Meeerhabalarr dostlaarr✨
Umarım tatiliniz verimli ve eğlenceli geçiyordur😻
Tatilde sık bölüm atmak istiyordum fakat planladığım gibi gitmedi maalesef ama uzun bir bölümle hakkını verdiğimi düşünüyorum
E o zaman şimdi de keyifli okumalarr🥘
🌼
Kurduğum alarm ile birlikte uyanmıştım. Gözlerimi ovuştururken derin uykusunda olan Altay'a baktım. Üzerinde tişörtü yoktu ve yüz üstü yatıyordu, kollarını yastığın altından geçirmişti. Ensesine öpücük kondurduktan sonra esneyerek doğruldum.
Bugün, yeni dönemin ilk günüydü. Öğrencilerimi özlediğim gibi eminim ki onlarda beni özlemişlerdi. Öğretmenliği sırf öğrenciler için seviyorum diyebilirdim.
Yüzümü yıkadıktan sonra hemen giyeceklerimi ayarladım. Okula giderken, kıyafet seçimimi günlük hayattan uzak tutmaya çalışıyordum. Daha doğrusu öyle demek doğru olmaz, öğretmene yakışır bir şekilde giyinmeye özen gösteriyordum. Bej renkli blazer ceketin içine beyaz ve kısa kollu bir tişört, altına yine aynı renkte olan kumaş pantolon giydim. Son olarak birkaç altın takıyla hazırlanmam bitmişti.
Odadan çıkacağım sırada Altay eliyle yataktan destek alarak doğruldu, gözlerini ovarak ayılmaya çalışıyordu. "Sen niye bu saatte uyandın ya?" Kısık gözleriyle sorgular bir şekilde beni süzüyordu. "Ayrıca nereye hazırlandın böyle?" Saçlarımı salık bırakmaya karar verdiğimde, bileğimdeki saati işaret ederek ona döndüm. "Aşkım bugün okul başlıyor ya hani. Bende bir öğretmen olarak sabah erkenden hazırlandım."
Tam olarak doğruldu ve üzerindeki battaniyeyi yan tarafa itti. "Dur o zaman ben bırakayım seni." Elimi yukarıya kaldırarak onu durdurdum. "Yok hayatım, hiç gereği yok gerçekten. Sen uyu, ben arabamla geçeceğim."
Aceleci davranarak ayağa kalktı, altındaki gri şortun beli aşağı düşmek üzere olduğu için düzelterek yanıma yaklaştı. Sol eli cebindeyken, sağ eliyle salık bıraktığım saçlarımı omuzumun arkasına bıraktı. "Ama böyle olmaz ki şimdi. Ben güzelim karımı, okula tek başına gönderemem. Allah korusun, velilerden birisi bakar falan. Bir facia çıkmasın, biz önceden önlemimizi alalım." Kısık sesle kıkırdadığımda yanağımı iki parmağının arasına sıkıştırdı. "Ne gülüyorsun kız? Güzelsin yalan mı?"
Hafif tebessüm ettikten sonra masanın üzerindeki çantama ilerledim. Altay da üzerine düzgün bir şeyler giymek için dolabı açmıştı. Parmaklarıyla çenesini kaşırken, ne giyeceği üzerine epey düşünmüştü. En sonunda haki yeşili polo yakalı bir tişört ve siyah kot pantolonda karar kılmıştı.
Eline aldığı giysileri beğenmiştim. "Güzel seçim. E kimin kocası?" Saçlarımı geriye savurarak yanına yaklaştım. "Bana benzemeye başladın sen Altay." Şaşkınlıkla kaşları havalandı. "Öyle mi düşünüyorsun? Bence sen bana benzedin daha çok." Yanağımdan bir makas alıp üzerine tişörtünü geçirdi. Ellerimi pantolonun cebine sokarken gülümsedim. "O zaman birbirimize benzemeye başlıyoruz diyebilir miyiz?" Dudaklarını birbirine bastırdı. "Diyebiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Teen FictionTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...