Telefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu.
Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...
Saat sekize gelirken telefonuma bildirim gelmesiyle korkup uyukladığım koltuktan düştüm, sessiz bir küfür savurduktan sonra sehpanın üzerinde duran telefonumu alıp zar zor gözlerimi açarak kimin mesaj attığına baktım.
Altay mesaj atmıştı, bu saatte? Gözlerimi ovuşturarak doğruldum ve koltuğa oturdum ardından attığı mesaja tıkladım.
Altay: Aşağıda bekliyorumm:)
Altay:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz: Niye?? Ayrıca bu sticker ne Altay ya xcaöşgsvsjs
Altay: Yav sorgulama da in işte
Siz: Ay ben niye iniyorum canım sen çık
Altay: Seni bir yere götüreceğim
Siz: Bu saatte mi¿
Altay: Evet, ne varmış ki saatte¿
Siz: Geç ya hani?
Siz: Neyse tamam ya geliyorum bekle
Altay: Hırka falan al da üşütme
Altay: Saat geç ya hava soğuk biraz
Siz: İyi alırım
Siz: Bu arada nereye götüreceksin beni?
Altay: Şık giyinmene gerek yok eşofmanla bile gelebilirsin
Altay: Yüzüğünü takmayı unutma bak!
Siz: Takarım takarım
Bu saatte nereye götürebilir ki beni? Saat sekize geliyor, gerçi o kadar da geç değil ama ikimizin bu saatte birlikte olması için geç bir saat.
Ben ne diyorum ya? Adam benim kocam zaten, ona saat fark etmez.
Hızlıca hazırlandım, eşofman bile giyebilirsin dediği için gerçekten de eşofman giymiştim. Altıma ve üstüme gri eşofman takımı içime de beyaz crop giydim ve son olarak yine beyaz renkli spor ayakkabılarımı da giyip aşağı indim.
Gözlerimle arabasını ararken o sitenin önüne gelmişti ve camı açarak bana gülümsedi. "Atla hadi."
Kapıyı açıp arabaya bindim ve kemerimi takar takmaz soru sormaya başladım. "Apar topar çağırdın beni, nereye gideceğimizi bile söylemedin hâlâ."