20. Bölüm

573 21 6
                                    




***

Elinden tuttuğu poşeti havaya kaldırdı. Kaşlarıyla, poşeti işaret etti. Dudakları yana doğru kıvrılmış, keyfi pek yerindeydi!

Ağzım yarı açılmış şekilde, hayretle ona bakıyordum!

O ise eve davet etmemi bekliyordu!

Donakaldım. Karşımda, eve girmeyi bekleyen kara gözlü adama hareket edemeden, öylece bakıyordum.

"Ne işin var burada?!" Dedim, sonunda. Göz devirdi. Muhtemelen ağaç olduğunu düşünüyordu.

"Bi' sakıncası yoksa kızımla kahvaltı yapmaya ge-" Elimi havaya kaldırıp, susmasını işaret ettim.

"Kes sesini!" Diye ikaz ettim. "Duyacak, kes!" Diye ekledim.

"Misafirin var diye rahatsız etmek istemedim aslında ama geçerken uğradım, dayanamadım!" Dedi, omuz silkerek. Sıkıntılı bir nefes verdim. Elimle içeriyi işaret ettim. İçeri girdi.

"Böyle anlaşmamıştık," diye mırıldandım. Ağır ağır başını salladı.

"Poğaçalar tazeydi." Patatesli poğaçayı bahane ediyordu. Elinden aldım.

"Geç, otur. Ben, bizimkilere bakayım." Dedim Bizimkiler? Başını salladı. L koltuğa oturdu. Elimdeki poşeti, hızla ada tezgaha bıraktım.

Yüzüne bakmadan, merdivenlere yöneldim. Yaz'ın odasına girdim. Saat henüz dokuza geliyordu. Yanına oturdum. "Kızım," dedim, usulca. Saçlarını okşamaya başladım.

"N'oldu?" Diye mırıldandı.

"Kalk, yavaştan. Misafirimiz var." Dedim, yüzümdeki gülümsemeyle.

"Uyandınız mı?" Arkadan gelen sesle, hızla arkamı döndüm. David, sersem sersem kapının önünde, bize bakıyordu.

"Misafirimiz var!" Dedim, İngilizce konuşmaya başlayarak. Yaz, hızla ayağa kalktı. koşar adımlarla, merdivenlere yöneldi. David ve ben de peşinden ilerledik.

"Aaa! Kerim amca gelmiş." Yaz, merdivenleri indiğinde sevinçle ve şaşkınlıkla ona bakıyordu. O, ayağa kalktı.

"Günaydın Yaz!" Dedi, yanına yaklaşırken. Arkamı döndüm. David, Türkçe konuşulmasına rağmen anlıyordu. Kaşları havada, onları izliyordu.

"Annem, misafirimiz geldiğini söyleyince hemen indim." Dedi, gülümseyerek.

"Kahvaltı yapmaya gelmiş." Dedim, yaklaşarak. "O yüzden sen şimdi elini yüzünü yıka." Diye ekledim.

"Of tamam!" Diye söylendi. Kaşlarımı çattım. "Tamam, of yok anneye!" Diye ekledi, gülerken. Güldüm.

"Hadi hadi!" Merdivenlere yöneldi. David'in yanından geçti ve yukarıya çıktı.

"Selam," dedi David. O, tekrardan L koltuğa oturdu. David de L koltuğun ucuna oturdu. Ayakta, onları izliyordum.

Yıllardır masal gibi, gizemle anlattığım kara gözlü adam, David'in tam karşısında oturuyordu.

"Selam." O da, İngilizce konuşmaya başladı. "Geçerken uğradım. Yaz'ı görmek istedim." Dedi, tekrardan bana bakarak. Başımı salladım.

Elanın  KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin