HER ŞEY YENİDEN BAŞLIYOR

71 11 24
                                    

Test kitabım çantamda.
Önümde defterim Fizikçinin anlattıklarını büyük bir özenle not alıyorum.
Tenefüslerde dahi dışarı çıkmıyor test çözüyorum.
Ayrıca artık şarkı da dinleyemiyorum çünkü telefonum elimden alındı. Okul çıkışı direkt eve gitmek zorundayım. En fazla yirmi dakika sürem var yoksa annem babama haber verecek, babamsa anında polisi aramakla tehdit etti beni.
Yani işler anlayacağınız kadarıyla ne kadar kötü olabilirse o kadar kötü.

Ha duygularım mı?
Onlar çoktan halı altına süpürüldü.
Kimsenin umurunda değil.

Sanırım artık bende umursamıyorum ve bu duruma nasıl geldim inanın bilmiyorum.
Geçen gece babamın sınıfta sonuncu olduğumu öğrenmesinden sonra baya büyük olaylar yaşandı.
Hatta konu bir ara beni açığa aldırıp sınav hazırlığına evde özel öğretmenle devam etmem gerektiğini bile söyledi ve nasıl vazgeçirdim inanın bilmiyorum.

Aslında tam olarak vazgeçirmiş değilim sadece deneme sürecindeyim.

Çok dikkatli olmalıyım yoksa kafayı yiyeceğim kesin.

Öğretmen tahtaya bir formül yazıp çözüm adımlarını tek tek açıklarken ben düşüncelerimden bir havuzun içerisinde kulaç atmakla meşguldüm.
Gerçekten boğulmamak için çırpınıyordum.
Aklım o kadar dağınıktı ki aslına bakarsanız şu an babamın dediklerine uymaktan başka bir çare de göremiyordum.
Sonuçta haklıydı sınava bir kaç ay kala çok kötü bir gerileme yaşamıştım.

Sakin kalmaya çalışarak dersin sonuna kadar notlarımı tuttum. Şimdiden 15 dakikalık tenefüste 30 soru çözme hedefim için kendimi hazırlıyordum.
Hız demek başarı demekti ne de olsa.

Zil çalar çalmaz Efsun ayaklandı.

"Kanka hadi koş kantine gidelim. Vallahi karnım zil çalıyor."
"Sen git. Ben tokum."
"Olsun sen yine de gel."
"Gelemem Efsun"
Efsun elini koluma atınca hızlıca geri çektim. Yaptığım hareket karşısında şok oldu. Ama yapmak zorundaydım.
"Ders çalışıyorum."

Daha fazlasını söylemedim. Ne söyleyebilirdim ki?

Efsun sadece başını salladı ve yanımdan ayrıldı.
Ben test kitabını açıp bolca yanlış yaptığım bir konuyu seçip dikkatlice testi çözmeye başladım.

Tamam tamam yalan!
Dikkatim testeymiş gibi duruyordu ama kapının yanında dikilen Efsun, Vedat ve Ceyhuna çaktırmadan bakıyordum.

Sakince konuşuyorlardı ama onlarda göz ucuyla bana bakıyordu.

'Aldırma Zehra! Sen işine bak! Bu senin son şansın!'

İçimden kendi kendime mırıldanıyordum. Gerçekten de bu benim son şansım mıydı? Eğer bu seferde tökezlersem düşer miydim? Ya sınavı başaramazsam o zaman halim ne olurdu? İnsanlar bana ne gözle bakardı? Ben başarısız ve yetersiz birisi mi olurdum?

Gerçekten de bu sınav benim kim olduğuma karar mı veriyordu?

Sanırım benim düşüncelerimin pek bir önemi yoktu çünkü ailem ve yakın çevrem tam da bu şekilde düşünüyordu.

Mutlu olmak değildi önemli olan, başarılı olmak önemliydi.

Peki ama başarı neydi?
Sanırım cevabını bilmediğim bir soru daha gelmişti önüme.

Ben düşüncelerimle birlikte önümde duran soruyu çözmeye çalışırken kapının önünün boşaldığını fark ettim.

İşte bu kadardı, yalnızdım.
Yine, yeni, yeniden!

Tekrar ders zili çalarken sadece 10 soru çözebildiğimi fark ettim. Ayrıca üç tane de yanlışım vardı. Kim bilir testin hepsini bitirsem ne olacaktı.

RAMAK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin