***Kızımın, elini sımsıkı tuttuğumda, o yabancı gözler Yaz'a çevrildi. Hepsinin gözlerinde şaşkınlık vardı.
Ardından beliren hayranlıkla, kanım dondu.
Hayranlıkla kızıma bakıyorlardı.
Yaz'a döndüm. Kaşları çatılmış, anlam veremiyordu bu kalabalığa. Neden herkes ona bakıyordu, diye düşünüyordu.
Derin bir nefes aldım ve salona girdim.
Selim ve İlker'in gözü hala Yaz'daydı. Ferhat, gelen konuklarla selamlaştığı için, bakamıyor olsa gerekti.
O ise ela gözlerimden, gözlerini çekmiyordu.
"Hoş geldin!" Dedi Ferhat. Şaşkındı. Hayret içindeydi. Benim gelmemi beklemiyordu. Muzip bir şekilde gülümsedim.
"Hoş buldum."
"Anne, bunlar kim?" Yaz'a döndüğümde, herkese tek tek bakıyordu. İçlerinden sadece onu tanıyordu. Ona döndü. O, Yaz'a gülümsedi. Yaz'ın da yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi.
"Annecim, hani eski arkadaşlarım var, demiştim ya... Hepsi eski arkadaşım." Dedim, zar zor.
Eskiydi.
Çok eskiydi.
"Kimin nişanı?" Diye sordu, merakla. Gülümsedim. Elimle, Ferhat'ı gösterdim.
"Bu Ferhat. Ferhat'ın kızkardeşi var. Adı Funda, tanışmıştık ya. O nişanlanıyor." Ferhat gülümsedi ve Yaz'a elini uzattı.
"Merhaba güzel kız! Tanışmak ister misin?" Diye sordu. Öyle kibar, öyle nazikti ki, yüzünde gülümseme vardı. Ciddiyetini bozmayan Ferhat, Yaz'ın karşısında bambaşka biri olmuştu.
"Merhaba," dedi Yaz, utanarak. "Ben Yaz." Diye ekledi sadece. Selim'in gülmesiyle ona döndüm.
"Ne tatlı ya! Benimle de tanışır mısın, güzellik?" Dedi Selim. Sanki dişlerini sıkıyordu. Yaz, boynunu büktü ve eteğinin tülüyle oynamaya başladı. Utanmıştı. Selim ve İlker bir kahkaha attılar.
"Yerim seni, güzellik!" Dedi İlker, yaklaşırken. Yaklaştı ve Yaz'ın boyuna gelecek şekilde eğildi. Saçlarını okşadı. "Tam zeytin gözlü ya!" Dedi, gözlerinin içine bakarak.
Yutkundum.
"Eee... Her neyse... Beni, Funda davet etti. Biz karşılaşmıştık onunla." Diye açıkladım. Ferhat başını salladı.
"Pekala, hoş geldin." Dedi. İçten ve sıcacık konuşmuştu.
"Sana balon alalım mı? Renkli renkli balonlar var!" Selim ve İlker, adete Yaz'ı esir almışlardı. Balon satan adamı gösteriyorlardı. Yaz, önce balonlara baktı Sonra kafasını kaldırıp bana döndü.
"İstiyor musun?" Diye sordum. Hızla başını salladı.
"Tamam, alalım." Dedim. Selim'in kaşları çatıldı."Biz teklif ettik yalnız!" Dedi, almak istercesine. Göz devirdim. Ne gerek vardı ki?!
"Annecim, sen nasıl istersen." Dedim. Tercih Yaz'ındı. Yaz, önce birkaç saniye düşündü. Sonra Selim'e dönüp, başını salladı. Selim ve İlker ayağa kalktı. Yaz'ın, iki elinden de tuttu. Birlikte duvara yaslanmış olan, baloncunun yanına gittiler.
"Ben, boş bir masaya geçeyim." Diyerek, ilerledim. Bir boş masa buldum ve oturdum. Oturduğum yerden Yaz'a bakıyordum. Pembe bir balon seçti. Baloncu, balonu Yaz'a uzattı. Selim, ücreti ödeti. Yaz, öyle güzel gülümsüyordu ki, çok mutluydu. Uzaktan izlerken, gülümsemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elanın Karanlığı
Ficción GeneralÇünkü, bu şehre gelmek demek Onunla karşılaşmak demekti. Onunla karşılaşmak demek, ne demekti? İşte bunu bilmiyordum! *** Yayınlanma Tarihi:18 Haziran 2023 Bu hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi bulunmama...