Veda

6.5K 360 19
                                    


Ilgaz

İşyerinden bir bahane bulup ayrılmam zor olmuştu ama hastane odasında yatarken laboratuvardan aldığım zarfı ona ulaştırmamı sabırsızlıkla bekleyen can dostumu yarı yolda bırakamazdım.

Dün babası onun yatağının başını kaldırmak üzere eğilmişken omzuna düşmüş olan saçı, sonra da Çakır'ın ziyareti esnasında ona sarılmak bahanesiyle saçından kopardığı teli, DNA testi yaptırmam için bana vermişti. Allah can dostuma akıl fikir versindi, polislik içgüdüleri son sürat çalışıyor ve Çakır komiserin onun önce kaçırılan daha sonra öldüğü bildirilen kardeşi olduğunu sanıyordu. Umarım böyle bir şey olmazdı, beni ne kadar sinir ediyor olsa da Çakır'ın can dostumun kardeşi çıkmasını istemezdim. Eğer öyle bir şey çıkarsa son zamanlarda içimde ona karşı filizlenen duyguları öldürmek zorunda kalırdım. Böyle düşüncelere dalmış bir şekilde hastane koridorlarında ilerlerken Güney'in odasının önüne ulaştığımı bile fark etmemiştim.

Kapıyı hafifçe tıklatarak içeri girdim ve Güney'i yatağında oturur halde, dünden daha iyi bir durumda buldum. Elimde tuttuğum zarfı gördüğü halde heyecanla sordu. "Getirdin mi?"

"Al bakalım," diyerek kapalı zarfı ona uzattım. Sonucun ne çıktığını ben de çok merak ediyordum.

Güney zarf elindeyken başını yastığa dayadı ve gözlerini kapattı. "Dostum kalbim o kadar hızlı atıyor ki, kalp krizi geçirmekten korkuyorum. Çakır'a karşı hissettiğim o kan çekiminin ve abilik içgüdüsünün gerçek mi yoksa rastlantı mı olduğu şu zarfın içinde yazıyor ve ben onu açmaya korkuyorum."

"Benim açmamı ister misin?"

Güney tereddüt etmeden zarfı bana uzattı. Ellerim titremesin diye kendimi zorlayarak zarfın bir ucunu dikkatlice yırttım. İçinden çıkan tek sayfa kağıdı okumak için gözlerime yaklaştırdım. Kahretsin! Umudum boşa çıkmıştı, Çakır %99.99 Güney'in kardeşiydi. Ben şimdi ne yapacaktım? Hayatım boyunca ilk defa bir kıza karşı bir şeyler hissetmiştim, o da çıka çıka dostumun kardeşi çıkmıştı. Şu aşamadayken Çakır'a karşı hissettiğim duyguları öldürmek kolay olur muydu? Bu konuda çok tecrübesiz olduğum için ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilmiyordum.

Güney'in heyecandan eli ayağı titriyordu. "Ne yazıyor? Suratın asıldığına göre tahminimde haklı çıkmadım değil mi? Çakır benim kardeşim değil, her şey rastlantı. Ona karşı duyduğum koruma içgüdüsü ve abilik hissi de öyle." 

Dostumu daha fazla merakta bırakamazdım, o bunu hak etmiyordu. Kendimi zorlayarak gülümsemeye çalıştım."Tebrik ederim kardeşim, öldü sandığın kardeşin yaşıyor ve tahminin de yanılmadın. Çakır senin öz be öz kardeşin."

"Allah be!" Güney sevinçle bir nara attı, ardından elini karnına koyarak yüzünü buruşturdu. Aptal adam, yoğun bakımdan çıkalı ne kadar olmuştu? Hiç sağlığına dikkat etmiyordu.

"Biraz yavaş ol dostum, kendine zarar vereceksin."

Güney'in mavi gözleri sevinçten parlıyordu. "Onca erkekten sonra bir kız kardeşim olduğuna inanamıyorum. Hem de Çakır gibi aynı mesleği yaptığımız, ona saygı duyduğum bir kardeşim. Ben gerçekten çok şanslıyım, bu durumu hemen Çakır'la ve ailemle paylaşmalıyım."

"Biraz hızlı gitmiyor musun? Önce bir soluklanıp düşünsen, bu hızla hareket edersen herkesin yüreğine indirirsin sonra."

Güney biraz duruldu, anlaşılan sözlerim etkili olmuştu."Yine her zamanki gibi haklısın dostum, hadi sen işine geri dön, ben biraz yalnız kalıp düşünmek istiyorum."

Onu çok iyi anlıyordum, hazmetmesi gereken çok şey vardı."Ben kaçıyorum, senden haber bekleyeceğim."

Kürşat

ÇAKIR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin