BİR FOTOĞRAF ÇEKİNEBİLİR MİYİZ?

155 27 153
                                    

BİR SONRA Kİ BÖLÜMDE ÇEKİLİŞ KAZANANINI AÇIKLAYACAĞIZ. Sizde kazanmak istiyorsanız tek yapmanız gereken yorum yapmak ❤️

İyi okumalar 🌈

***********

Edebiyat öğretmeni tahtada uzun uzadıya Cumhuriyet döneminde kullanılan dil ve dönemin özelliklerini anlatıyordu.

"Öğretmenim?"

"Buyur İbrahim?"

"Hocam bakın işinize karışmak gibi olmasın ama biz bu konunun önemli kısmına ne zaman geçeriz tahminen?"

Öğretmen gözlerini kısıp ters ters İbrahim'e baktı.

"Önemli kısım derken?"

"Yani Cumhuriyet dönemi çok geniş bir konu ve biz iki aydır özelliklerinden başka bir şey görmedik yani ne bileyim Halide Edip Adıvar'ın eserlerine mi geçsek diyorum?" Bütün sınıf aynı anda kahkahayı bastı.

"Oğlum Halide Edip'in Cumhuriyet döneminde işi ne? Milli Edebiyat var ya arada..."

"Pardon pardon karıştırdım... Şey, o halde Halit Ziya Uşaklıgil ne yazmış onu bilmiyorum ben..."

"Gecen yıl Servet-i Fünun döneminde işledik ya onu da!" Öğretmenin sabrı taşıyordu.

"Hani Bihter ile Behlül yok mu kanka anlarsın ya!"  Sınıftan bir diğeri bunu söyleyince herkes tekrar kahkahalara boğuldu. O esnada zil çalınca öğretmen bağırsa da bir türlü sesini duyuramadı. Tam herkes kapıdan çıkacaktı ki içeriye müdür girdi.

"Bu adamdan huylanıyorum ya! Sürekli terli terli gezip kelinde biriken teri mendiline sürüyor." Önce herkes Emre'nin fısıldamasını müdürün duyup duymadığını anlamaya çalıştı sonra duymadığını fark edince sessizce kıkırdadılar.

"Çocuklar sesssssiz!"

Öğretmen ciyak ciyak bağırıyor, müdürün karşısında bize söz geçiremediği için yerin dibine giriyordu. En sonunda müdür konuşmaya başladı.

"12. Sınıfların tümüne duyurun! Öğleden sonraki dersler iptal. Mezuniyet yıllığı için fotoğraf çekimi yapılacak!" Herkes aynı anda konuşmaya başladı.

Kerem "İyide biz turnuva için takım kuracaktık ya!" dedi hayalkırıklığıyla...
Melike ise dudaklarını büzerek "Bari saçımızı başımızı yapmaya vakit olsaydı," diye sızlandı. Sonuç olarak bu durumdan kimse memnun kalmamıştı.
"Hocam neden acele ediyorsunuz ki? Önceden insan haber vermez mi!" Efsun sinirlenmişti.
Yine...

"Hötttt! Kızım! Biraz destur! Hadi müdür oluşumu takmıyorsunuz, insan büyüğüne böyle mi davranır! Biz böyle uygun gördük! Hazırlanacak bir şey yok! Şöyle toplu bir şekilde resim çektireceksiniz o kadar!"
"Ama hocamm!"
"Susun dedim ya kızım!" müdür bu sefer başka birini azarladığı gibi sınıftan çekip gitmişti!

Vedat, Efsun, Ceyhun ve tabiki ben. Bahçede beraber turlarken şu fotoğraf meselesini konuşuyorduk. Ben fotoğraflarda güzel çıkardım ama yine de gerilmiştim.

"Fotoğrafçıya söyleyelim de ikimizi ayrıca çeksin Zehram!"
Ceyhun çapkın çapkın gülümseyip elini siyah kotunun cebine sokuşturduğu sırada Vedat en gıcık ifadesiyle "Romantik erkekler kendini balkondan atsın!" diye mırıldandı.

"Bu ne ya?" Dedi Efsun Vedat'a sataşmak için "Yok erkekler ağlamaz yok erkekler romantik olmasın... Erkeklere kabadayılık aşılaya aşılaya başımıza bela ettiniz."

"Ben kabadayı falan değilim! Hatta kadın erkek eşitliğini savunuyorum. Sorumluluklar eşitlenmeli... Ben sadece duygusallığa karşıyım bilmem anlatabiliyor muyum?"

RAMAK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin