Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalarr♡
🌼
Bugün Altay'ın memleketine yani ailesinin yanına gitmek için yola çıkacaktık. Arabayla gitmeyi tercih etmiştik.
İkimizde bavullarımızı hazırlamıştık, sabah erken bir saatte Altay'ın mesajıyla aşağı indim.
Altay, ailesini evli olduğumuzdan haberdar etmişti, duyduklarında epey bir şok olmuşlardı, gördüklerinde nasıl olacak onu merak ediyordum.
Bavulu bagaja yerleştirdikten sonra Altay'ın yanına oturdum, kemerimi bağlarken geçen hafta olan rahatsızlığına vurgu yaptım, yeni yeni iyileşmeye başlamıştı ve bu süre içerisinde onda ilk gün ben kalmıştım diğer günler ise Kutay fakat yine de sürekli gidip gelmiştim. "Nasılsın Altay? Bir şeyin var mı? İyi gördüm seni."
Arabayı çalıştırdı, "iyiyim sağol, valla maşallahım var neyim olsun? Sen nasılsın karıcığım?" Artık 'karıcığım' dediği zaman ona kızmıyordum çünkü alışmıştım.
"İyiyim," dedim iç geçirerek ardından kafamı cama yaslayıp bu uzun yolu geçirmek için uyumaya çalıştım.
Arabanın durduğunu hissedince gözlerimi aralayıp etrafa bakındım, Altay telefonuyla ilgileniyordu ve uyandığımı görünce kafasını eğerek bana yaklaştı. "Günaydın Beliz hanım, gelmedik daha merak etme, kahvaltı edelim dedim, hadi inelim."
İlk önce o inmişti sonrasında ben, birlikte kahvaltı edeceğimiz mekanın içine girdik, rastgele bir masaya oturduktan sonra siparişlerimizi verdik ve gelmesini bekledik.
Altay bana bakarak gülümsedi. "Heyecan var mı biraz? Gerçi sende hep bir heyecan var da, sonuçta bu sefer de kayınvaliden ve kayınpederin ile tanışacaksın."
Uykulu sesimle cevap verdim. "Şunu söyleyene kadar heyecanlı değildim ama artık öyleyim, bir de isimlerini bile bilmiyorum yani biraz bahsetsen mi ailenden, ne bileyim kız kardeşinden?"
Kollarını masaya yaslayıp bana doğru eğildi. "Annemin ismi Perihan, bu arada baştan söyleyeyim sana biraz çektirebilir, babamın ismi Ayhan, o iyi adamdır sana iyi davranır, kardeşimin yani görümcenin ismi Asel, o da iyi kızdır sever seni, anlaşırsınız."
Başımı sallayarak onu anladığımı belirttim. "Göreceğiz bakalım, merak ediyorum aileni."
Biz sohbet ederken siparişlerimiz gelmişti, kahvaltımızı da ettikten sonra hesabı ödeyip mekândan çıktık.
Tekrar arabaya binmeden önce marketten su ve bizi yolda idare edecek birkaç atıştırmalık aldık ardından arabaya bindik.
Biraz daha yolumuz olduğunu söylemişti Altay, akşama orada oluruz demişti. Şu an ise öğlene yaklaşıyorduk.
Çantamdan kulaklığımı çıkarıp kulağıma taktım ve telefondan müzik açıp kafamı cama yasladım, gözlerim kapalıydı fakat uyumuyordum.
Müzik dinlerken baya vakit geçmişti, tabi bu sırada uykuya da dalmıştım ve üç saati devirmiştim. Saat iki buçuğa geliyordu.
Yolun büyük bir kısmı Altay'ı seyretmekle geçti, arada bir o da bana bakıyordu ve göz göze geliyorduk.
Uzun yolculukları severdim, bazen sıkıcı olabiliyordu ama yine de keyifliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Novela JuvenilTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...