Kahraman Prens ve Kahraman Doktor 🥹🤍***
Bir hemşire telaşla konferans salonuna girdiğinde, herkesin gözü ona çevrildi. Kaşlarım çatıldı. "Ne oldu Hemşire Hanım?" Dedi Namık Bey.
Hemşire Hanım telaşlıydı. "Bir hastamız vardı. Hamile. Aslında Vedat Hocam yapardı kontrollerini ama şimdi acil bir işi varmış ve gelemeyecekmiş. Hastanın kordon bağı bebeğin boynuna dolanmış, sezaryen ile bebeğin alınması gerek. Hasta ve bebek tehlikede!" Herkes suskundu. Önceliğimiz her zaman anneydi ve şu an anne de tehlikedeydi.
Zaten şu an da çok az doktor vardı. Başka bölümlerden ve bizim bölümden mesai saatinde olmayanlar vardı. Sonuçta kokteyldi. "Jinekolog bölümünden bir doktorun ameliyat etmesi gerekiyor o zaman!" Dedi Başhekim. "Mesai saatinde olan doktorlar yapamaz, bize düşüyor." Dedi Mehmet hoca. Öyleydi, herkesin kendi hastaları vardı. Vedat Bey dedikleri doktorun çok acil işi çıkmış olması gerekiyordu. Yoksa böyle bir durumda hiçbir doktor hastalarını bırakamazdı.
Şaşkınlığımı yenip düşünmeye başladım. Aslında ameliyat yapabilecek durumdaydım. Çok riskli de olsa bu cesareti kendimde buluyordum.
"Ben girebilirim."
Bütün gözler bana çevrildi. Namık Bey'in kaşları havalandı. "Daha yeni geldiniz hastanemize, hazır mısınız Esra doktor?" Dedi Namık Bey. Hızlıca başımı salladım. "Buyurun o zaman Esra Hocam." Dedi Hemşire Hanım.
Hızlıca salondan çıkıp asansöre yöneldik. "Sizin adınız neydi?" Diye sordum Hemşireye. "Ceylan." Dedi Hemşire.
Üst kata çıkıp, hastaların yattığı koridora girdik. Biraz daha ilerledik. "Burası." Dedi Ceylan. Sağ da kalan odayı yavaşça açıp içeri girdim. Hasta yatıyordu. Başında yaşlı bir kadın ve genç bir kız duruyordu. "Merhaba ben Esra Aksoy. Cerrahım. Vedat Doktorun acil bir işi varmış. Ben yapacağım ameliyatı." Dedim ve hastanın yanında duran dosyayı aldım. "Yakını vefat etmiş. Öyle dediler." Dedi Kadın.
Dosyayı inceledim. Annenin adı Leyla Kara idi. Otuz iki yaşındaydı. Baba adı İlker Kaya, otuz beş yaşında.
İlker Kaya?
Doğru muydu?
Ufak çaplı bir şok yaşadım. Algılarım kapandı!
"Ameliyat ne zaman?"
Leyla Kaya bana seslenince irkildim. Başımı kaldırıp kadına baktım. Sarışın bir kadındı. Stresliydi ve korkuyordu. "Birazdan olacak." Ellerim titriyordu. Tekrar dosyaya baktım. Nasıl olabiliyordu ya? Nasıl bir tesadüftü bu?!
Bebek otuz iki haftalıktı. Cinsiyeti kızdı. Doğum için oldukça erkendi. Kordon boynuna dolanmıştı ve suyu azalmıştı. Oldukça tehlikedeydi. Bebek tehlike de olunca anne de tehlikedeydi. 8 aylık olan bebeği ameliyat ile almamız lazımdı.
"Leyla Hanım öncelikle ameliyatınız birazdan gerçekleşecek. Tahmin ediyorsunuzdur ki erken doğum. Yaklaşık bir ya da bir buçuk saat sürer." Dedim. "Riskli yani!" Dedi yanında duran genç kız. "Evet kordon boynuna dolanmış. Dolayısıyla öyle. Ama başarıyla gerçekleşeceğini umut ediyorum!" Dedim. "Esra hocam nasıl olacak? Ya ölürse!" Dedi Leyla Kaya.
"Öncelikle anne her şeyden önemlidir. Biz anneye önem veririz. Sizi riske atmadan bebeği alacağız." Dedim. Yüzünde ki gerginlik canımı yaktı. Nerde görsem tanırdım. Karnındaki kızını düşünüyordu. Kendini önemsemiyor, o yaşasın diye umut ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elanın Karanlığı
General FictionÇünkü, bu şehre gelmek demek Onunla karşılaşmak demekti. Onunla karşılaşmak demek, ne demekti? İşte bunu bilmiyordum! *** Yayınlanma Tarihi:18 Haziran 2023 Bu hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi bulunmama...