9. Hastalıkta Sağlıkta

2.1K 108 12
                                    

Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalarr♡

🌼

Sabah yatağımda yarı uykulu bir vaziyette tavanı seyrederken telefonumun çalmasıyla irkildim.

Arayanın kim olduğuna bakmak için komodinin üzerindeki telefonumu aldım, Altay arıyordu.

Bu aralar sık aramaya başlamıştı.

Uykulu bir ses tonuyla telefonu açtım. "Efendim Altay?" Gözümü ovuşturarak doğruldum.

Öksürerek cevap verdi. "Beliz, seni bu saatte rahatsız etmek istemezdim, uykunu böldüysem eğer özür dilerim," içini rahatlatmak için lafını kestim, "hayır tabiki, önemli değil."

Tekrar öksürdü ve devam etti. "Nasıl olduğunu anlamadım ama birden çok rahatsızlandım, inan telefonu alıp seni aramaya bile mecalim yoktu, zar zor arayabildim."

Onun için endişelenmeştim, hasta olması onun bütün enerjisini sömürecekti. "Çok mu kötü hissediyorsun kendini?"

Sesinden bile hasta olduğu bariz belli oluyordu, çatallı ses tonuyla konuşmak için kendini zorladı. "Bana gelebilir misin diyecektim? Yani yanlış anlama sakın, aklıma seni aramaktan daha mantıklı bir fikir gelmedi, annem zaten uzakta, arkadaşlarım desen onların kendilerine hayrı yok."

Telefon kulağımdayken ayağa kalkıp lavaboya ilerledim. "Ne yanlış anlaması? Gelirim tabiki, hemen, şimdi geliyorum tamam mı?" Öksürüğe eşlik eden gülüş sesleri doldu kulağıma. "Sağol ya, sende olmasan ne yapacağım ben?"

Onun gibi gülerek karşılık verdim. "Neyse ki ben varım ama değil mi?"

Bu hâlde bile şaka yapmaya çalışıyor, gerçekten deli bu adam.

Yüzümü yıkadıktan sonra üzerime rahat bir şeyler giyinip kahvaltı bile yapmadan evden çıktım. Otoparktan arabamı alıp Altay'ın evine sürdüm.

Arabayı yavaş kullanmayı sevmiyordum, alıştığım içinde hızlı kullanıyordum bu yüzden çok geçmeden Altay'ın evinde varmıştım.

Aceleci davranıyordum çünkü her an yardıma ihtiyacı olabilirdi.

Binanın asansörün bindiğimde bedenimi arkamdaki aynaya yasladım, alnıma düşen saçları kulağımın arkasına ittim.

Sonunda asansör açılmıştı ve Altay'ın dairesine gelmiştim, zile basıp bir süre kapıyı açmasını bekledim.

Kapıyı açmıştı fakat her an yere yığılacak gibiydi, içeriye adımımı attığım da o önümden ilerliyordu ve birden dengesini kaybetti, neredeyse yere düşecekken gövdesinden tutup hemen kolunun altına girdim, kolunu omuzuma doğru attım. "Yükünü bana verebilirsin."

Birlikte oturma odasına geçtiğimizde onu yavaşça kendi hazırlamış olduğu hasta yatağına bıraktım, koltukta kendine güzel bir yer yapmıştı.

Onu koltuğa bıraktıktan sonra üzerimdeki hırkayı koridordaki askılığa astım ve tekrar yanına geri döndüm, elimi belime koyarak tam karşısında duran sehpanın üzerine oturdum. "Sen gerçekten çok kötüsün, bir doktora falan mı gitsek?"

Cıklayarak kafa salladı ve uzandığı koltuğa yerleşmeye başladı. "Gerek yok, sen varsın ya."

Gözlerimi tavana çevirdim ve omuz silktim. "Ben doktor değilim ama," işaret parmağını iki yana salladı. "Doktor değilsin ama bana iyi bir hasta bakıcılığı yapabilirsin bence. Biliyor musun? Seni rahatça evime çağırmamın asıl sebebi belki de karım olman yani biz gerçekten evli olmasak bile kanunlara göre öyleyiz." Sözünü bitirdiğinde sırıttı, şu hâliyle konuştuğu şeylere bak.

HAVAALANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin