Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalarr♡
🌼
Öğleden sonra içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu aslında fakat Altay'ın yoğun ısrarlarıyla gezmeye çıkmayı kabul ettim.
Kahvaltıda kardeşine yaptığı hatayı anladığı için onunda gönlünü almak istiyordu ve bu yüzden kardeşi de bizimle gelecekti.
Hatasını kabullenmesi için birazcık ben zorlamış olabilirim, hatta o kadar zorladım ki şimdi Umut denen çocukla tanışmayı bile istiyor.
Altay özel olarak Asel ile konuşup onu bizimle gelmesi için ikna ettikten sonra birlikte dışarı çıktık.
Altay'ın arabasına bindik, Asel arkamızda oturuyordu, aynadan ona bakarak göz kırpıp gülümsedim, o da aynı şekilde karşılık verdi.
Abisi hatasını anladığı ve ondan özür dilediği için tekrar neşesi yerine gelmişti.
Bir deniz kenarında durduğumuzda arabadan indik ve banklara doğru yürüdük.
Üçümüz önümüzdeki banklardan birine oturduk ve sohbet etmeye başladık, Altay'ı dürttüm ve kulağına fısıldadım. "Altay, Asel'e kendini affettir, şu çocukla tanışma işini halletsin."
Altay hâlâ hafiften bir kıskanıyor olsa da belli etmemeye çalışıyordu fakat ben anlıyordum.
"Asel, abiciğim bir bakar mısın?" Diyerek söze girdi, "arkadaşın vardı ya, neydi onun ismi abiciğim?"
Asel şaşkın bakışlarla abisini süzdü, böyle bir davranışı beklemiyordu haliyle sabah ki davranışlarından sonra. "İsmi Umut da neden sordun ki?"
Alt dudağını dişlerinin arasına alıp yumruğunu sıktı. "Bir gün tanışalım diyecektim, madem aranızda bir şeyler var, bende tanıyayım şu iti."
Asel gözlerini belerterek abisine dönünce Altay daldığı yerden gözlerini ayırıp başını salladı. "Pardon, arkadaşını işte her neyse artık."
Asel ile birbirimize bakarak güldükten sonra ben söze girdim. "Eee anlat bakalım biraz, nasıl biri mesela?"
Asel başını öne eğerek tatlı bir şekilde sırıttı, o anlatmaya başladığı sırada Altay sinirli bir şekilde bana bakıyordu, ona aldırış etmeden Asel'i dinledim. "Umut, harika birisi, çok iyi bir kalbi var bir kere üstlelik zeki de, bende öyle tabiki hatta ara sıra buluşup birlikte ders çalışırız aynı zamanda eğleniriz, öyle işte Beliz abla."
Dudağımı büzerek kafa salladım. "İyiymiş, şimdiden sevdim ben bu çocuğu," Altay'ı omuzundan dürttüm, "sen yorum yapmayacak mısın Altay?"
Gözlerini devirdi. "Bende sevdim bende."
Dinlemediğine yemin edebilir ama kanıtlayamazdım.
Öylece sessiz bir şekilde otururken Asel sohbet açtı. "Abi, Beliz abla bir şey soracağım," kafa salladım, "sor tabiki ablacığım."
Gözlerini kısarak benle göz teması kurmak için öne eğildi, aramızda Altay oturuyordu bu yüzden yüz yüze bakamıyorduk. "Siz nasıl tanıştınız abimle? Ben bunu çok merak ediyorum da bir türlü soramadım."
İşte o malum soru, her sorulduğunda vücudumun stresten buz gibi olduğu o soru.
Altay'la birbirimize baktıktan sonra aklıma gelen sinsice fikirle gülümsedim. "Abin çok güzel anlatıyor bizim hikayemizi Aselciğim, bu hikayeyi en iyi o anlatabilir." Bu sefer topu Altay'a atmıştım, hep ben mi anlatacağım hem, biraz da o anlatsın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Teen FictionTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...