35. Bölüm

228 14 1
                                    






***

Bugün mahkeme günüydü. Hâlâ Kerim'in evindeydik fakat ben artık kendi evime geçmek istiyordum.

Üçümüz beraber kahvaltı yapıyorduk. Kahvaltıdan sonra, hazırlanıp çıkacaktık. Yaz ile gidecektik.

Bugün benim için rüya gibi bir gündü. Gerçek olmasına inanmak, güçtü. Fakat gerçekti. Bugün Yaz, onun kızı oluyordu ve ben hem mutlu, hem de kızgındım. Doğru bir karar verdiğimi düşünüyordum. Hak yerini buluyordu. Her şey kızım içindi. Fakat içimde onu affedemeyen taraf, bana çok kızıyordu.

"Hadi hazırlan da, çıkalım." Dedi Kerim, bana bakarak. Kafa salladım.

Kerim'in bize ayırdığı odaya çıktım. Altıma bol  siyah kumaş pantolon giydim. Onun üstüne siyah ince askılı crop giydim. Hafif bir makyaj yaptım, saçlarımı enseden topuz yaptım. Beyaz spor ayakkabılarımla hazırdım.

Yaz da hazırlandıktan sonra, aşağıya indik.

"Hazır mısınız?" Diye sordu Kerim, bizi süzerken.

"Evet," diye atladı Yaz. Kerim gülümsedi.

"Çok güzel olmuşsun güzelim." Yaz, utanarak kıkırdadı.

Kerim'in siyah BMW'sine binmiş, adliyeye doğru gidiyorduk. Ahmet ve Sinan bizim arkamızdan geliyordu.

"Çıkışta ne yapalım?" Diye sordu Kerim, Yaz'a. Yaz'ın keyfini yerine getirmeye çalışıyordu. Çünkü Yaz gerginliğin farkındaydı ve henüz çok küçüktü.

"Bilmem," dedi Yaz.

"Eve gidelim bence. Değil mi kızım? Evimizi özledim ben." Kerim bana yandan ters bir bakış attı. "Ne var ya?" Diye mırıldandım.

"Olur!" Dedi Yaz da heyecanla. "Naz teyzemi de özledim ben."

Kliniğe gitmem gerekti. Uzun zamandır kliniğe gitmiyordum ve artık seans yapmamız gerekti. Naz, benim için meslek etiğine uymuyor ve arkadaşı ile seans yapıyordu. Fakat ben öyle bir inattım ki; Gizem'e gitmeye ikna olmamıştım.

"Ben de kızım." Dedim, iç çekerek.

Adliyeye geldiğimiz de, arabadan indik. Yaz'ın elinden tuttum. Birlikte adliyeye girdik.

"Kerim Bey." Levent Bey, bizi cüppesi ile hazır bir şekilde bekliyordu.

"Var mı bir aksilik?" Diye sordu Kerim.

"Yok, her şey yolunda." Kerim'in avukatı da gelmişti. Sanırım şirketlerinde çalışan birisiydi.

"Tamam o zaman."

"Anne, ben ne yapacağım?" Diye sordu Yaz, heyecanla.

"Annecim sen Sinan abin ile izleyeceksin." Sonuçta bu sadece bir babalık davasıydı.

"Davacı Esra Aksoy, davalı Kerim Balaban!"

Hep birlikte salona girdik. Yaz ile Sinan oturdular.

"Taraflar hazır mı?" Diye sordu Hakim Bey.

"Hazırız efendim." Dedi Levent.

"Hazırız efendim." Dedi Çetin Bey.

"Esra Aksoy, Yaz Aksoy'un; Kerim Balaban'ın nüfusuna geçmesi için babalık davası açmıştı."

"Müvekkilimin bu isteğinin yerine getirilmesine arz ederim. Kerim Balaban'ın mirasından yararlanmasını, soyadını taşımasını istemekteyiz." Duruşma ertelenmişti ve gerekli incelemeler yapılmıştı. Bu duruşmada hakimin kabul edeceğini düşünüyordum.

Elanın  KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin