❝Part 2 - Return to Hogwarts❞

2.2K 159 28
                                    

Geçmişteki Ashira'dan

Bugün 1 Eylül'dü... Erkenden gelip trendeki yerlerimizi almıştık.

Tatilden dönüyorduk ve yeni bir seneye başlıyorduk.

"Ashira otur, yoksa düşeceksin" dedi Ron yüzünü buruşturarak.

"Tamamdır! Teşekkürler Luna" dedim ve Dırdırcı dergimi de alıp kopartımanın kapısını kapatarak yerime oturdum.

Axel diğerleriyle oturuyordu ve bende yol son derece sıkıcı geçeceği için bu dergilere sarmıştım.
Evet... O gün Kara Göl'de bana çıkma teklif etmişti ve o zamandan bu yana mektupla ilişkimizi yürütmüştük.

Anlaşılan ben aşk hayatımı düşünürken ortamda daha önemli şeyler oluyordu.

Hermione başını olumsuzca salladı "Kes şunu Harry, lafı nereye getireceğini biliyorum"

"Oldu işte Hermione, o da artık onlardan biri"

"Kimlerden biri?" dedi Ron, soruyu ağızımdan kaparak.

Hermione küçümserce gülümsedi
"Harry, Draco Malfoy'un Ölüm Yiyen olduğunu düşünüyor"

"Kafayı mı yedin?" dedi Ron küfür edercesine. "Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen, Malfoy gibi birini ne yapsın?"

"Borgin ve Burkes'te ne işi vardı o halde?"

Gözlerimi büyüttüm "Bensiz bir yerlere gittiğinizi biliyordum! Fred beni oyalarken şaka dükkanından çıktığınızı görmüştüm!"

"Seni çağırıcaktık" dedi Hermione "Sadece ikizler seni bu lanetli olaylara çok bulaştırmamamızı istedi."

Dudak büzdüm, Harry nefes verdi "Boşversenize. Temiz hava alacağım"

"Seninle gelmemi ister misin?" diye sordum.

Başını olumsuzca salladı ve kompartımandan çıktı.

Kollarımı kendime bağlayıp Ron ve Hermione'ye döndüm "Tamam yeterince olaylardan habersiz kalmışım. Neler oluyor?"

Ron gözlerini ovaladı "Her zamanki şeyler. Harry ve laneti"

Koluna vurdum
"Ciddiyim Ron"

"Sadece... işler ciddiye biniyor. Bilirsin, özellikle Sirius Black'ten sonra... Harry iyice kötüleşti." dedi Hermione. "Şimdi de bu mevzu. Sürekli Draco'nun Ölüm Yiyen olduğundan söz ediyor. Onunla ortak bir noktaya varamıyoruz..."

"Keşke yardım edebilsem" dedim Harry'nin kalktığı boş koltuğa bakarak.

Daha sonra yolculuğumuz oldukça monotondu.

Tren durduğunda bavulumu Ron'a taşıtmaya ikna ettikten sonra çikolata kurbağalarımı yiyerek trenden indim. Harry henüz gelmemişti, bizden önce indiğini düşünüp okula yürüdük. Bir tane çikolata kurbağasını Harry'e vermek üzere cebime kattım.

Çikolata kurbağalarını severdi.
.
.
.
.

Axel'ın yanında oturmuş Dumbledor'un konuşmasını dinliyordum. Garip bir şekilde Tom Riddle'dan bahsetti. O aptalı sevmiyordum, ilk yılında Ginny'i kaçırmıştı ama Harry onu kurtarmıştı. Tatlı, küçük shipim böyle doğmuştu...

Ben konuşmayı dinlerken Harry, az önce ortak salona girmişti ve üzeri kanla kaplıydı. Bu sefer onun kanı olduğuna emindim.

Dumbledor konuşmayı bitirdiğinde herkes kaynaşmaya ve dağılmaya başladı.

Harry'e bakmak için hemen ayaklandım "Sonra görüşürüz, olur mu?"

"Tamam. Koş bak bakalım, Potter bu sefer neye bulaşmış" dedi Axel hafif gülümsemeyle eğilip yanağımı öperken.

Kıkırdadım ve bende onu öpüp bizimkilere doğru ilerledim.

Harry burnuna bez tutmuş kanı dindirmeye çalışıyordu, cebimden peçete çıkartıp kıpkırmızı olmuş bezle değiştirdim. Ve merakla sordum "Ne oldu?"

"Anlatırım, önce çıkalım şuradan."

Üçümüz birlikte koridora çıktık, Hermione fazladan bir ders almayı kabul edip Slughorn'un dersine katılmıştı.

Kodiorda bir duvara yaslanıp durduğumuzda burnunun kanaması durmuştu, kollarımı birleştirip "Anlat" dedim.

"Şöyle ki - Malfoy yüzüme küçük bir dokunuşta bulundu."

Ron ve ben ona anlamsızca baktık aynı anda konuştuk "Bu da ne deme-"

"Potter!"

Sözümü kesen tiz ses McGonagall'a aitti.

"Başlıyoruz" diye mırıldandığımda Harry hemen onun yanına gitti. Onlar konuşurken Ron'a yanaştım
"Yani ne oldu? Malfoy onu dövdü mü?"

"Sanmam" dedi "Yani umarım"

"O zaman ne oldu ki?"

"Of, seçilmiş kişi işleri. Hem Fred ve George sana karşımamanı söylemişti." dedi beni uyarırcasına "Onlar mezun olduklarına göre artık en üst rütbeli abi benim küçük hanım. Ve sana başını belaya sokmayı yasaklıyorum."

Dudak büzdüm, çok tatlı görünüyordu. "Aslına bakarsan Axel'ı da yasaklamıştınız. Ama görünüşe göre pek işe yaramadı"

Göz devirdi, onun bu haline kıkırdadığım sırada Harry bize doğru geldi. "Hadi, derse gidiyoruz"

"Ne dersi?"

"McGonagall aylak aylak dolanmamamızı söyledi, o yüzden iksir sınıfına yürüyün."

Ron iç çekti "İksir dersinden nefret ediyorum!"

Kıkırdadım "Merak etme Hermione de orada"

"Ashira kapa çeneni!"

Hemen Harry'nin koluna girip yürümeye başladım. Ron hala arkamdan hayıflanıyordu.

Sınıfa girdiğimizde herkes bize baktı, mazeretimizi sunup yerimize geçiyorduk ki kitabımız olmadığı aklımıza geldi. Slughorn bize bir dolap gösterdi, dolabı açtığımda karşımda iki sağlam kitap ve bir tane yıpranmış kitap duruyordu.

Ron ve Harry'le bakıştım. Hemen sağlam kitaplardan birini kapıp onlara dil çıkarttım ve Hermione'nin yanına geçtim. Onlar sağlam kitabı almaya çalışarak kapışmaya devam ettiler ama anlaşılan kazanan Ron'du.

"Pekala, sizler için bir kaç iksir hazırladım. Şimdi.... bu iksirler hakkında bir fikri olan var mı?"

Profesörün ardından Hermione hemen elini kaldırdı.
"Evet, Bayan..?"

"Granger, efendim." bir iksiri işaret etti "Bu Veritaserum. Doğruluk iksiridir. Ve şuradaki ise Amortentia, dünya üzerindeki en güçlü aşk iksiri. Kokusu herkese farklı gelir ve bizi en çok cezbeden şey olarak gelir."

Slughorn memnuniyetle gülümsedi, Hermione devam etti "Mesela benim aldığım koku; yeni biçilmiş çimen, parşömen ve naneli diş macunu.."

Söylediklerinin üzerine utanarak yerine geçtiğinde sırıttım, kokunun kime ait olduğu belliydi.

Daha sonra Slughorn iksirin ne kadar tehlikeli ve saplantılı bir aşka yol açtığından bahsetmeye başladığında sınıftaki neredeyse her kız kendinden geçiyorcasına iksir kazanına yaklaştı.

Bense öylece duruyordum.

Hermione bana baktı "Hasta mısın?"

Başımı salladım "Hayır, neden?"

Gözlerini kısarak bir kaç saniye beni süzdü "Hiç. Sadece... koku almıyor gibisin"

"Almıyorum zaten" dedim. Sanki yanlış bir şey söylemişim gibi kabaca bana bakmaya devam etti. Rahatsız olup "Bir sorun mu var Mione?" diye sordum.

"Boşver.." diyerek önüne döndü. Ona anlamsızca bakmaya devam ettim, sanki cevabım onun kafasında bir soru işareti yaratmıştı. Ama sebebini anlamamıştım.

Sonra Slughorn'un dediğini yapıp iksir yapmaya koyuldum.

𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐓𝐮𝐫𝐧𝐞𝐫 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin