Herkese seeellaaamm!
Kitap hakkında biraz konuşayım diyorum da. Okunma sayısı, oylar, yorumlar artmaya başladıkça bu beni motive ediyor ve mutlu ediyor.Zaman geçtikçe de bu ortama alışıyorum ve bu da bana iyi geliyor. Sizler balsınız 🍯 vallahi seviyorum hepinizi ve de bol bol kucaklıyorum.♡
Bu arada sizleri instagram sayfama davet ediyorum. Paylaşım yapmaya ara vermiştim fakat tekrar devam etmeyi planlıyorum. Şu okullar bir tatile girsin de hele bölümler de aksamadan gelecek inşaallaaah. 😻
🌼
Sabahın altısında güneş daha yeni
doğarken yüksek sesli alarmın sesiyle ikimizde yataktan sıçrayarak uyanmıştık. Altay apar topar üzerindeki battaniyeden kurtulup ayağa kalktı ve sendeleyerek tuvalete ilerledi. Bende gözlerimi zar zor açabilmiştim. Yavaşça doğrulup oturur pozisyona geldim ve gözlerimi ovuşturarak ayağa kalktım. Yatağı, çarşafı her şeyi düzelttikten sonra ayılmak için tuvalete girdiğimde uyku sersemi olduğum için Altay'la çarpıştım. "Ay!"Altay beni bileklerimden tutarak silkeledi. "Uyan, uyan. Alo?" Bileklerimi sertçe çektim. "Tamam Altay ya çekilsene." Kapıdan çekilip tuvalete girmeme izin verdi. Bir süre lavabonun karşısında uyuklaya kalmıştım. Altay'ın gelip beni kontrol etmesiyle aceleden musluğu açıp soğuk suyu yüzüme çarptım. Biraz da olsa ayılmıştım. Yumuşak havluyla da yüzümü kurulayıp tuvaletten çıktım.
Odaya girdiğimde Altay üzerini çoktan giyinmişti bile. Mavi gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. "Hadisene yavrum. Ne bekliyorsun?" Esneye esneye adımlarken giysilerimi elime aldım. Hızlıca siyah taytımı iki bacağımdan geçirip üzerime de yaz sonu geldiğinden ve belki hava serin olabilir düşüncesiyle aldığım bej renkli sweatshirti giydim.
Altay kapının yanında bulunan bavullarımızı aldı. Bir tanesi de ben almıştım. Valizlerle birlikte ses çıkartarak merdivenlerden inmiştik. Perihan anneyi mutfaktan çıkarken görünce şaşırmıştım. Yazık kadıncağız bizim için sabah erkenden kalkmıştı. "Anne?" Elindeki kapların olduğu çantayı bana uzattı. "Al kızım. Sandviç, poğaça falan yaptım yolda acıkırsınız diye."
Altay annesinin arkasından boynuna sarılarak yanağına sesli bir öpücük kondurdu. "Annem benim. Perisin sen vallahi perisin. Eline sağlık anam." Onları izlerken gülümsememe engel olamamıştım. "Afiyet bal şeker olsun size oğluşum." Asel merdivenleri inerken Altay'la annesini sarılırken görünce kıskanmış gibi tavır aldı. "Oh ne güzel ana oğul sarılın siz. Hiç beni aranıza almayın." Perihan anne kıyamadığı için eliyle gel işareti yaptı. "Gel sende yavrum gel." Ardından bana döndü. "Sende gel kızım."
Bende onlara sarıldığımda dördümüz güzel bir aile tablosu oluşturmuştuk yalnız bir kişi eksikti. Ayhan baba. O da tam zamanında yatak odasından çıkıp yanımıza geldi. "Oh oh ne güzel bir vedalaşma bu. Bensiz bensiz olur mu ama hiç?" Ayhan baba ilk önce bana sımsıkı sarılmıştı. "Birbirinizi asla yalnız bırakmayın, hep koruyun kollayın. Kendi evinize gittiğiniz zaman evli olduğunuzu o zaman daha iyi anlayacaksınız. Sakın ola üzmeyin birbirinizi, kalp kırmayın şu üç günlük dünyada."
Ayhan baba bize verdiği nasihatlerden sonra oğluna sarıldı. Sırtına iki kez üst üste vurarak geriye çekildi. Altay'ın omuzunu sıkarak ensesini tuttu. "Koçum benim. Karına iyi bak, ona iyi bir hayat arkadaşı ol." Göğsünü kabartarak kendini gösterdi. "Bak annenle bana. Tıpkı bizim gibi olun işte."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAVAALANI
Novela JuvenilTelefonumu çantama koyup kalkacağım sırada omuzuma bir el dokundu. Omuzuma dokunan kişinin kim olduğuna bakmak için temkinli bir şekilde arkamı döndüm. Hiç konuşmama fırsat vermeden büyük bir risk alıyor gibi gözlerini yumarak derin bir nefes aldı...