Final part IV"Son akşam yemeği," dedim bayat bir espri yaparak. Kimse gülmedi. Bende dahil. Sınavdan önceki son akşam yemeğiydi. Anneannem yemekten hemen önce arayıp uzun uzadıya sohbet etmişti benimle. Aslında içimde bir türlü geçmeyen bir huzursuzluk vardı. Heyecan diyemezdim. Tamam kabul, bir kilo çilek bile beni mutlu etmeye yetmemişti.
Bir yılın bu kadar hızlı geçtiğini idrak etmem biraz zordu.
Ne ara sınav yılı bitmişti? Yarın sondu. Buna inanamıyordum!
Daha dün okulum, şehrim, arkadaşlarım kısaca hayatım değişmemiş miydi?
Çilek adam, okulda bulduğum gizli köşem, Ceyhun'u ilk görüşüm sanki hepsi çok uzaklarda kalmıştı. Sonra Vedat'la iddiaya girişimiz... Dörtlü grubumuzun en zeki, en çalışkanı bu sınavda belli olacaktı güya... İçimden bir ses bu kişinin Vedat olduğunu haykırıyordu. Vedat gerçekten çok çalışmıştı. Hani biz bir kez çalıştıysak Vedat aynı konuyu on kez tekrar etmişti.Onun kazanmaması için kırık bir elden daha fazlasının başına gelmesi gerekiyordu.
Beynimde halay çeken felaket tellalının mendilini elinden alıp müziğinin sesini kıstım."Ayyy aman Allah korusun!"
Annem yüzüme baktı. Sesli düşünmüştüm sanırım.
"Niye uzaklara dalıyorsun kuzum?"
Babannem bilmiş bilmiş bakıyordu. Tabi ben size onların akşam yemeği için bize geldiğinden bahsetmedim. Anneannemler uzaklarda Ayvalık'taki yazlıklarına çoktan gitmişlerdi. Sezon açılmıştı anneannemler gitmeyecekti sınavım olduğu için ama bebek doğacağı için ve artık sayılı günler kaldığı için gidip yazlığı temizlemek istemişlerdi. Sınavıma denk geldiği için mutsuz değildim aksine kalabalık olmadığımız için mutluydum. Beni de zaten sınavdan sonra bekliyorlardı. İlk defa bütün yazımı hiçbir strese yer vermeden eğlenerek geçirecektim.Düşüncesi bile huzurluydu!
"Çok şükür bebek dayandı," dedi dedem "Tam dokuz ay doldu neredeyse..."
Tüm dikkatim birden bire dağıldı.
"Ara sıra sancılanıyorum," dedi annem "Zehra'nın sınavından önce doğum yaparım diye çok korkmuştum. Zaten bebeğin odasıydı eşyalarıydı derken hiç ilgilenemedim Zehra ile..." annem mahcup mahcup gülümsedi.
"Tamam kız Işıl, affettim seni! Zaten sınavdan sonra ben Ayvalık'ta güneşlenirken babamla sen burada bebek bakacaksınız. Yani intikamımı almış olacağım."
"Yok öyle!" Annem anında kaşlarını çatmıştı "Bütün yaz gidemezsin beni bırakıp... Ya da sen buraya hiç dönmezsin ben kardeşinide alır gelirim. Babanda arada kaçar kaçar gelir. Zaten yıllık izin, doğum izni derken yaz biter."
"Amannnınnn olmaz valla anne! Ben arkadaşlarımı özlerim. Kalamam gurbette öyle bir başıma!"
"Bak nasılda alıştı buraya görüyor musun hanım!"
Dedem gururla memleketini benimsememe sevinmiş görünüyordu. Ama babaannem umursamadı bile, dikkati dağılmıştı.""Işıl, öyle denize gireyim yok güneşleneyim derdine düşme kızım, lohusa olacaksın ilk kırk gün yatıp dinleneceksin."
"Ay hayır anne ben Zehra'da bile yirmi gün kalmadım hasta yatağımda... Şöyle bir hafta yeter. Yaz sonunda da işe geri dönerim zaten..."
"Sen yine de büyük konuşma. Zehra'da gençtin yavrum genç... Şimdi ne bileyim vücut yorulur bak demedi deme!"
Eyvah!
Ortalık yine karışacaktı anlaşılan....
Tabağımı usulca itip masadan sıvıştım. Odama geçtiğimde yatağımın üzerinde duran telefonumun yanıp söndüğünü gördüm. Normalde bu gece telefonu elime almazdım ama Ceyhun'un isminin yazdığını görünce dayanamayıp kaptım telefonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAMAK KALA
Teen Fiction4 liseli... 4 arkadaş... Sınav yılında en fazla ne yaşayabilirler? Zehra ve Ceyhun Vedat ve Efsun... Aşk, rekabet ve eğlence bir arada. Romantik bir komediye hoşgeldiniz💜