4. Beklenen Gün

3.2K 145 35
                                    

Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalarr♡

🌼

Sabah erken saate alarmı kurmuştum çünkü nikah da erken bir saatteydi.

Alarmı kapatıp esneyerek yattığım yerden kalktım ve yüzümü yıkamaya gittim, aynada kendimle bakıştıktan sonra tekrar yatak odama geçip dün akşam uykudan uyanıp ütülemiş olduğum nikah elbisesini üzerime giydim ve inci küpelerimi taktım, boynuma da Altay'ın dün almış olduğu kolyeyi taktım ve saçlarımı da maşayla şekillendirip salık bıraktım, saçımın üst kısmından bir tutam alıp beyaz kurdeleli toka ile de bağladım.

Artık tamamen hazırdım, Altay ile de haberleşmiştik ve o da arabasıyla beni aşağıda bekliyordu.

Kol çantamı da aldıktan sonra beyaz topuklu ayakkabılarımı giyip evden çıkış yaptım ve acele ederek arabasına yaslanmış vaziyette bekleyen Altay'ın yanına ilerledim.

O da siyah bir ceket, pantolon, ceketinin içine de beyaz bir gömlek giymişti ve ilk iki düğmesini açık bırakmıştı, siyah güneş gözlükleriyle de kombinine ayrı bir hava katmıştı.

Beni fark edince yaslandığı yerden doğruldu ve gözlüğünü çıkardı, duraksayıp baştan aşağı süzdükten sonra yanıma yaklaştı ve ıslık çaldı.

Ardından elimi tutup beni etrafımda döndürdü. "Çok güzel olmuşsun," böbürlenerek, "kolyene de bayıldım, kim aldıysa artık."

Gözlerimi devirdim. "Hadi oyalanmayalım fazla da bir an önce gidelim," arabanın kapısını açtığımda elimi yelpaze gibi kullanarak kendimi serinlettim. "Zaten yeterince gerginim."

Kendisi de şoför koltuğuna oturunca sesini inceltip alaycı bir tavırla bana döndü. "Öyle deme ama Beliz, bugün bizim en mutlu günümüz." Bu tavrına gülerek başımı salladım.

Arabayı çalıştırdığı sırada parmaklarını parmaklarımdan geçirdi ve dudaklarına götürüp ufak bir öpücük kondurdu, hoşlanmadığım için hemen elimi geri çektim. "Bırak Allah aşkına, şu yaptığımıza bak." Kolumu arabanın camına yasladım ve elimi alnıma götürdüm.

Kafasını başka yöne çevirip üflediğini fark etmiştim, tamam kabul ediyorum biraz ters davranıyor olabilirim belki ama ne yapayım? Böylesi garip bir durumun içerisindeyken etrafa neşe saçmamı falan mı bekliyordu kendisi gibi?

Sonunda evlendirme dairesinin önünde durduk, ilk önce o inip kapımı açtı, elbiseme dikkat ederek arabadan indim ve uzattığı elini tuttum.

El ele salondan içeriye girmiştik, neden el ele olduğumuz hakkında bir fikrim yoktu.

Salonun içerisinde yürürken iyice gerildiğimden Altay'ın elini sıktım, onun elini tutmak da garip hissettiriyordu ama neyse.

Derin bir nefes alarak nikahımızın kıyılacağı salona giriş yaptık, belli etmemeye çalışsa da onun da gerildiğini anlayabiliyordum.

Nikah şahitleri yerini almıştı, tanımadığımız kişilerdi fakat kendilerinden rica da bulunmuştuk, daha doğrusu Altay'ın uzaktan tanımış olduğu kişilerdi.

Bizi izlemek için gelen kimse yoktu haliyle çünkü hiçbir yakınımız evleneceğimizden haberdar değildi bu yüzden koltuklar bomboştu.

HAVAALANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin