Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalarr♡
🌼
Dördümüz birlikte romantik bir film seyrediyorduk, tabi bu anlarda gençliklerinin baharını yaşayan Asel ve Umut birbirlerine bakarak gülüşüyorlardı ve gittikçe de yakınlaşıyorlardı, gülme sesleri yükselince Altay boğazını temizleyerek onları uyardı.
Onu dürttüm. "Altay! Ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyorum, rahat bırak çocukları."
Çenesini sıktı ve gözlerini belertti. "Ya nasıl rahat bırakayım? Gözümün önünde flört ediyorlar Beliz ya, yakışır mı bu bana?"
Kaşlarımı çatarak ona yaklaştım. "Ne alaka?" Tekrar onlara bakıp yüzünü buruşturdu ve gözlerini devirerek filmi seyretmeye devam etti.
Altay'ın hal ve hareketleri çok komikti bence, genel olarak komik biriydi.
Çenesinden tutarak onu kendime çevirdim ve gülümsedim. "Ya senin mimiklerin falan bir harika, çok komiksin yani."
Övüldüğü için havalara girmişti. "E öyleyim tabiki, kızlar da genelde benim bu huyuma hastalar."
Tek kaşımı havaya kaldırdım ve dilimi yanağımda gezdirdim. "Bak sen, hangi kızlar hastaymış sana?"
Omuzlarını dikleştirerek koltuğa yaslandı. "Beni gören her kız ama haklılar yani ben olsam bende bana hasta olurdum, sonuçta yakışıklılık desen var, komiklik desen zaten var doğuştan beri, bütün bunlara bir de centilmenlik de eklenince doğal olarak bana hasta olmayan hiçbir kız yok."
Hayret içerisinde ona bakıyordum. "Bence sana bakan kızlar 'acaba bu deli midir?' diye bakıyorlardır."
Gözlerini kısarak gıcık bir ifade yaptı ve kafasını aşağı yukarı salladı. "He he canım, sen öyle san."
Tekrar kardeşi ile sevgilisine gözü kayınca sinirli bir nefes verdi ve cıklayarak önüne döndü.
🌼
Film bittiğinde biraz sohbet ettikten sonra Umut evine gitmişti ve Ayhan amca ile Perihan teyze de gelmişti.
Biz de odamıza geçmiştik ve kapıyı kilitleyip direkt yatıp uyumuştuk.
Gecenin bir saati gök gürültüsü sesiyle uykum bölünmüştü, yoğun bir şekilde yağmur yağıyordu, aynı zamanda şimşek de çakıyordu ve bu durum beni ufaktan rahatsız etmeye başlamıştı.
Kulaklarımı tıkayarak uyumaya çalışıyordum fakat olmuyordu, şimşek çakması da beni ürkütüyordu.
En sonunda uyku tutmayınca yatakta doğrulup yanı başımdaki telefonumdan saate baktım, iki buçuktu, gece lambasını da açtım ve üzerimdeki örtüyü iterek oturur pozisyona geçtim.
Kafamı Altay'a çevirdim, mışıl mışıl uyuyordu.
Ben uyanıkken bir anda gök gürüldeyip şimşek çakınca korkup hemen Altay'ın yattığı koltuğa geçmiştim ve onu dürterek uyandırmaya çalıştım. "Altay, uyansana ya," sesim tedirgin çıkıyordu.
Sıçrayarak uyandı. "Noluyor lan?" Beni görünce gözlerini ovuşturarak benim gibi oturdu. "Ne oldu Beliz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Teen FictionTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...