***"Aaaaa Esra!"
"Ayyy cidden Esra! Tanıyamadım bir an!"
"SENSİN CİDDEN!"
Kahküllü, küt ve siyah saçlı bir kadının bize doğru geldiğini gördüm. Hem de bağırarak! Gözlerindeki hayreti çok net bir şekilde görebiliyordum. Açık kahverengi gözlerini kocaman açmış, şaşırarak bakıyordu. Daha çok yaklaştı.
Bir yerlerden çıkaracaktım ama tam hatırlayamıyordum. Bu kadın kimdi?
"Ne kadar da değişmişsin!" Dedi, hayretle.
Kaşlarımı çattım. Gülümsemeye çalışsam da olmuyordu. Merakla bakıyordum.
"Tanıyamadın değil mi?!" Dedi sitemle. Zar zor gülümsedim ve hafifçe başımı salladım.
"Funda ben." Dedi, gülümseyerek.
Funda tabii ya!
Gözlerim kocaman açıldı. "Funda! Ayy gerçekten tanıyamadım!" Dedim, ayağa kalkarken. Sıkıca sarıldık. Uzun zaman olmuştu.
"Abimlerle görüşmeyi bırakınca, bir daha seni göremedim! Çok özledim Esra abla!" Dedi. Aslında Esra abla demezdi. Yakın arkadaşımdı. Ama saygıdan demişti galiba.
Funda, Ferhat'ın biricik kızkardeşiydi. Babaları yoktu. Anneleri ise yatalak bir hastaydı. Felç geçirmişti.
"Ben de çok özledim, Funda! Uzun zaman oldu." Dedim. Birbirimizden ayrılmış, ayakta duruyorduk.
"Anne, bu kim?" Dedi Yaz, şaşkınlıkla. Arkamı döndüm. Bankta oturmuş, simit yiyordu. Dudaklarının kenarı ayran olmuştu.
"ANNE Mİİİ? Dur bir dakika, evlendin mi?!" Funda, şaşkınlıkla konuşurken, yutkundum.
"Hayır! Benim, bir babam yok." Dedi Yaz, acıyla.
Hızlıca, Yaz'ın yanına tekrar oturdum. Funda'nın kaşları çatılmış, şoke olmuş şekilde bakıyordu. Sanki konuşamayacak gibiydi. Çantadan mendil çıkarıp, Yaz'ın dudaklarında ki ayranı sildim.
"Annecim, sen burada otur. Biz birazcık arkadaşımla konuşalım. Olur mu?" Diye sordum.
"Uzaklaşma!" Dedi Yaz, panikle. Başımı iki yana salladım. "Hayır, şurada olacağım." Bankın sağ tarafında ki ağacı gösterdim. Başını salladı ve simitini yemeye devam etti.
"Hadi Funda!" Dedim. Birlikte, ağacın yanına ilerledik.
"Kızım, Ne annesi? Ne oluyor? Ne demek babam yok?!" Dedi Funda. Merakla, hayretle bakıyordu.
Gülümsedim. "Funda... Yaz, benim kızım. Dokuz yaşına girecek kısmetse. Yani yıl olarak dokuz yaşında. Dördüncü sınıf, pek de zeki!" Şimdide kızını öven annelere dönmüştüm. Ne dediğimi ben de bilmiyordum!
Sonuç olarak kızımdı. Babasının kim olduğunun önemi var mıydı?
"Ne diyorsun?" Diye sordu. Durdu, düşünseli bir tavırla birkaç saniye gözlerimin içine baktı. "BİR SANİYE!" Dedi. Panikle, heyecanla bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elanın Karanlığı
Fiksi UmumÇünkü, bu şehre gelmek demek Onunla karşılaşmak demekti. Onunla karşılaşmak demek, ne demekti? İşte bunu bilmiyordum! *** Yayınlanma Tarihi:18 Haziran 2023 Bu hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi bulunmama...