"Aa,vallahi bak göz var"
"Gördüm anne gördüm"
"Kurşun mu döktürsek acaba?"
"Saçmalamayın Allah aşkına hanımlar. Sınav stresidir!"
"Ay sen ne biçim babasın Erhan!"
"Işıl sen bana laf söyleyeceğine kendine gelsen artık! Karnın burnunda neler yapıyorsun. Utanmasanız falcı falcı gezeceksiniz!"
"Çocuk gözümüzün önünde eriyor ama!"
"Üzülme kızım üzülme. Ben eve gideyim de yeniden okuyup üfleyeyim Zehranın niyetine!"
"Oku anne oku! Yoksa açlıktan ölüp gidecek yavrum."
Tuvaletten çıkıp tekrar odama geçerken duyduklarımdı bunlar. Artık alışmıştım. İki haftadır sürekli anneannem bize geliyordu ve annemle birlikte beni darlayıp duruyorlardı.
Aslında tek istediğim yalnızlık ve sakinlikti.
"Nerde bende o şans..."
Odama girip kapımı kapattım. Ayaklarımı zorla ilerletiyordum. Yerlerde sürünüyorum desem yeriydi.
Tam iki haftadır evden neredeyse çıkmamıştım. Bir iki kere doktora götürülmüştüm ve bir kere de Efsun kapıma kadar geldiği için bahçeye çıkmak zorunda kalmıştım.
Keyfim yoktu.
Sadece üzgündüm.
Hayatımdan sevinci, mutluluğu, lezzeti almış gitmişlerdi.
İki haftadır şeytan Zehradan haberde yoktu üstelik.
İçim buz gibiydi.
Kalbim buz gibiydi.
Annemlerin zorlaması olmasa bir lokma bile yemek yemeyecektim ama kaşığı ağzıma kadar sokmaya çalıştıkları için pes edip bir noktada tıkıştırıyordum bir kaç lokma.
Telefonum nerede bilmiyordum. İki haftadır test çözmemiştim. Müzik dinlememiştim. Bazen boş boş eski bir dizi açıp ekrana bakıyordum. Kitap okumuyordum. Elimden gelse yıkanmazdım bile.
Sadece Ceyhunu istiyordum.
Ahhhhh Ceyhun!
Benim kalleş kekim!
İçine un yerine saçma sapan şeyler konan ve sağlıklı olduğu iddia edilen tatsız tuzsuz kurabiyem!
"Alacağın olsun hain gözlüm! Sevdalandık dedik bağrımıza bastık sen bizi gittin bok böceği gibi iteledin elinin tersiyle!"
Gözlerim yeniden dolarken hızlıca gözyaşlarımı sildim.
Şu an ağlayamazdım. Annem her an yanıma gelip yine ağzıma bir şeyler tıkıştırabilirdi.
Ve tahmin ettiğim gibi de oldu.
"Benim güzel kızım ne yapıyormuş?"
"Oturuyorum!"
"İyi yapıyorsun meleğim. Bak sana ne getirdim! Üzümlü kek. Mis gibi de tarçın koydum. Yanına da limonata yaptım."
"İstemiyorum. Tokum."
"Zehra cidden korkutuyorsun beni! Haftalardır ağzından cımbızla laf alıyoruz. Kimi aradıysam geçiştirip durdu. Korkuyorum kızım. İki canlıyım ben!"
Annem elinde ki tepsiyi çalışma masamın üzerine koyup yatağıma gelip yanıma oturdu.
"Hadi annene anlat."
"Neyi?"
"Seni sıkan şey her neyse onu!"
"Ben iyiyim!"
"Zehra vallahi çat diye doğurucam kardeşini üzerine göreceksin! Aaaa sabrımı zorlama benim! Vallahi yersin bir yerlerine şaplağı!"
"Sen vur bak bakalım nasıl ihbar ediyorum seni sosyal hizmetlere!"
"Terbiyesiz. Anaya nasıl diller bunlar! Taş olursun taş!"
"Mezar taşı olsam yeter!"
Annemin ağzı iki karış açık kalmıştı. Aslında söylediğime pişman olmuştum ama olan olmuştu işte
Ölmek gibi bir planım yoktu sadece mutsuzdum.
Annem birden bire ağlamaya başlayınca panikledim.
"Aman bismillah! Anne sakin olur musun? Vallahi şaka yaptım. Bak babam gelecek konuşacak iki saat!"
"Ahhhhh ahhhh! Ben nerede hata yaptım. Ömrümü verdim. Allahım dillerini bağla bu deli kızın. Duymaz olsaydım!"
"Annneeeeeeğğğğğ!"
Annemi ne kadar susturmaya çalışsam da asla susmuyordu ve haliyle babam odama gelmiş bulundu. Arkasında tabii ki anneannem ve dedem de vardı.
"Işıl noldu?"
Babam panik içindeydi.
"İntihar edecekmiş Erhan! Uyannn adam uyann gaflet uykundan! Ben sana dedim ama! Bu kız iyi değil dedim!"
"Zehraaa!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAMAK KALA
Teen Fiction4 liseli... 4 arkadaş... Sınav yılında en fazla ne yaşayabilirler? Zehra ve Ceyhun Vedat ve Efsun... Aşk, rekabet ve eğlence bir arada. Romantik bir komediye hoşgeldiniz💜
