-Bir kez yaparsan, ikinciyi de istersin

210 19 0
                                    

-Ne istiyorsun?" Göz bandını ona yaklaştırdım. "Gözlerini bağlayacağım." Elimle kamera ve kapıyı işaret ettim. "Sadece 30 dakika izin istiyorum. Kamerayı kapattır. Kimse içeri girmesin. Sadece sen ve ben... Otuz dakika. Yapayalnız olacağız."

Kararsızlık ne demek çok iyi biliyordum, genellikle kararsız kalmayı sevmeyen biriydim ama en çok kararsızlığı da ben yaşardım.

Bazı şeylerin zamanı olurdu, yerinde söylenmesi gerekirdi. Benim şu an bulunduğum konum çok zamansızdı. Yaptığım teklif aşırı aniydi.

İtiraf etmem gerekirse, bunu diyeceğimi ben bile tahmin etmiyordum. İçimdeki sesi tamamen dinleme kararı almıştım, olacak olanlar bir an önce olsun ve bitsin istiyordum.

Aklımda bir şeyler vardı. Hiçbir zaman hazırlıksız bir işe girişmezdim. Bu sefer işimi sağlama almıştım.

Tek sorun yalana başvurmamdı. Bu durum çok berbat bir yola sokacaktı çünkü eğer benim garip hislerimi Yoongi de hissetmiyorsa canımdan olabilirdim.

Tepkilerini ölçmek benim için şu devrede çok daha zordu, yatakta geriye doğru yaslanarak benim kararlı gözlerime bakıyordu. Düşünüyordu: olabilecek riskleri, yaşanabilecek şeyleri, farkında olmadan yapabileceklerini... Belki de risk alırsa ne olabileceğini de hesaplıyor olabilirdi.

Kaçamayacağımın farkındaydım, dışarıda bir yığın dolusu adam vardı. Ama bu odada kimse beni izlemezse yapabileceklerim farklı olabilirdi.

Kaçmaya çalışmayacaktım veya bu odadan bir kaçış yolu yapmayacaktım. Gerçekten sadece Yoongi'yi deneyecektim.

Ne kadar becerikli olduğumu bilmiyordum, hayatımda bir iki defa öpüşmekten ileriye gitmemiştim. Ama filmlerden aşinaydım, Jimin'in zorla izlettirdiği saçmalıklar ilk defa işime yarayacaktı.

Yoongi ayağa kalktı, tam dibimdeydi. Yerimden hareket etmedim. Konuşmasını istedim.

-Gerçekten Jimin'in yerini biliyor musun?" Dediği şeyle yutkunurken başımı salladım. Yalan söylemekten daha da zor olanı belli etmemeye çalışmaktı. "Pekala." Dedi Yoongi. Kapıya doğru hareket ederken içimdeki sesi sevmedim.

Sırf Jimin'in yerini öğrenmek için yapacak.

Düşüncelerimi kovmaya çalışırken kapıyı açmıştı Yoongi. "Bu odanın kamerasını kapatın. 40 dakika sonra tekrar açın. Ne olursa olsun içeri girmeyeceksiniz. Kırk dakikanın sonunda çıkmazsam o zaman girin."

Kaşlarım çatılırken Yoongi bana döndü. "Belki işimiz uzun sürer." Yandan hafifçe gülerken kapıyı kilitledi. Anahtarı bana fırlattı, havada kaptım.

Kameraya doğru bakarken yanındaki kırmızı yanan ışığın söndüğünü gördüm.

Kabul etmişti.

Dudaklarımı ıslatırken Yoongi tekrar yatağa oturdu, ellerini hafif arkaya doğru yaslarken gözlerime bakıyordu, her zamanki gibi.

-Süren başladı. İstediğini yap."

Derin bir nefes alırken kamera ve kapıya tekrar baktım. Kapıyı gözlerimin önünde kilitlemişti, anahtar şu an bendeydi. Onu yandaki masanın üstüne koyarken kameraya da baktım, ışıkları yanmıyordu. Kapalıydı, emindim.

-Güven sorunların bittiyse başla, zaman senin aleyhine işliyor." Yoongi'ye dönerken saçlarını karıştırıyordu. "Bir daha bu fırsatı vermeyebilirim."

Göz bandını Yoongi'nin gözlerine bağlarken olabildiğince sıkı bağladım. Öyle ki bir ara Yoongi'nin 'yavaş' dediğini duydum ama takmadım bile. Arkasına geçmiştim. Üstündeki gömleğin yakasına bir parmağımı geçirip onu yatağa yatırdım. Dudaklarındaki gülümseyi sevmemeye başlamıştım, bundan zevk almasını istemiyordum.

Bana aşık ise, bu otuz dakikanın sonunda sürünsün istiyordum.

Çekmeceye tekrar yöneldim. Birkaç ip daha vardı, bunların burda olduğunu bilmediğine adım gibi emindim. İpleri yatağın kenarına koyarken Yoongi'yi yatağın başlığına doğru çevirmeye çalıştım.

-Yardım et.

Yoongi duydukları ile kendini döndürürken sağ elini yatağın yanındaki demire bağladım. Gülerken beni bir kere bile durdurmadı. Diğer elini de bağladıktan sonra nefes alışverişlerim hızlanmıştı.

-Bundan zevk mi alıyorsun?" Yoongi bu dediklerime daha da gülerken dudaklarını yaladı. "Yapacaklarını tahmin ediyorum. Çünkü ilk defa cesaretli davranıyorsun."

-Yanılıyorsun." Bacaklarını bacaklarımın arasında sıkıştırırken dudaklarımı sağ kulağına yaklaştırdım. "Sürenin sonunda acı çekeceksin. Yalvaracaksın."

Bilmediği bir şey daha vardı. Beni aptal olarak görüyordu ama benim başka bir planım daha vardı.

Geçenlerde bana yaptığı şeyin aynısını ona yapacaktım, gülmeye başladım. Yastıkla yatak arasında sakladığım şırınga ve ilacı elime aldım.

Bunu o istemişti. Biraz acı çekmesinde bir sorun yoktu.

-Ne yapıyorsun?" Şırıngaya ilacı doldurduktan sonra elimle kolunu okşadım. "Kırk dakika demiştin değil mi?"

İğneyi hızlıca sağ koluna sokarken acımış olmalı ki hafif bir ses çıkardı. Yardım çağırmasından o an korktum. Elimle ağzını kapatırken artık tamamen üstüne çıkmıştım.

-Bağırmak yok. Sessiz lütfen."

Yoongi ellerini çözmeye çalışıyordu çünkü terliyordu. Aynı benim o gün terlediğim gibi...

Tek bir fark vardı: benim verdiğim ilaç libidoyu yükseltiyordu.

Bu ilaç ve iğneyi bulmam aşırı uğraştırmıştı. İlk günler hiç gelmedikleri zaman, arkada masa olduğunu biliyordum. Yoongi yanıma ilk geldiğinde sürekli oradan bir şeyler almıştı. 2 gün boyunca oraya ulaşmak çok zor olmuştu. Önüme gelen ilk şeyleri cebime yerleştirmiştim. Bir yerlere taşınırken, götürülürken yarı baygın olmam bir işe yaramıştı. Cebimdekileri bir yerlere koymak, saklamak çok zor olmuştu ama başarmıştım.

Gözlerim ilk açıldığı an kameraya belli etmeden aldığım ilacı incelemiştim. Ne olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Doğru anı beklemem gerekiyordu artık.

Doğru an gelmişti, bu da benim işime gelmişti. Belki yaptığım hataydı, büyük ihtimalle. Ama en azından bir şeylerin açığa çıkması için güzel bir zamanlamaydı.

Belki bu yol yanlıştı ama artık hiçbir şey umrumda değildi.

Karşımdaki Min Yoongi, terlerken ellerini hareket ettirmeye çalışıyordu. Ama yapamıyordu. Aynı çaresizliği yaşaması hoşuma gidiyordu ama biraz da pişmandım.

Onu bu halde görmek canımı acıtmıştı.

Sanırım gerçekten de ona aşık olmuştum.

Merhabalar!

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Yeni bölüm haberi vereyim hemen: bu cumartesi gelecek.

Tek bir kitapla ilgilenip diğerlerine geçeceğim. Yani bu kitabın finali olana kadar diğer kitaplarıma ara verdim.

Sıklıkla buluşacağız burada, umarım hoşunuza gider.

Görüşürüz.

L'esprit de l'eslacierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin