30.Bölümm

292 12 0
                                    


Merhaba arkadaşlar

İyi okumalar 💚

*******

Güneş tüm vücuduma sarmaladığında gözlerimi açmak için beni yakıp kavuruyordu. Yüzümü pencereye çevirdiğimde aslında bu güneşin batarken ki yakıp kavurmasıymış  ne akşam mı oldu yani!

Üzerimdeki  ağırlıkta gitgide büyürken  artık kalkmak için vücudum bütün uyarıları veriyordu.

Gözlerimi açtığımda görüş alanıma bir adet simsiyah saçlar girmişti.

Göğüslerim bu kadar kıllanmadığına göre bu saçlar kimindi?
İnanılmaz bir koku vardı beni tekrar tekrar uykunun kollarına iten ama bir yanımda  yapmamam için bastırıyordu.

Başımı yana çevirdiğimde gördüğüm yüzle anında eski halime geri dönmüştüm.

Gözlerim yerinden çıkmaması için  sıkı sıkı kapadığımda hissettiğim; üzerimde tonlarca ağırlıkta bir cisim ve aşırı terlemekten buharlaştığım bir beden vardı.

Biz en son uçakta değil miydik ne ara bu hale geldik anlamış değilim.

Ben neden şuan Fıratla  aynı yatakta onun kollarındaydım?

Sorularımı ve ucu gözükmeyen endişelerimi geri plana atıp gözlerimi açıp aklımda kurduğum mini planı devreye sokmak için usulca harekete geçmiştim.

Nefesi dinlediğimde hâlâ uyuduğuna kanaat getirdiğimde Fırat’ı yavaşça yana itmiş derin bir nefes aldığımda kurtulmuştum.

Kurtulmuştum demiştim değil mi hayır kurtulamamışım Fırat yan taraftan elini bir anda üzerime attığında ölüyordum resmen.

Elini takip ettiğimde göğüslerimde olduğunu görmemek benim için aptallık olurdu.

Onun elinin benim göğsümde ne işi var ama ya!

Yavaş ve daha dikkatli bir şekilde kolunu tuttuğumda yerimden kalktım ve kalktığım yere elini koydum.

Sessiz ve etkili bir nefesin ardından gözüm Fırat’a takılmıştı. Siyah saçları dağılmış gömleğinin bir kaç düğmesi açık ve uykusundan bile değişmeyen sert suratı ve çatık kaşları...

Elim istemsizce saçlarına gittiğinde gözünün önüne gelen bir tutamı alıp saçlarına karıştırmıştım. Elim istemsizce kaşlarına da gittiğinde dokunduğum an kaşları düzelmiş iki saniye sonra tekrar çatılmıştı.

Bir insanın uykusunda bile kaşı çatık olur mu?

Olurmuş şekil aa bir.

Kendimi bir anda yatakla, Fırat’ın arasında bulurken ne olduğunu dahi anlamamıştım.

“Fırat”

“Sera”

“Ne yapıyorsun? “

“Ne yapıyorum “

“Eziliyorum “

“Cıh ezilmezsin hem alışsan iyi edersin “

“Pardon neye alışacağım ve kalkar mısın üzerimden “

“Kalkamam “

“Neden? “

“Uykumu hâlâ alamadım “

“Tamam işte ben kalkayım sen uyu “

“Yok böyle daha iyi” deyip göğsüme başını koyup az önce kurtulma planları yaptığım şekilde uyumaya devam etti.

MAVİ GECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin