BİR B PLANINA İHTİYACIMIZ VAR!

126 18 61
                                        

Yarı yıl tatili başlamadan önce girmek zorunda olduğumuz son sınav okulun on ikinci sınıflar arasında düzenlediği deneme sınavıydı. Sınavlarla ilgili bir sorunum yoktu. Hatta girdiğim son iki deneme sınavında batırmış olsam bile emindim, bu kez hiç bir pürüz çıkmadan ben birinci olacaktım. Çünkü içimde tepinip duran Zehra'nın gücüyle değil, kendini Superwoman ilan etmiş olan ve gerçekten süper güçleri olduğuna inanan Zehra'nın aşırı motive eden sözleri eşliğinde sınava girecektim.

Sınav günü geldiğinde Superwoman'ın sesi git gide kısıldı. Yerini Çilek Adamın iğrenç imaları aldı.

"Yine kopya çekerek mi birinci olacaksın?"

"Vedat yokken nasıl kopya çekmeyi düşünüyorsun?"

"Vedat'la sürekli kavga etmenizin sebebi onu kıskanman mı?"

"İstersen günde dört değil on dört saat çalış, yine de beni yenemeyeceksin ne bu sınavda ne de diğerlerinde!"

Ben cevap vermedikçe Selim sonlara doğru sinir krizleri geçirip çığlık çığlığa bağırmaya başlamıştı. Sınav kağıtlarıyla içeriye giren öğretmen olmasa daha da konuşurdu ama onun bu halleri bana zevk veriyordu. Ceyhun yumruğunu sıkıp Selim'e yöneldiğinde gülücükler saçarak onu durdurmuştum. Bugün olmaz Çilekli sütüm, onu kendi silahıyla vuracağız!

Vedat'ın hastane yatağında söylediği cümleler bana güç veriyordu. İlk kez bir sınavı kendim için değil Vedat için çözecektim. Sınav sonucu açıklandığında Selim'in dibi görmesi hepimiz için ödül olacaktı. Vedat'ın bu sınava girememesinin tek sorumlusu oydu çünkü...

Sınav her zamanki kolaylığıyla başladı. Kolay diyorum çünkü Türkçe benim için sınavın en güzel dakikalarını geçirdiğim dersti. Eski okulumdaki Edebiyat öğretmenim huysuz bir adamdı ama Türk dilini öyle güzel anlatırdı ki hiç bir zaman Türkçe dersini anlamamış olanlarımız bile o adamın dersini pür dikkat dinlerdik bu yüzden bir sayısal öğrencisi olarak Türkçede belki sözel öğrencileri bile geride bırakabiliyordum.

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

"Bu şiirin ana teması nedir mi?"

O kadar neşelenmiştim ki bir an sınavda olduğumu unutup konuşmaya başladım.

"Bu kadar da basit sormayın be abi! Hüzün tabii..."

"Zehra kızım sessiz ol! Kopya mı çekiyorsun yoksa?"

"Ayyy! Hayır hocam çok özür dilerim... Sesli düşünmüşüm."

Sınıftakilerin sesli homurdanmalarını duyunca yerime sinip çözmeye devam ettim. Türkçeyi ilk bitiren neredeyse tek kişi vardı o da bendim. Arada bir dönüp Ceyhun'a bakıyordum. Her baktığımda göz göze gelip gülümsüyorduk. Onun da bana baktığını bilmek her defasında kalbimi yerinden çıkaracak kadar heyecanlandırıyordu beni.

Matematiğe gelince bir kaç dakika durup derin bir nefes almıştım. Soruları göz ucuyla incelediğimde ilk sayfaların basit sayı problemleriyle dolu olduğunu görünce sevindim ama sevincim kısa sürdü çünkü sayfalar ilerledikçe sorular uzuyordu. Ve elbette karmaşık bir hale bürünüyordu.

"Ulan Türkçe mi çözüyoruz yoksa matematik mi anlamadım."

Bu kez sesli düşünen kişi Kaan'dı. Öğretmen onu da uyarınca Kaan sıkıntılı bir nefes verip kitapçığını kapattı.

RAMAK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin