Meerhabalaarr 💙
Bölümü saat 16:00 gibi atacağımı söylemiştim fakat maalesef aksaklıklardan dolayı paylaşamadım.
36. Bölüme de gelmiş bulunmaktayızz. Umarım beğenirsiniz diyorum ve keyifli okumalar diliyorum dostlarr 🍯
🌼
Sabah uyandığımda üzerimde birkaç parça giysi olduğu için üşüdüğümü hissettiğimden yumuşak battaniyenin altına girdim. Altay'a bakmak için başımı sol tarafıma çevirdiğimde olmadığını görünce kaşlarımı çattım. Gözlerimi ovarak ayağa kalktım ve karşımdaki aynadan kendime bakarak esnedim. Bir şeyler giymek için dolaptan pijama takımımı çıkardım ve hızlıca giyindim.
"Altay?" Diye seslendim koridorda tuvaletin ışığını açarken. Ses gelmeyince merak etsem de önce yüzümü yıkadım ardından içeriye geçtim.
Altay'ı mutfakta menemen yaparken görünce şaşırmıştım. "Ooo günaydın kocam." Arkası dönük olsa da gülümsediğini görebiliyordum. "Günaydın karım." Üzeri çıplaktı bir de üşütecekti. "Bütün camları açmışsın Altay, giysi de yok üzerinde üşüteceksin bak." Sırıtarak bana döndü. "Ya çen koçanı mı düşünüyon?" Omuzuna vurdum. "Hee koçamı düşünüyom."
Parmak şıklatarak ocakta karşıtırdığı menemeni işaret etti. "Bak kocan menemen yapıyor sana." Kokusunu burnuma çektim. "Mis gibi de koktu valla." Fakat bir sorun vardı, evde ekmek yoktu. Ekmeğin bulunduğu çekmeceyi açtım. "Altay ekmek kalmamış evde ya." Oflayarak yüzünü buruşturdu. "Şimdi bir çocuğumuz olsa bir koşu gidip alırdı ya."
Yine her zamanki gibi güldürmüştü beni. "Ben giderim ama Altaycığım. Okey?" Cüzdanımı almaya gidecekken Altay kolumdan tuttu. "Sen dur, gitme. Ben giderim, yorulma bir daha." Elimle menemeni gösterdim. "Sen yemek yapıyorsun, ayrıca ben giderim zaten." Parmağımı üzerine doğrulttum. "Bu arada beni düşünmen de hoşuma gitmedi değil şimdi." Kolumu kavrayıp beni kendine yaklaştırdı. "Sen çok iyisin Belizciğim ama bende adam çıktım değil mi?"
Gülerek yanağını sevdim. "Öyle tabi." Bende onun gibi parmak şıklattım. "Ben gidiyorum ekmek almaya." Sesli bir nefes aldı. "İyi hadi tamam."
Çantamdan cüzdanımı alıp üzerime de bir hırka geçirdim ve ekmek almaya indim. Oturduğum evin hemen karşısında büyük bir market bulunuyordu. Hem ekmek hemde kahvaltılık bir şeyler alacaktım.
Markete giriş yapar yapmaz annem aramıştı. Telefonda 'annem' yazısını gördüğümde kalp krizi geçirecek gibi olmuştum. Titrek sesimle telefonu açtım. "Alo anneciğim?" Annemin neşeli sesi dolmuştu kulaklarıma. "Günaydın benim güzeller güzeli kızım. Ne yapıyorsun?" Ekmeği poşete koyarken cevap verdim. "Sana da günaydın annem. Ne yapayım öyle ekmek almaya geldim. Siz ne yapıyorsunuz?"
Kahvaltılıkların bulunduğu reyona doğru ilerledim. "Babanın işi çıktığı için bugün yalnızım evde. Diyecektim ki hazır sende dönmüşken bana gel, şöyle başbaşa anne kız kahvaltı ederiz. Ne dersin?"
Annemin teklifini reddetmeyi asla istemiyordum fakat onun haberi olmasa da benim evde kahvaltı hazırlamış olan bir kocam vardı. "Anne gerçekten çok isterdim ama." Hızlıca aklıma bir bahane getirmeliydim. "Özel dersim var bugün erken çıkacağım." Annem bozuntuya vermedi. "Olsun kızım sorun yok, bir dahaki sefere artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Teen FictionTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...