Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalarr♡
🌼
Duyguları çok çabuk değişebilen bir kişiliğe sahiptim, aynı anda birçok duyguyu yaşayabilirdim. Aynı şu anda olduğu gibi.
Biraz önce nefret ettiğim adam şimdi karşıma geçmiş bana evlenme teklifi ediyordu, ona olan aşkım nefretimden ağır basıyordu demek.
Karşımda diz çökmüş duran Altay, ona evet cevabını verdiğimde ayağa kalkıp sırtını öne eğerek papatya buketini bana uzattı, nazikçe buketi elime aldım ardından Altay kutudan yüzüğü çıkarıp parmağıma takarken Asel, Perihan teyze ve Ayhan amca tekrar alkışladılar.
Bugün hayatımın en güzel günü müydü neydi?
Altay parmağıma yüzüğü taktıktan sonra yüzümü avuçlarının içine alarak şefkatle gözlerimin içine baktı. "İnan bana seni gerçekten çok seviyorum."
Tebessüm ederek başımı salladım. "İnanıyorum."
Aniden bana sımsıkı sarıldığında ona karşılık verdim, ailesinin gözünün önünde bu anları yaşıyor olmak garip hissettirse de aldırış etmemeye çalışıyordum.
Perihan teyze pastayı içeriye bırakıp yanımıza geldi ve elimdeki papatya buketini aldı. "Hadi ben bunları güzel bir vazoya koyayım."
Başımla onaylayıp buketi ona verdim ve hep birlikte mutfağa geçtik.
Asel pastayı kesip tabaklara koyuyordu, Ayhan amca da içeceği bardaklara dolduruyordu ve biz de Altay'la ikimiz masada yan yana oturuyorduk.
Kulağıma eğilip fısıldadı. "Ailem herşeyi biliyor artık Beliz, önce kızdılar ama sonra benim sana olan sevgimi anlayınca bana destek oldular tabi bunda Asel'in payı da büyük, hakkını yemek gibi olmasın şimdi."
Göz kırparak önüne döndüğüne koluna dokunarak tekrar bana bakmasını sağladım. "Altay," hızlıca bana döndü, "efendim Beliz?"
Gözlerinin içine uzun uzun baktım, o kadar özlemiştim ki gözlerinin içine bakmayı, bir kaç gün öncesine kadar göz teması bile kurmuyorduk.
Parmak şıklatarak dalmış olduğum yerden dikkatimi kendine çevirdi. "Ne oldu Beliz?"
Gülümsedim, öyle sıradan değil çok içten bir gülümsemeydi bu. "Hiç," dedim iç geçirip önüme dönerek.
Herkes sofraya oturduğunda güle eğlene sohbet ettik, konu benim öğretmenliğimden Perihan teyzenin bahçede yetiştirmiş olduğu sebze meyvelere kadar uzanmıştı. Hoş bir aile sohbeti olmuştu.
Aile demişken, her zaman kendi ailemi de düşünüyorum, bütün bu olanları onlara nasıl anlatacağım? Ya Sibel? Ya Kutay? Mesela arkadaşlarımız, hiçbir şey bilmiyorlar. Bunları düşünmenin şu an hiç sırası değil belki ama elimde de değil.
Sohbet sona erdiğinde Altay'la birlikte odamıza çıktık, asıl herşey şimdi başlayacaktı emindim.
Altay benden sonra girip kapıyı örttü ve kilidi çevirdi, pis bir şekilde sırıtarak bana yaklaştı.
Hemen yatağın ucunda duruyordum, o da benim tam karşıma geçti ve aramızda boşluk kalmayacak şekilde beni belimden tutarak kendine çekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Teen FictionTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...