27.Bölümm

294 11 0
                                    

*******

Bizi biz yapan eksikliklerimiz değil mi?
Hayatta hep yarım kalmışlıklarımız değil mi bizi ayakta tutan?

Peki ya ;

Ölüm...

Ölümün olduğu yerde her şey yarım değil midir zaten?

İnsan  boşuna çabalar tamamlanmak için.Ne kadar uzun yaşarsan yaşa ne kadar çabalarsan çabala yarım kalmışlıklarınla gidersin.

Benim geride yarım kalmışlıklarım, yaşayamadıklarım gibi...

" Sus Sera  şuradan bir kurtulalım sonra" dediğinde bütün söyleyeceklerimi bir bir yutmuştum.

Arabayı çalıştırdığında  ilerlemeye başladık gözüm Fırattaydı.
Hâlâ inanamıyordum.
Benim yüzümden adam vurulmuştu.

"Tamam Fırat bak geçtik onları takipte etmiyorlar durdur arabayı bir bakayım yarana"

"Sera duramam az kaldı hem merak etme bu yara beni öldürmez"

"Fırat"

"Sera!"

"İnatçı keçi"

"seni mi ben mi?"

"Off Fırat off tamam ama Aylaya haber verelim o gelsin bari" cebinden çıkarıp telefonunu bana uzattığında ikiletmeden alıp Aylayı aramış durumdan haberdar etmiştim.

Çok sürmeden evin önüne geldiğimizde arabayı durdurmuş o indiğinde aynı hızla bende inmiştim. Yüzüne baktığımda acıya dair hiçbir belirti görememiştim. 

Neydi bu adam demirden mi?

Gayet rahat bir şekilde eve girdiğinde  kendini koltuğa zor atmıştı.
Ayla  ve Ömer görüş alanıma girdiğinde Fırat'ı gösterip "Buradayız " dedim.

Ayla hemen yanına geldiğinde  yarasına bakıp aşağıya götürmemiz gerektiğini söylemişti.

Ömer  bir koluna ben diğer koluna girdiğimizde ancak aşağı götürebilmiştik.
Ayla beni 'git üzerini değiştir duş al  bir şeyler ye kendine gel' demiş aşağıdan kovmuştu.
Son kez Fırat'a bakıp yukarı çıktığımda  kendimi banyoya zor atmıştım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tişörtümü değiştirip salona geçtim.

Ya ölürse?

Hemde benim yüzümden!

Aklıma abim  gelmişti.

Telefonumu aramaya başladığımda araba da olduğuna kanaat getirdim. Hızlı adımlarla bahçeye çıkıp ardından kapalı otoparka girdiğimde aracı aramaya koyulmuştum. Son kolonu da geçtiğimde tam pes edecektim ki köşedeki aracı gördüğümde derin bir oh çekmiştim. Aracın yanına gittiğimde anahtar çok sonradan aklıma gelmişti. Yönümü değiştirip güvenliğin  yanına adımlamaya başladığımda duyduğum sesle donup kalmıştım. 

"Abi bilmiyorum yaralı mı değil mi? Zaten köstebek olduğunu biliyor diken üstündeyim beni öğrenirse sağ bırakır mı?"

O an Fırat'ın dediği şey  adamlarının arasında bir köstebek olduğunu söylediği aklıma gelirken şok olmuştum  orada durup kim olduğunu öğrenmem  gerekiyordu.

" Abi  bir şey öğrenirsem sana haber veririm "

" Şey abi  benim biraz paraya ihtiyacım var"

"....."

"Tamam abide oraya atma  diğer ismimin olduğu hesaba at"

"...."

"Abi birde  bu ses kayıt cihazlarını ne zaman çıkaracağım yakalanırsam biterim"

MAVİ GECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin