29. Bölüm

605 26 4
                                    






***
"Esra ne yapıyorsun?"

Şiirlerine okuduğum adama yakalanmıştım. Başımı hızla kaldırdım, bana dehşete düşmüş şekilde bakıyordu.

Yutkundum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ajandayı kapatıp, hızla yerine koydum. Kaşları havalandı ve kollarını göğsünde birleştirdi.

"Esra," dedi, sıkıntılı bir nefes verirken. Küçük bir çocuk gibi bakışlarımı kaçırdım.

"Dediğini yapıyordum ben..." Dedim, kara gözlerine bakarak. Yutkundum. "Sadece kitaplığına bakıyordum işte." Kaşlarım havalanmıştı. Dudakları yana doğru kıvrıldı ve ela gözlerimin en derinine baktı.

"Yaz'dan pek bir farkın yok." Dedi, alayla. Bana çocuk mu diyordu? Öfkeyle baktım.

"Allah Allah ya!" Diye çıkıştım, yüksek sesle. "Çocuk muyum yani ben?!" Güldü.

"Tamam tamam," dedi, hızla. "Ne okudun?" Ciddileşti ve bir iç çekti. Yakalanmış gibi bakıyordu.

O kadar garipti ki, tek yakalanan ben değildim.

"Yazdığın bir şiiri... Daha okuyacaktım ama sen geldin." Sesim git gide kısıldı ve mırıldanmaya başladım. Gözlerini kıstı ve düşünmeye başladı. Hangi şiir olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. "Ben bugün birazcık seni özledim yazıyordu." Diye ekledim.

Sesli bir nefes aldı ve gözlerini kaçırdı. Büyük camından bakmaya başladı. Aşağıda arkadaşları vardı ve biz burada bambaşka bir konu tartışıyorduk.

"Yazdım," diye mırıldandı, suçunu kabul ederek.

"Ben de karıştırdım." Dedim, onun gibi suçumu kabul ederken. Bana baktı ve kaşları çatıldı. Daha sonra gülümsedi, ben de güldüm.

"İkimiz de suçluyuz!" Dedi, gülerken. Hızla başımı salladım. Ciddileşti. Boğazını temizledi. "Yazdım Esra..." Dedi, yine.

"Peki..." Durdum, derin bir nefes aldım. "Sahiden özlemiş miydin?" Kaşlarım havalandı. Küçük bir çocuk gibi merakla bakıyordum.

Özledim derse sevinecek miydim?

Özlemedim derse üzülecek miydim?

Beni kapıya atan birisi özler miydi?

Uğruna yıllarca ağladığım adam beni özlemiş miydi?

İç çekti. Tebessüm yayıldı dudaklarına. Omuz silkti. Konuşamıyor gibiydi. Kaşlarımı çatıp, bakmaya başladım. Dudaklarından dökülecek kelimeyi beklerken, kalbim küt küt atıyordu. Ve sonunda konuştu. Tek kelime söyledi. Ne kadar gerçek, ne kadar sahte bilmeden donakaldım.

"Özledim." Dedi, ela gözlerime eskisi gibi bakarken.

Sıcak havada tenim buz kesti. Ayaklarımdan, kollarıma doğru bir ürperme geldi. Üşüdüm. Ellerimi yumruk yaptım. Dişlerimi sıkıp, ağlamamak için direndim. Yutkundum, acıyla.

"N-nasıl?" Diye kekeledim, aptal gibi. "Nasıl yani? Nasıl özledin?" O, bana eskisi gibi bakarken; ben de eskisi gibi aptaldım karşısında. Yine algılarım kapanmış, yine aklım bir karış havadaydı.

Elanın  KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin