Keyifli okumalarrrr...
Hayatın tesadüfleri mi şaşırtır insanı? Yoksa kadere mi bağlamak gerek bazılarını?
Düşüncelerim, sadece onları düşünmekle devam ediyordu; herhangi bir hareket yapmak istemiyordum, buna karar vermiştim.
Yaptıklarımla zararlı çıkan tarafta olmak, yormuş muydu bilmiyorum ama isteksizdim.
Hiçbir şey yapmadan sadece yatmak, yemeğimi yiyip uyumak istiyordum. Gözlerimi açmak bile bana büyük bir zahmet gibi geliyordu.
Kaç gün oldu bilmiyorum, odada pencere olmadığı için sayamıyordum.
Hoş, geçen bulunduğum yer de tamamen karanlıktı ama en azından kaçma umudum vardı.
Şimdi umutlarımın teker teker bittiğini hissediyordum.
Kurtulmak istiyor muydum?
Aklım bir süredir Yoongi'nin beni öptüğü ama aslında oyun olan öpücükte dolanıp duruyordu.
Yalan olması nedense canımı sıkıyordu ama neden böyle hissettiğimi bilmiyordum.
Belki de ilk kez bir erkek tarafından öpüldüğüm için olabilirdi.
Kapı açıldı, gözlerimi baktığım tavandan ayırmadım. Nasıl olsa yine birisi dolabı yenilemeye gelmiştir düşüncesi vardı kafamda.
Ama gelen onun için gelmemişti.
Göz hizama giren Yoongi'nin yüzündeki o sıcaklığı görmüştüm. Genelde soğuktu, şimdi ne olmuştu?
-Sana resim yapabilmen için bir şeyler getirdim, seviyormuşsun.
Kaşlarımı çattım. "Nerden biliyorsun?"
-Öğrendim." Göz hizamdan çıktığı an vücudumu doğrulttum. Yandaki masanın üstüne getirdiği palet, birkaç akrilik boyayı ve tuvali sermişti.
-Neden bunu yapıyorsun?" Sorduğum soruyla bana döndü. Hala mutluydu.
Mutlu olmasındaki sebep neydi?
-Çünkü..." dedi yatakta yanıma otururken. "Keyfim yerinde. Seni de ödüllendirmek istedim."
-Beni ne zaman bırakacaksın?" Çok büyük bir hata yapmışım gibi öfkeyle baktı. "Bunun bir cevabı yok." Ekledi. "Suçlu olmadığını anladım ama lazımsın, arkadaşını bulmam için."
-Ben nerede olduğunu bilmiyorum dedim. Hem mesaj attığını söyledin, Jimin dönmemiş sana. Bir daha asla dönmez, umrunda bile değilim." Yüzümü ayak parmaklarıma doğru indirdim. Herhangi bir şey demedi. Bekledi.
Sessizlik canımı sıkıyordu ve ben delirmek üzereydim.
-Bunu o arkadaşını bulunca tekrar konuşuruz." Ayağa kalktı. Sanki toz varmış gibi ellerini çırptı. "Keyfine bak."
Gideceğini anladığım an bacağından tuttum. Eğildim önünde, sanki büyük bir kusur işlemişim gibi.
Ama en masum insan bendim şu hikayede.
-Lütfen..." dedim ellerimle pantolonunu tutarken gözlerim yine kızarmaya başladı. Görmemesi için pantolonuna doğru yaklaştım. "Bu odada delireceğim, lütfen."
Hiçbir şey demedi yine. Ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim. Sustu.
Bu kadar mı caniydi? Bu kadar mı katıydı? Hiç mi duygusu yoktu?
Suçsuz olduğumu kabul ettiğini söylemişti, en azından bana suçlu muamelesi yapmaktan vazgeçemez miydi?
-Böyle yapınca..." derin bir nefes verdi. "Sikeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'esprit de l'eslacier
FanfictionMin Yoonginin mekanında gizlice çekim yapmaya kalkışan Jeon Jungkook başına geleceklerden habersizdi. /yoonkook