisiysen bunları düşünme" dediğinde kıkırdadım. Saatine baktı sonra 6.47 diye mırıldandı. "Pekala... Sen giyin, 7.20 gibi Kara Göl'e gel, tamam mı?"Başımı salladığımda dudak kenarıma bir öpücük kondurup ayaklandı. Sandalyeme astığı cübbesini alıp, odamdan çıktı.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝Cesur sevgilim.❞ Zamanın akışı o gün, 1997 Haziran ayının 29'unda değişmeye başlamıştı. Draco nelerin değişeceğini görmek için geleceğe dönerken zaman onun arkasından hunharca akmaya devam etmişti. Sadece bir Weasley kızı için. • 𝐬𝐦𝐮𝐭 - ꨄ︎ • �...